islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5031
EURO
36,4292
ALTIN
2.955,81
BIST
9.302,94
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Musiki ve toplu tekrarlarla 75 günde hafız olacaklar

Musiki ve toplu tekrarlarla 75 günde hafız olacaklar
10 Eylül 2021 09:00
A+
A-

Hafız olmak, Allah’ın insanlara gönderdiği 30 cüzü, 600 sayfalık mesajı ezberlemek zor ve meşakkatli bir çaba gerektiriyor. Klasik yöntemlerle genellikle 3 yıl, büyük bir uğraş verilirse 8-10 ayda Kur’an-ı Kerim ezberlenebiliyor.

Akademisyen Gülsüm Arslan da hafızlığını 3 yılda tamamlamış birisi ancak öğrencilerinin 3 aydan daha kısa bir sürede hafız olması için uğraşıyor.

Kıraat eğitimini projenin de danışmanları arasında yer alan Dr. Fatih Çollak’da tamamlayan İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi (İZÜ) İslami İlimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Gülsüm Arslan, 30 yaşında gittiği bir davette dinlediği Kur’an-ı Kerim’den etkilenmesinin üzerine hafız olmaya karar verdi.

Arslan, mevcut yöntemlerle hafızlığını 3 yılda tamamlamasının üzerine, yüksek lisans tez konusu olan “Hafızlık Projesi”ni geliştirdi.

Gülsüm Arslan, yüksek lisans tezi olarak yazdığı proje kapsamında 3 yıl önce İstanbul Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinde, Haseki Abdurrahman Gürses Eğitim Merkezi Müdürü Osman Egin’in koordinatörlüğünde gerçekleştiren uygulamada öğrencilerin koro halindeki ezberlerinin daha kısa sürede ve kalıcı olarak yapıldığını fark etti.

Arslan, bir yılda bitirilen uygulamanın ardından çalışmayı bir yaz kampı kapsamında tamamlamayı hedefleyen yeni bir modellemeyle güncelledi.

Bu kapsamda İZÜ’de yönetimin destekleriyle haziranda 35 öğrencinin katılımıyla başlayan çalışma modeliyle günlük yaklaşık 10 sayfa ezber yapılabiliyor.

Projenin, gelecek ay mezun edilmesi hedeflenen ilk hafız adaylarının bir gününe, AA ekibi tanıklık etti.

“Bu projeyi hafızlıklarını 75 günde bitirmek üzere başladık”

AA muhabirinin projeye ilişkin sorularını yanıtlan Arslan, projenin ilk kez denendiğini belirterek, şu bilgileri verdi:

“Bir günde 10 sayfa ezber yapıyoruz. Yani bireysel ezberde iki saatte bir sayfa ezber yapılabilirken, projeye ilk başladığımızda bir sayfa ezberimiz 45 dakika sürerken, şu anda 25 dakikaya düştü. Zihin açılıyor. Hafızlıklarını 75 günde bitirmek üzere başladık bu projeye. Üçte ikisi bitti, üçte biri kaldı. Yani Kur’an-ı Kerim’i 10 cüz olarak üçe ayırdık. Birinci 10 cüzü elimize aldık, her cüzün birinci sayfasından başladık ezbere. Sonra ikinci gün, ikinci 10 sayfaları ezberlerken ilk günkü ezberlenen o 10 sayfanın da has dediğimiz kuvvetlendirme işlemini yaptık. Tekrarlı metotlarla periyodik aralıklarla tekrarlarla uzun süreli belleği atarak hafızlığımıza devam ediyoruz.”

Hafız adaylarının dört Arapça öğretmenliğinden, bir işletme fakültesinden, bir imam hatip lisesinden olmak üzere 35 kişiden oluştuğunu dile getiren Arslan, şöyle devam etti:

“Hangi bölümden olursa olsun beyinlerini ortak meleke halinde çalıştırdık. Yani beyin yönetimi bizim elimizde. Ortak bir ağız, ortak bir meleke, ortak bir hız kazandırıp, Tashih-i Huruf, tecvitlerine dikkat ederek ezberimizi yaptırıyoruz. Önce biraz makam dersi verdik. Ritimli olduğunda öğrenciler sıkılmıyor. Daha kolay ve daha kalıcı ezber. Yani tamamen işitsel gibi. Görsel de etkili ama işitsel daha çok. Hafızlık yapan bir birey sesli olarak ezber yapar ki kulağından yardım alsın. Ama biz burada 35, bir de ben 36 kişinin sesi, yüksek voltajda beyne elektrik verilmiş gibi oluyor. Bilinçaltını uyarıyor. Yani çok uyaran ses olduğu için ezber daha kalıcı, sınıf ortamında, benim kontrolümde olduğu için hata yapma şansları da yok. Yani elhamdülillah bu sistemin özellikle ilahiyatlarda tutacağını düşünüyorum. Çünkü işin içine meali de kattık. İki sene önce yaptığımız projeyi, yöntem olarak aynı olsa da uygulamada format olarak tamamen değiştirip, geliştirdik. Bu modeli farklı farklı modellemelerle de geliştirmeyi düşünüyorum.”

Gülsüm Arslan, işin zor kısmının sınıfta yapıldığını, sistem içerisine mealin de katılmasıyla öğrencilerin Kur’an-ı Kerim ile duygusal, manevi bağlarını koruyabildiğini ifade etti.

Öğrencilerin yaşlarının 20 üstünde olduğunu dile getiren Arslan, “Hep hafızlık küçük yaşlarda yapılır denirdi. Ben 30 yaşında hafızlık yapmış birisi olarak bunun yapılabileceğine inanıyorum.” dedi.

“Birinci hedefimiz programın ilahiyatlarda yaygınlaşması”

İZÜ İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi ve proje danışmanı Prof. Dr. Özcan Hıdır da “Bu programın Türkiye’de, belki de dünyada hafızlıkla ilgili pradigmayı değiştirecek bir proje olduğunu düşünüyorum.” dedi.

Üniversite yönetiminin tam destek verdiği projenin yaygınlaşıp, yaygınlaşmayacağını zamanın göstereceğini ama çalışmanın Türkiye’de çok tutulacağını, yaygınlaşacağını düşündüğünü aktaran Hıdır, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Ancak burada hoca unsuru, kimin yaptırdığı çok önemli. Bunun biraz spesifik yönleri var. Öncelikle biz bunun ilahiyatlarda, yüksek öğretimde bir İZÜ modeli olarak yaygınlaşmasını arzu ediyoruz. Daha sonra Diyanet’te belki, bu alana yatırım yapmış STK’larımızda yaygınlaşacağını düşünüyorum. Bu yaygınlaşınca ilk önce çekinceler de olacaktır. Bazı muhafazakar tutumlar olacaktır. Çünkü uzun yıllara sari Türkiye’de ve dünyada daha uzun sürelerde ve küçük yaşlarda uygulanan bir hafızlık modeli uygulanıyor. Şimdi bu proje üniversite seviyesinde yapılıyor ama bunun daha küçük yaşlarda yapılması zaten mümkün. Ama bizim birinci hedefimiz ilahiyatlarda ve İslami İlimler Fakülteleri’yle ona muadil kurumlarda, belki Diyanet İşleri Başkanlığımızın pilot uygulamaları şeklinde ilk önce yaygınlaşması. Daha sonra diğer modelleri beraberinde gelecektir. Bence bunun en önemli özelliklerinden birisi dünyada da bu model bence ilk. Dolayısıyla belki bu başka dillere de tercüme edilip, Türkiye modeli olarak yaygınlaşacak. Bunların hepsi zamanla göreceğimiz şeyler.”

Prof. Dr. Hıdır, yaz kampının çalışmanın kısa bir versiyonu olduğunu, esas itibarıyla çalışmanın örgün eğitim içerisinde planlamasını arzu ettiklerini ifade ederek, “Böyle olduğu takdirde 5-6 ay ya da 1 senelik modelleri geliştirilebilir. O modelle ham dediğimiz sayfalar yapıldıktan sonra belki bir aylık yaz dönemindeki yoğun bir süreçte hası yapılabilir. Dolayısıyla bir sene de mükemmel bir iş de ortaya çıkabilir.” diye konuştu.

“Pandemiyi en güzel şekilde değerlendirdiğimi düşünüyorum”

Hafız adaylarından Arapça öğretmenliği 3. sınıf öğrencisi Gamze Çekirdekoğlu, daha önce hiç hafızlık düşünmediğini ancak 3 aylık bir proje olduğunu duyunca katılmaya karar verdiğini söyledi.

Çekirdekoğlu, ilk başlarda biraz zorlandıklarını ancak hızlıca adaptasyonun sağlandığını dile getirerek, duygularını şöyle anlattı:

“İkinci haftaya geçtiğimizde herkes kolaylıkla ezber yapıyordu. Zaten kampüsümüzün imkanları saymakla bitmez. Herkesten Allah razı olsun. Bize çok büyük imkanlar sundular. Pandemiyi bu 3 ayda değerlendirebileceğim en güzel şekilde değerlendirdiğimi düşünüyorum. Geriye baktığımda bu 3 aydan sonra pandemide geçen 1,5 sene ne kadar boş geçmiş diyorum. Buraya gelmeden önce hiç hafızlık düşünmüyordum çünkü ben de çok korkutulmuştum. Buraya geldikten sonra ne kadar tekrar yaparsak o kadar unutmayacağımızı fark ettim. Hocamız da bu programı tekrar üzerine oluşturduğu için sürekli tekrar ediyoruz, bu da kalıcı olmasını sağlıyor. Bu da 3 ay gibi bir sürede çok cezbedici aslında. Çünkü insanlar 3 yılını geçiriyor hafızlık programlarında ama daha çok hoca ya da aile baskısıyla yapılıyor. Biz buraya hepimiz gönüllü olarak geldik ve bir baskı yok üzerimizde.”

“Bu programı ben de şahsen uygulamak isterim”

İslami İlimler Bölümünde Yüksek Lisans öğrencisi olan hafız adaylarından Sümeyye Bilgin de lisans döneminde ezberinin iyi olduğunu fark ettiğini, bunun üzerine de programa katıldığını dile getirdi.

Bilgin, bu programa zorlama ya da baskısıyla katılmadığını aktararak, “Burada bize hiçbir şey yasaklanmadı. Burada herkes kendi iş disipliniyle hareket ediyor. Zaten hepimiz 20 yaşın üzerinde yetişkin insanlarız. Üniversite de bize her imkan sağlandı. Dersten sonra kimimiz yurtta, kimimiz camide, kimimiz açık havada ya da kütüphanede dersini yapıyor. Hiç sıkılacak bir vaktimiz olmuyor.” diye konuştu.

Arslan’ın manevi desteğinin, ders sırasında söylenilen ilahi ve türkülerin, zaman zaman ziyarete gelen hocalarının derse olan motivasyonlarını diri tuttuğunu anlatan Sümeyye Bilgin, sözlerini şöyle tamamladı:

“Şu anda mevcut olan düzende her yerde hafızlık programı çok uzun yıllar sürüyor ve gençler bu süre içerisinde kendilerini diğer eğitim alanlarında geliştiremiyorlar. O yüzden yaz tatilinde bitecek olan bu programı tabii de ben de şahsen uygulamak isterim.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.