“Rabbi ona: ‘Teslim ol’ dediğinde (O:) ‘Alemlerin Rabbine teslim oldum’ demişti.” (Bakara 131. Ayet)
Müslüman; ruhuyla bedeniyle, etiyle kemiğiyle, varlığı ve yokluğuyla, sağlığı ve hastalığıyla velhasıl her şeyiyle Allah’a teslim olandır. İkircikli hallerden uzak, samimi ve içten, gönül rahatlığıyla, Allah’ın emir ve yasaklarına riayet edendir.
Müslüman, Allah’tan başka bütün ilahları ret eden, yaratan ve yaşayan, hükmün kendisine ait olan Allah’a, peygamberlerine, kitaplarına, meleklerine, ahiret gününe iman edendir.
Müslüman, ahireti dünyadan daha hayırlı gören ve ahiret merkezli bir hayat yaşayandır. Yaratılış gayesini Allah’a kulluk olarak görendir. Dikili putları, heykelleri, izim ve ideolojileri, liderleri, parti başkanlarını, şeyhleri ve bilumum insanı ayartacak ne varsa hiç birisini Allah’a ortak koşmayandır.
Müslüman, hayatın ve ölümün ne demek olduğunun farkında olan ve dönüşün Allah’a olacağını bilendir. Müslüman demek, yolunu şaşırdığında yüzünü ve kalbini Kur’an’a ve Kabe’ye dönen ve tövbe edendir.
Müslüman, tagutlardan, nefsini ilah edinenlerden, Allah’sız peygambersiz düzenler kurup insanlar arasında fitne ve fesat saçanlardan uzaklaşan, onlara buğuz duyandır. Müslüman, her türlü beşeri ideolojiden, laik seküler hayat tarzından beraat eden demektir.
Müslüman, siyasetinde, ekonomisinde, hukukunda, içtimai hayatında, eğitiminde, işinde, komşuluk ilişkilerinde, düğünlerinde, cemiyetlerinde, derneklerinde, dost – düşman ilişkilerinde, Allah’ın rızasını gözeten, haram ve helallerine riayet eden demektir.
Müslüman, modern hayat tarzına, adaletsiz kapitalist üretime, müsrifçe ahlaksız tüketime, laik seküler davranış kalıplarına itiraz edendir. Şeytanlaşmış insanlardan, Allah’ına ve Peygamberine saldıranlardan, dini oyun ve eğlence olarak görenlerden uzaklaşan demektir.
Müslümanım, kendisini Allah ile aldatanları tanıyan, Allah ile aldatıcıların tuzaklarına düşmeyen demektir. Siyasetlerinde gavuru taklit eden, cenazelerinde aşr-ı şerif okuyan, Kur’an’ı ve Peygamberi dünyevi çıkarlarına alet edenlerden uzak duran demektir.
Müslüman, İslam’dan başka dini, hayat tarzını, Peygamberden başka önder ve lider, yol gösterici, ilke ve inkılap belirleyici kabul etmeyendir. Bütün beşeri ideolojileri, beşer kaynaklı dünyevi dinleri, “La” diyerek elinin tersiyle itendir.
Müslüman, önce tagutları reddedip Allah’a şirk koşmadan iman edendir. Tagutları reddetmeden iman edilemeyeceğinin bilincinde olandır. Allah ve Resulü kendisini hayat verecek amellere çağırdığında hemen icabet edendir. Allah’ın kişi ile kalbi arasına girdiğini bilendir.
Müslüman, Allah’a ve Resulüne başkaldıran, Allah yokmuş gibi yaşayanlara, hak ve hakikati yaşantısıyla gösterendir. Allah’ın kendisi için belirlemiş olduğu “Müslüman” isminden başka isimlere itibar etmeyendir. Ehl-i sünnet, ehl-i şia, ehl-i tarik olmadığı gibi laik, kapitalist, milliyetçi, muhafazakâr, demokrat, Kemalist, liberal, Marksist, komünist vb. olmayı reddedendir.
Müslüman, sadece Allah’a teslim olan, dünya ahiret, din işi dünya işi diyerek hayatı ayırmayan, yaratanın da hükmedenin de Allah olduğuna iman edendir.
Müslüman, laik seküler siyasetten, müdebbir birer rab gibi davranan ölümlü ilahlardan, Allah’a kafa tutarcasına haramı helal, helali haram yapanlardan uzak durandır.
YAKUP DÖĞER
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-