islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5031
EURO
36,4292
ALTIN
2.955,81
BIST
9.302,94
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Müslüman Bireyi ve Toplumu Ayakta Tutan Bazı İlkeler

Müslüman Bireyi ve Toplumu Ayakta Tutan Bazı İlkeler
19 Şubat 2019 10:08
A+
A-

Bugün, İslâm’ın insan hayatını üzerine bina etmeyi amaçladığı belli başlı ilkeleri (“On İki Emir”i) içeren İsrâ/22-39.âyetlerin son bölümündeki altı ilkeyi ele alıyoruz (diğerlerini önce görmüştük):

  1. 33. Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın dokunulmaz kıldığı cana kıymayın. Bir kimse haksızlıkla öldürülürse velisine yetki verdik; ancak o da kısas yoluyla öldürmede sınırı aşmamalıdır; çünkü o, yeterince yardıma mazhar olmuştur. 34. Rüştüne erinceye kadar yetimin malına, güzel bir ni­yetle olmadıkça yaklaşmayın. Ahde vefa gösterin; çünkü ahid sorumluluktur. 35. Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve doğru terazi ile tartın. Bu hem daha iyidir hem de sonucu daha güzeldir. 36. Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönül, hepsi ondan sorum­ludur. 37. Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma! Ne yeri yarabilir ne de dağlar­la boy ölçüşebilirsin. 38. Bütün bunların kötülüğü, rabbinin katında sevimsiz olmasıdır. 39. İşte bunlar, rabbinin sana vahyettiği hikmetlerdir. Allah’tan başka ilah tanıma; sonra kınanmış ve kovulmuş olarak cehenneme atılırsın.

7.Emir; adam öldürmemektir (Bak: En’âm 6/151). 33.âyetteki “sultân (yetki)kelimesi, haksız yere öldürülen kişinin velisine, ka­tile yasal cezanın uygulanmasını talep etme veya affetme şıklarından birini tercih yetkisi olarak açıklanmıştır. Âyet, katile ölüm cezası uygulanması halinde velinin öldürmede aşırılığa gitmemesini ister. Bu “aşırılık” iki şekilde açıklanır:

  1. a) Sadece ölüm cezası uygulanma­lı; işkence, organ kesme vb. yapılmamalıdır.
  2. b) Katilden baş­kasına zarar verilmemelidir. Câhiliye Araplarında maktulün yakınları sadece katilin öldürülmesiyle yetinmez, daha fazla kişiyi öldürmedikçe adaletin yeri­ne gelmeyeceğine inanırlardı. Âyet bu haksızlığı yasakladı. Râzî “sınırı aşmama” yı, ‘he­men ölüm cezası verme yolunu seçmeyip öncelikle diyet alma veya affetme şık­larının düşünülmesi daha uygundur’ şeklinde açıklamıştır.

“Hiç bir canı öldürmeyin” yasağı Mevdudi’ye göre sadece başkalarını değil, kişinin kendi canını da kapsamı içine alır; zira o da bu yasağa dâhildir. Bu nedenle intihar da cinayet gibi büyük bir günahtır.

Âyetin sonundaki “yardım”dan maksat, Allah’ın katile verilecek cezayı takdir etmek suretiyle maktulün yakınına yardım etmiş olmasıdır.

8.Emir; yetim malı yememektir. 34.âyetteki bu emir sadece ahlâkî bir tavsiye niteliğinde değildir. İslâm devleti yetimlerin haklarının korunması için hukukî ve kanuni önlemleri alır. Bunların ayrıntıları fıkıh ve hadis kitaplarında yer almıştır. Bu hüküm, kendi haklarını koruyamayan kişileri de kapsayacak şekilde genişletilebilir. Peygamberimiz (s.a) “velisi olmayanın velisi benim” buyurdu.

9.Emir; verilen sözü tut­maktır. 34.âyetteki “Ahdi yerine getirme” ilkesi sadece fertler için ahlâkî bir emir olarak kalmadı; daha sonraları İslâm devleti kurulduğundan itibaren İslâm toplumunun ve devletinin iç ve dış ilişkilerinde tavrını belirleyen yol gösterici bir ilke oldu.

10.Emir; ölçüyü ve tartıyı tam yapmaktır. 35. âyette bu ödevi yerine ge­tirmenin hem ödev olarak iyi, hem de sonucunun güzel olduğu belirtildi. Râ­zî’ye göre ölçü ve tartıyı tam yapmanın iyi olması, bunu yapanın gerek Allah ge­rekse insanlar katında sevilmesidir; akıbetinin güzel olması ise dünyada kendisine yarar sağlaması, âhirette de sevap kazandırmasıdır.

11.Emir; kişinin bilmediği bir şeyin peşine düşmemesi, bilgisiz hüküm vermemesidir. 36.âyette insanın bilmediği bir konuda söz söylemesi, hüküm vermesi, bilgisizce davranması, bilmediği tanımadığı kişiler hakkında ileri-geri konuşması, daha özel olarak yalancı şahitlik yapması, iftira atması, kısaca bilgi sa­hibi olmadan tahmine göre herhangi biri için maddî veya manevî zarara yol açacak şekilde konuşması ve hareket etmesi yasaklanıyor.

12.Emir; büyüklük taslamaktan sakınmaktır: “Yeryü­zünde böbürlenerek dolaşma!” Zira bu boş bir kuruntudan ibarettir (Ayrıca bk: Lokman 31/18). Rasûlüllah (s.a), ‘kalbinde zerre kadar kibir bulunanın cennete giremeyeceğini bildirmiştir (Müslim, Îmân 147-149). Akıllı insan daima alçak gönüllü olur.

38.âyette, bu ilkelere (12 Emir’e) uymamanın Allah nezdinde sevimsiz, dolayısıyla haram olduğu; 39.âyette de bu emirlerin “hikmetten vahyedilmiş ilkeler” olduğu bil­dirildi (Tefsirlerden özetledik).

(Konuyla ilgili geniş bilgi için bakınız: Abdullah Yıldız, On İki Emir/Kur’ân Edebi, Pınar Yayınları.)

Abdullah YILDIZ

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.