“Siberpunk” diğer adıyla Siber çılgınlık, “yüksek teknoloji, düşük yaşam” anlamında kullanılan bilimselliğin alt kültürü olarak tanımlanır. Bu bağımlılık, bilim ve teknolojinin hızla ilerlediği; ancak, toplumların geniş bir kısmının yaşam kalitesinin çok düşük olduğu bir dünya kültürüdür.
Bilim ve teknoloji ileri seviyedeyken, refahın alt düzeyde seyretmesi, mutlak teknolojinin aksine, kullanıcı teknolojisine bağlanmıştır. Kullanıcı teknolojisidemek, topluma arz edilen teknolojinin yüksek taleple işlem görmesi demektir. Yani topluma entegre edilebilmiş teknolojidir. Mutlak yüksek teknoloji demek değildir. Genele arzla, talep edilen teknolojik ürünler yüksek bedeller karşılığında satılır ve toplum kültüründe kabul görür.Kullanıcı teknolojilerinin gerçekleşmesinin esas dinamiği ve dayanağı seri üretimle yayılıyor olmasıdır. Seri üretim, kültürel direnci yok eder ve topluma kendi istediği şekli verir. (Taban ekonomisi – Planlı Eskitme)
(Bitcoin vb coinler de birer seri üretim ürünleri olduğundan siberpunk riskine tabidir.)
Dijital ve teknolojik tabanlı seri üretim malları da kullanıcı teknolojilerini ifade eder. Oysa; bizler, toplum olarak, teknoloji denildiğinde, bunu çok ileri bir olguymuş gibi tahayyül ederiz. Kullanıcı teknolojilerinin en ilerisi demek, toplum kültür yapısının kabul ettiği, benimsediği ve kullandığı en ileri teknoloji demektir. Çünkü; kültür, hantaldır, ilim ve ilme dayalı olarak gelişen teknoloji ise çok dinamik ve yüksek hızdadır.
Sosyal yapıyı, toplumsal düzeyde muhafaza etmek, kültürel bir refleks olarak hantallaşarak ihtiyat eder. Bilim ve ilim arasındaki sürtüşmeden doğan kısa devre kıvılcımları da bu farklılaşmalardandır. Hak be Batıl savaşının kökü de buraya dayanır. Genel anlamda, muhafazakar tutum; bu içgüdü ile hareket eder ve çoğu zaman “Hak” olan yolu unutmakta ve yoldan sapmaktadır. Buna çok kıymet verdiğimiz, tarihsel köklerimizde dahi rastlayabiliriz.
Kendisinin “ateist” olduğunu söyleyen bir tanıdığım, “Tanrı benim dualarımı kabul etmiyor” iddiasıyla, hem Allah’ın varlığını reddedip, hem de ateistliğini ıspatlamaya çalısıyordu. Bu onun paradoksuydu sadece. “Tanrı” ifadesiyle inandığı gücün elinde kabul ettiği, dile getirdiği sözlerinin (dileğinin/duasının) kabulüydü, zihinsel parçalanmışlığı… (*)
Matematik, sizlerin ne ifade ettiğinizle değil, nasıl konumlandığınızla ilgilenir ve yalan söylemez. Bu yüzden kültürel bir ölçü bilimi değildir. Hakikati işaret eder. Hikmeti okuyabilmeye yardımcı olur.
Diğer yandan; müslüman bir alim olarak bildiğimiz Ebussuud Efendi ile Ortadoks ekonomi misyonlarınıaynı koordinat düzlemi üzerinde konumlandıran da matematik bilimiydi. İktisadi olarak bu iki ekolün kültürel kodları farklı okunabilir; ancak, matematiksel olarak aralarında doğrusal bir orantı vardır. Özellikle; Borca Dayalı Para Sistemi’nin İslam kültür kodlarımiza modife edilmesi, o dönemlerden iktisadi hayatımıza yerleştirilen kötü bir mirasdı.(Para Vakıfları) Bu nedenle İslam kültürü ifadesini kullanmak zorunda kalıyorum. Çünkü; aslolan kültürün değil islamın kodlarıdır.
Bizler, ne söylediğimizin, ne yaptığımızla ve ne yaşadığımızla ilgisini sadece içinde bulunduğumuz dönemle sınırlandıramayız. Aynı zamanda ileri yönlü projeksiyonlar yapmalı ve geri bildirim müesseseleri oluşturmalıyız. (Taban ekonomisi)
Diğer yandan, kendilerini anti emperyalist ve müslüman olarak tanımlayan bir kısım iktisatçı, bilim adamı, din adamı vs ise; tapınakçıların şifreleri üzerinden, şövalye düzenini rızık kapısı olarak meşru/hak gördüklerini fark edemiyorlardı. Çünkü; toplum kültürü hantaldı ve ancak birileri kripto parayı seri üretim malı olarak onlara kabul ettirebilmişti. Aldıkları çarpık pozisyonları gereği yaşayacakları kaçınılmaz son; onları, ilerleyen süreçte tarihin bir döneminden itibaren tapınakçı şövalyeler haline getirecektir.
“Eğer yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece yalan uyduruyorlar.”(Enam Suresi Ayet 116)
Ayeti kerime kültürdeki hantallıkla birlikte hızla oluşan tuğyana “siberpunk”a işaret eder.
“Ey insanlar! Haberiniz olsun ki, Allah’ın vaadi muhakkak haktır. Sakın bu dünya hayatı sizi aldatmasın, sakın o aldatıcı şeytan sizi, Allah hakkında da aldatmasın.” (Fatır Suresi, Ayet 5)
(*)Ayeti kerime yukarıda belirtilen kişinin söylemi ile aldığı pozisyonun farkında olamaması, aykırılık halini anlatır. Matematiğinizi doğru denklem üzere kurun der.
***
Beden ve ruh ikilemi ile konuyla daha yakın bir empati kuralım.
Beden biyolojik kültür bileşiğidir. Ruh ise daha dinamiktir, zamansal konumu farklıdır. Beden, ruh algısal olarak, zamansal hantallık ve dönüşüm potansiyelleri arasındaki farklılık da siberpunk’ın benzeri, bireysele indirgenmiş halidir. Elbette isimlendirilmesi aynı değildir.
Teknoloji ve kültür arasındaki bu fark “blockchain telnolojisi”ni tartışılır kılmakta, bu haliyle, güvensiz bir matematik kurgusu içerdiğini de ıspatlarcasına kesinleştirmektedir.
Şahsen, blok ve blok zincir sistemlerinin “blockchain teknolojisi”ne uzanana dek her kademesinde bulunmuş ve kullanmış bir kişi olarak bu hususuiyeti imanımın bir gereği olarak ifade/tebliğ etmeyi borç biliyorum.
Buradan, Bitcoinprotokolünde de, bahsedildiği üzere, “blockchain sistemi”ne dışarıdan yapılabilecek bir saldırının başarılı olması için ancak toplam sistem (işlem*enerji) potansiyelinin %51’lik kısmının ele geçirilmesi, bunun da mümkün olmayacağı iddiası vardır ki; bu itirafaslında “ mevcut blockchain matematik kurgusu”nun “siberpunk” tasarruf hakkıgibidir. Bu saldırının mümkün olmamasına gerekçe olarak, o düzeyde devasa bir teknik ve organize işbirliğinin yapılamayacağı, yapılsa bile bunun maliyetinin kazancını aşacağı iddiasıdır ki; bu da yeni bir kavram olarak ilk kez ifade edeceğim makina kültürüne karşı yüksek frekanslı siberpunktarifine denk gelmektedir.
Zira; henüz seri üretimi devam etmekte olan “coinler” başlangıçları itibariyle, hantal haldeki toplumsal kabullerin üzerine, makina kültürü oluşturularak yamanmış ve karmaşık kültürlerin bileşiği haline getirilmiştir. Bu karmaşık kültür değerlerine, matematiksel çıkarım süsü verilerek, kültürleştirilmiş “sanal para” ların kabulü perçinleştirilmiş ve toplumsal mutabakatları da gerçekleştirilmiş olacaktır.
Konunun bütünlüğü açısından ifade etmeden geçmemiş olalım.
Müslümanın “blockchain matematiği” Allah’ın referans kıldığı birçok ayetin geçtiği “bakara, asr, tin, alak gibi”sureler incelenerek kodlanmalı, ve bu hassasiyetlerimiz üzerinden kurgulanmalıdır. (Taban Ekonomisi)
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi