“Müslüman depresyona girer mi?”
“Allah’ın ruhundan üflediği bir ruhta bozukluk veya hastalık meydana gelebilir mi?”
İnsan ruhu üzerine yapılan tartışmalarda bu soruların cevabı ulema içinde dile getirilmiştir. Öncelikle bir Müslümanı böyle genel geçer kalıplar içinde değerlendirmek, Müslüman şunu yapmaz, şöyle olmaz gibi yargı cümleleri doğru değildir. Bunlar, Müslümanlara zarar verecek kalıplardır.
Bu konu hakkında yorum yapabilmek için depresyonun ne olduğunu bilmek gerekir. Farklı farklı depresyon türleri vardır. Bunlar içerisinde kişiyi hayat yoksunluklarına sürükleyen, kişiye acı veren ve kişinin hayatını çok ciddi etkileyen depresyon türleri bulunmaktadır. Kimi depresyon tanı koyacak kadar uzun sürsede kişinin hayatında bazı aktiviteler yapmasına ve hayata ucundan da olsa bağlanmasına imkân verirken kimi depresyon kişiyi yatağa ve hiçliğe bağlayan acı veren bir noktada olabilir.
Dünya genelinde oldukça yaygın görünen depresyonun birçok nedeni olabilir. Kalıtımsal yatkınlık ve onu tetikleyen en ufak çevresel faktör, kişilik yapısı, travma ve diğer psikolojik rahatsızlıklar bunların başlıcalarıdır. Beynin fonksiyonunu bozan, hormonal değişikliklerin yaşandığı depresyonu, Müslüman sıfatıyla inançlı bir bireye yakıştırmama hatasına düşmekten beri durmalıyız.
Elbette ki dinin, insanın depresyona girmesinde önleyici işlevi bulunmaktadır. İnsanları fiziksel ve psikolojik yalnızlığa mahkûm bırakan modern yaşam şekli ile insanlar depresyona çok kolay bir şekilde girebilirken dinin, kişileri bir araya getirici ve rehabilite edici yönü yadsınamaz. İnanan bir kişinin diğer insanların karın toklukları hakkında dahi birbirine sorumlu olduğunu söyleyen din, insanı yalnızlığa mahkûm etmez. İnsanın, kendini ve yakınında olanın kendisini tüketmesine fırsat vermez.
Müslüman, yaşadığı olumsuz durumlarla başa çıkmada dini kullanabilir. Kader inancı, şükür ve sabır gibi kaynaklara başvurabilir. Hayat memnuniyetini dini kaynaklara başvurarak arttırabilir.
Ancak başka etmenler yok sayılmamalıdır. İnsan olarak yaşadıklarımızla başa çıkmada başarısız olabiliriz. Hiç yaşamadığımız ya da hiç o kadar derinini hissetmediğimiz bir duygu karşısında yenik düşebiliriz. Daha önceki bilgi birikimleri, psikolojik sağlamlığımız bizi depresyona girmekten kurtaramayabilir. Baş edemeyebiliriz. İnanan bir insan olarak zayıf düşebiliriz.
Allah, bizi ve dünyanın kapsamındakileri yaratarak her şeyin bizim için olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Bu hayatta inişler ve çıkışlar vardır. Acılar ve öğrenmeler vardır. Biz de ruhen yenik düşebiliriz.
Bizler, Müslüman olarak böyle kalıp yargılardan uzak durmalıyız. Zaten depresyona girmiş kişiye bir de bu cümlenin sorumluluğunu ve suçluluğunu yüklememeliyiz. Kaldı ki bazen dini sorumlulukları gerçekleştirememenin getirdiği suçluluk duygusu da bizi depresif duygulara ve depresyona sürükleyebilir. Bu sebeple biz, Müslümanlığın paylaşımcı, koruyucu, önleyici ve iyileştirici yönüne odaklanmalıyız.
Kendimizde ve yakınımızda depresyon belirtileri görüyorsak dinin kaynaklarını kullanmalı ve şifa bulmaya çalışmalıyız. Depresyonda olan yakınımızı doktora götürmek, yalnız bırakmamak belki yapacağımız en büyük iyiliktir. Müslümanın görevi ve duruşu onun ihtiyaçlarına yardımcı olmaktır. Yargılamak değildir.
Depresyona giren bir Müslümansak tedavi olmalı ve Allah’ın daima bizimle olduğunu, bu yolda asla yalnız olmadığımızı ve Allah’ın çektiğimiz acıya şahit olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. Hem tedavi olmalı hem de dua etmeliyiz. Depresyondan daha güçlü ve sağlıklı bir kişiliğe sahip olarak çıkmamız kendimize yapacağımız en doğru yatırım olacaktır.
Çok değerlisin, sevgiyle kal.
Anahtar Kelimeler
Depresyon, Müslüman