EDİTÖRDEN

Müslüman hak ve halk insanı olmalıdır II

Halk İnsanı Olmakla da Yükümlüyüz

Sevgili kardeşlerim! Hak insanı olmanın bir gereği de halk insanı olmaktır. Bizi hak insanı kılan adalet ve zekât gibi bütün ilahi emirler, zulüm, faiz ve yolsuzluk yasağı gibi tüm ilahi haramlar aslında bizi halk insanı kılmaktadır.

Toplum hayatından kopuk olan, insanlarla ilişkilerini güzelce düzenleyemeyen insanlar gerçek mümin, hakiki Müslüman olamaz. Hak insanı kılan bütün emir ve yasaklar halka yönelik hayırları içine almaktadır. Bu hayırların başında güvenilir insan olmak gerekir.

Seslendiren: Şaban Doğan

Güvenilir Halk insanı İnsanı Olmak

Bu sebeple Müslümandan söz edildiği zaman güvenilir olma vasfı öne çıkmalıdır. Aziz Peygamberimizin Peygamberlik öncesinde de ana vasfı El-Emin; güvenilir olmasıydı. Müslüman güvenilir olma özelliğini yitirdiği zaman pek çok değerini kaybetmiş olur. Çünkü imanla güvenilir olma birbirinden kopmaz iki değerdir. Bu sebepledir ki Aziz Peygamberimiz şöyle buyuruyor:

  • Mü’min/Müslüman insanların malları ve canları konusunda kendisine güven duyduğu kişidir.”

Aziz Peygamberimiz efendimiz bir diğer hadislerinde güvenilir olmanın gereğine şöylece değinir:

 “Mü’min mü’minin kardeşidir, ona zulmetmez hıyanette bulunmaz, utandırmaz.”

Peygamberimiz güvenilir halk insanı olmanın bir gereğine de “Müslüman haksız yere kin tutmaz.” buyurarak işaret eder.

Bu kin tutma meselesi son derece önemlidir, çift yönlüdür, Çünkü Müslümanın kin tutması gereken durumlar da vardır. Üstelik kin tutmak pek değerli bir amel de olabilir. Peygamberimizin “Allah katında amellerin en faziletlisi Allah için sevmek, Allah için kin tutmaktır.” buyurur. İzahı da kolaydır. Mesela adaletliyi sevebilmek için zalime kin tutulacaktır, siyasi ve ekonomik düzenlerle halkın sömürülmesine ateş püskürülecektir. Doğru sözlülüğü sevebilmek için, yalana ve iftiraya buğz (kin) edilecektir. Örnekleri çoğaltabiliriz.

Mü’min hayatın rutin akış içinde biz insanların tehlikeli olarak gördüğü hayvanlara dahi kin tutamaz, lanet edemez. Çünkü Allah’ın nuruyla, Allah’ın ölçüleri içinde bakıldığı zaman her bir canlı ve cansız dediğimiz varlığın Yaradan’ı tanıyan ve zikreden bir derviş olduğu görülür.

Meşru sebebi olmaksızın tutulan kin zulümdür. Bunun için Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

 “Ey iman edenler adil şahitlik yapın, adaleti ayağa kaldırın. Bir kavme olan kininiz bile sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Adil olun. Adalet İslami çizgide olmaya daha yakındır. Allah’ın emirleri ve yasaklarına aykırılıktan korunun. Hiç şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır. ”

Yararlı ve Kaynaşılabilir Halk İnsanı Olmak

Halk insan olmanın güvenilir olmak gibi bir gereği de yararlı, uzlaşılabilir, anlaşılabilir, ilişkiye girilebilir insan olmaktır. Bakınız Peygamberimiz ne buyuruyor:

“Müslüman kendisiyle anlaşılabilir olan insandır. Anlaşılamayan, paylaşılamayan, birliktelik oluşturulamayan insanda hayır yoktur.” Peygamberimiz bir diğer hadislerinde şöyle buyuruyor:

“Sizin en hayırlınız hayır ümid edilenlerinizdir ve şerrinden emin olunanlarınızdır. Sizin en şerlileriniz ise hayır beklenmeyen ve şerrinden de güven duymadığınız kişiler olmalıdır.”

“İşlerin en hayırlılarından biri de Müslümanın kalbine huzur ve sevinç koymandır.”

“Bir Müslüman Müslümana sevgi ile bakarsa Allah günahlarını bağışlar.”

“İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de -insana yönelik- iman etmiş olmazsınız.”

Bütün bu teşvikler ve müjdeler bizim Hak ve halk insanı olmamız içindir.

Hak ve Halk İnsanı Olmak Hak ve Halk Katında Değer kazanmaktır

Sevgili kardeşlerim, hak ve halk insanı olursak hak olan Allah katında değer kazanırız. Dünya ve ahiret mutluluğumuza yol açılır. Bakın Aziz Peygamberimiz ne buyuruyorlar:

“Allah’a imandan sonra amellerin en faziletlisi insanları sevmek ve onlar tarafından sevilmektir.”

Hak ve Halk insanı güzel kul olmaya çalışırsak Allah bizim için kalplerde sevgi halk eder. İnsanlar bizi severler. Övgümüzü melekler yapar. Allah meleklere, onlar da insanlara sevdirir.

Allah Kur’ân’da sevdiklerini sevdireceğini şöylece va’d ediyor.

“Hiç şüphesiz Rahmeti bütün varlıkları kuşatan Allah iman eden ve güzel ameller yapanlar için sevgi yaratacaktır.” (Meryem 19/96)

Yaşanmış bir örnek vereyim: Süleymaniye Camii imam hatibi iken bir İslâm alimi büyüğümüzün cenazesini bir cuma günü Süleymaniye Camii’nde kıldık. Bu alimimizin arkasında siyasi bir parti veya bir spor camiası yoktu. Cenaze namazını ülkemizin her bir ilinden gelen yaklaşık 30.000 kişi kıldı. Yaradan severse sevdirir.

Hak ve Halk İnsanı Zirvede Olan İnsandır

Hepimiz hatalar edebiliriz, yanlışlara düşebiliriz ama hak çizgide buluşup birleşmeyi, yararlı hale dönüşmeyi yani hak ve halk insanı olmayı becerebilmeliyiz.

Hulasa Hak ve halk insanı olan gerçek mümin zirvede olan insandır ve Allah’ın velisidir/dostudur. Yunus Sûre’si ayet 62-63’de şöyle buyrulur:

“Allah’ın velileri var. Onlara hiçbir korku yok onlar üzülmeyeceklerdir, onlar ebediyyen mutlu yaşayacaklardır. Onlar İman edip de İslamî çizgi üzerinde yaşayanlardır.”

Evet halk ve hak insanı olmaya çalışanlar olarak bizler Allah’ın evliyasıyız. Yani velileri-dostlarıyız. Çünkü Kur’ân’da insanlar Evliyaullah ve Evliyauşşeytan olarak ikiye ayrılıyor. Şeytanın dostlarından olmadığımıza göre biz Allah’ın dostlarıyız.

Elbette hatalarımız var ve olacak. Allah niye tövbe kapılarını açtı?

Allah’ın evliyası dostları da yeryüzünde Allah’ın şahitleridir. Allah ondan razı olsun sahabi Hazreti Enes şöyle anlatıyor:

Sevgili Peygamberimiz Efendimiz ile beraber oturuyorduk bir cenaze geçti. Biz de Hakka bağlı, halka yararlı bir adamdı dedik. Peygamberimiz gerekli oldu buyurdu. Bir süre sonra bir cenaze daha geçti, biz de haktan ve halktan uzak zararlı bir adamdı dedik, Onun için de gerekli oldu buyurdu.

Neden böyle söylediğini sorduğumuzda ise şöylece açıklama yaptı.

İlkine hak ve halk insanıydı diyerek şahitlik yaptınız ona cennete girme gerekli oldu. Diğerine zıddına şahitlikte bulundunuz ona da cehennem hak oldu.

  • Ey müminler sizler yeryüzünde Allah’ın şahitlerisiniz.

Hak ve halk insanı olmanın tam anlamıyla ancak İslâmî eğitim, iktisad ve hukuk kurallarının hakim olacağı bir ülkede gerçekleşebileceğini açıklar, Yüce Rabbimden cümlemizi “ Allah’ın şahitleri olma vasfını kazanan güzel kulları zümresine” erdirmesini diler, hepimize hayırlar, bereketler mutluluklar dilerim sevgili kardeşlerim.

Ali Rıza DEMİRCAN

Recent Posts

  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

2 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

3 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

7 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

8 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

9 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

9 saat ago