Bu gereği, Sevgili Peygamberimizden iki hadisle açıklamaya çalışalım.
Yahudi de Bir Can Taşımıyor muydu?
Kays İbn-ü Sa’d anlatıyor:
– Önünden bir cenaze geçtiğinde Allah’ın Resulü ayağa kalktı. Sahabiler tarafından o, bir Yahudi ölüsüydü, Ya Resûlellah! denilerek hatırlatma yapılınca Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
– O da bir can taşımıyor muydu? (Buharî Cenaiz 50)
(Bu sebeple ayağa kalkılmasında bir sakınca yoktur.)
Allah’ı Yüceltmek İçin Ayağa Kalkıyorsunuz
Abdullah İbn-ü Ömer’den… (R) Şöyle anlatıyor:
Bir sahâbî Allah’ın Resûlü’ne (S.) sordu:
– Ya Resûlellah! Bazen yanımızdan kâfirlerin cenazeleri geçiyor. Onların cenazeleri için ayağa kalkalım mı? Şöyle buyurdu:
– Evet, kâfirlerin cenazeleri için de kalkınız. Çünkü siz onların ölüleri için ayağa kalkmış olmuyorsunuz. Siz canları alan Allah’ı yüceltmek için ayağa kalkıyorsunuz. (Müsned 2/168)
Açıklama:
Aktardığımız iki hadisten anlaşılacağı üzere Müslüman olsun gayr-ı Müslim olsun cenaze için ayağa kalkılması Peygamber’imizin emridir. O bir hadislerinde de şöyle buyurmuştur:
“Yahudi olsun, Hristiyan olsun veya Müslüman olsun yanınızdan bir cenaze geçtiği zaman ayağa kalkınız. Zira siz cenaze için ayağa kalkmıyorsunuz. Siz ancak cenazeye eşlik eden melekler için ayağa kalkıyorsunuz.”
Niçin ayağa kalkılması gerektiği hususunda Peygamberimiz tarafından ileri sürülen “Ölüm büyük olaydır.”, “O da bir can taşımıyor muydu?”, “Siz canları alan Allah’ı yüceltmek için ayağa kalkıyorsunuz.”, “Siz ancak cenazeye eşlik eden melekler için ayağa kalkıyorsunuz.” şeklindeki gerekçeler Kıyamet Günü’ne kadar geçerliliğini koruyacak argümanlarımızdır.
(Bak. Müsned,4/391; Tefsilat için bak. S.B.M Tecridi Sarih Ter. birinci baskı 4/562-572.)
Kur’ân’ın açık hükmüne göre hiç bir çocuk ana babasından ve hiç bir ana baba da çocuğundan ötürü sorgulanamaz. (Lokman 33)
Bu sebeple hiçbir ölü de ana babası veya çocuğu sebebiyle suçlanıp aleyhine bir tavır konulamaz, nereye gömüleceği hususunda yargıda bulunulamaz. Bu İslam dışı bir tavır olur.
“Biz sizi topraktan yarattık, toprağa döndüreceğiz ve yeniden topraktan çıkaracağız,”(Tâ Hâ 55) anlamındaki âyet ve benzerlerinden hareketle insanın toprağa gömülmesi asıldır.
Bütün yeryüzü torakları ise Allah’ındır. Varlığına inançsız da olsalar insanlar O’nun kullarıdır. Üstelik kabristanın farklılığı kişinin âhiret hayatına da etki etmez.
Bu sebeple özellikle zaruret halinde Müslüman gayr-ı Müslim kabristanına gömülebileceği gibi Müslüman olmayan da Müslüman kabristanına gömülebilir. Kabristanın inanca göre belirlenmesi konusunda örfümüz varsa da tam ve kesin bir dini kuralımız yoktur. Ancak aşağıda sunulacak özet bilgilerden işaretler alınabilir:
Tarihi bir vakıa olarak Mekke’deki Cennetül- Mualla kabristanına pek çok Müşrik/Allah’a ortak koşar kişi yanı sıra müminler de gömülmüştür.
Medine’deki Cennetül-Bakî’ kabristanı ise Peygamberimiz tarafından kurulmuş ve Müslümanlara tahsis buyurulmuştur.
Şu anda ülkemizdeki bütün Müslüman kabristanlarına, İslâm’ın inkârcısı olduğu toplumumuz tarafından bilinen kültür Müslümanı kâfirler de gömülmektedir.
Kişiyi inancına bağlı kabristana defnetmek ona saygımız gereğidir. Yahudi ve Ermeni vatandaşlarımız dâhil hiç bir din mensubu doğal şartlar içinde bir başka dinin kabristanına gömülmek istemez, istememiştir de. Ülkemizde gayr-ı müşlim mezarlıkları olduğunu hatırlayabiliriz.
MİRATHABER.COM – YOTUBE
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…