Önce “Vicdanî Red hakkı kutsaldır. Laik ülke yönetimleri Müslümanı Cehennem’e düşürecek savaş kararı alamaz ve görev yükleyemez,”. Hükmünü verelim ve yazımıza sebep olan haberi okuyalım:
“İsrail’de Sefarad Hahambaşı İzhak Yosef, İsrail ordusunda kendilerini askere alacak bir yasanın hükümet tarafından çıkarılması halinde ülkeyi terk edecekleri uyarısında bulundu.” (By Euronews 11/03/2024)
Sefarad Hahambaşı İzhak Yosef ve temsil ettiği insanlar askerliğe mi yoksa İsrail’in Gazze’de yürüttüğü katliama mı karşı?
Onların durumu bizi ilgilendirmiyor ama akla düşürdükleri konular alakalandırıyor ve şöylece sormayı gerektiriyor:
Türkiye örneği halkı Müslüman laik bir ülke kendisini korumak için askerliği zorunlu kılabilir. Ama İslam dışı amaçlarla örneğin Amerika’nın Irak’a ve Afganistan’a yaptığı gibi emperyalist gayelerle askerini savaşa zorlayabilir mi?
İslam, Diyanet’in ve İlahiyatların hatta kişisel hayatlarında dindar görünümlü aydınlarımızın-siyasilerimizin bile meselesi olmaktan çıktığı ve çıkarıldığı için sorma ve cevap verme işi yine başa düşüyor.
İnsan gibi onun canı, malı, dini, aklı, nesli ve yaşadığı yurdu da yücedir, dokunulmazdır. İslâm Dini, yüceliği ve dokunulmazlığını pekiştirdiği bu kutsal değerlerin korunmasını görev kılmıştır. Bu uğurda can veren Müslümanı şehid olarak yüceltmiş ve aynı zamanda Cennet’le müjdelemiştir.
Pekiştirelim; çıkarılmak veya içinde esir edilmek istendiği yurdunu korumak için yaptığı savaşta hayatını yitiren Müslüman da şehiddir.
Askerlik savaş mesleğidir. Savaş da ancak yukarıda değinilen değerler uğruna yapılır.
Müslüman âhiret hayatına iman eden insandır. O, dünya hayatına zarar verecek işleri yapamayacağı gibi ahiret hayatına zarar verecek işleri de yapamaz ve daha da önemlisi buna da zorlanamaz.
Mesela müslüman kapitalizm-liberalizm gibi her hangi bir seküler-laik beşeri ideolji için savaşamaz. Zalimane bir mantıkla ırkının egemenliği ve sömürüsü için savaşa giremez.
Amerika, Fransa ve İsrail gibi sömürücü zalim ülkeler yararına paralı asker olarak savaşa katılamaz.
Bu gibi emperyalist ülkelerin savunulması için örneğin Nato mütteki ülke askeri olarak da savaşa katılamaz ve katılıma zorlanamaz.
Askerlik ölmek ve öldürmektir. Müslüman Allah yolunda İslam’ın katılımına onay verdiği insanlık değerleri uğruna savaşır.
Egemen şer güçler anlamına Tağuti ülkeler, sistemler, ilkeler ve ittifaklar uğruna savaşan; ölen ve öldüren kişi Cehennemdedir:
[“İslami ölçülere göre iman edenler yalnızca Allah’ın koyduğu değerler çizgisinde savaşırlar. Allah’ı ve yasalarını tanımayan kâfirler de Tağut olan şeytanî güçler ve amaçları için savaşırlar. O halde, Şeytan’ın Cehennemlik olan yoldaşları ile savaşın ! Unutmayın ki Şeytan’ın hilesi kesinlikle zayıftır.”(Nisa 76)
“Kâfir olanlar, Evren ve Kur’ân ile ilgili âyetlerimizi yalanlayanlar ise Cehennemliktirler.” (Maide 10) ]
Hulâsa Müslümana, onu Cehennem’e düşürecek bir göreve verilemez. Özgür iradesiyle Vicdani Red hakkını kullanamaksızın ölmeye ve öldürmeye mahkum edilemez.
Bunun için özellikle Türkiye gibi halkı müslüman ülke yönetimleri çok çok düşünmeli; yurdumuzu, insanlarımızı ve Gazzeli gibi mazlum insanları korumak, uzak veya yakın tehlikelerden muhafaza etmek amacı dışında savaş kararı almamalı ve savaşma görevi yüklememelidir.
İslam‘da savaş, barışı korumak için adalet ve merhamet çizgisinde yapılır. Gerektiğinde savaştan kaçınılması Peygamberimizin diliyle ifade edersek 7 helâk ediciden biridir; Cehennem’e yoldur. Farz olduğunda savaşılması ise Cennettir ve Cennet’te yüksek derecelerdir. Okuyalım:
“ Hastalık, sakatlık, yaşlılık gibi bir mazeretleri olmadığı hâlde, cihad çağrısı yapıldığında savaşa gitmeyip evlerinde oturan müminlerle Allah yolunda malları ve canlarıyla gönüllü olarak savaşarak cihat eden müminler, üstünlük ve değer bakımından eşit değildirler.
Çünkü Allah, malları ve canlarıyla cihad eden fedakâr müminleri, Allah yolunda cihada katılmayıp evlerinde oturan ve kulluk görevlerini asgarî düzeyde yerine getiren Müslümanlardan daha üstün bir makama yüceltmiştir.
Gerçi Allah, mümin olan her iki guruba da mükâfatın en güzeli olan Cennet’i vadetmiştir; fakat hak uğrunda cihad edenleri, savaşa katılmayıp evlerinde oturanlardan çok daha büyük bir mükâfat ile yüceltip üstün kılmıştır.” (Nisa 4/95)
ALİ RIZA DEMİRCAN
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ