Müslüman, kendi hürriyetini elde ederken, dünyaya dair taleplerini ilahi rıza üzerinden revize edendir. Yani kendi talepleri yerine Allah’ı razı edecek düşünce ve amelleri talep eder. Bu talep, onu hürriyetine kavuştururken, Allah’a teslimiyetini ise derinleştirir.
Bu, duygu durumu yaşayabileceği ve bunu idrake dönüştürerek bir şuur imbiğinden geçirerek kendi iradesi üzerinden ilahi rızaya matuf bir eylemliliği süreklileştirir. Bu da onu sorumlu/takva sahibi bir kul eyler. Takva sahibi kul; Allah’ın sürekli kendisini gözetlediğinin bilincinde olarak kendi varlığını unutan ve sürekli ilahi iradeye ram olmayı hatırlayan bir zihne sahip olur.
Müslüman her anını hatırlama/zikir ile doldurduğu zaman, Allah’ı hatırlamayı bir reflekse dönüştürüp O’nsuz hiçbir şey yapmayan bir irade sahibi mümin olur. Bu meşakkatli yolculukta ona rehberlik edecek imanını; güne veya herhangi bir işe başlarken besmele ile başlayarak elde eder. Besmele mümin kulun hayatında sürekli hatırlatıcı olarak yer aldığında iki boyutlu bir uyarı ile besleneceği için kendini kontrol etme ve yanılgıya ve yanıltıcı işlere yönelmemeyi bir itiyat haline getirir.
Besmele ile başlamak, bereket ile başlamak ve Allah ile hemhal ve hemdert olarak varlığını ona yöneltmeyi de içermektedir. Besmele, kulun yanlış yapmasına zemin bırakmayan bir başlangıçtır. Yapacağı işe besmele çekerek başlamak; hem Allah’ı hatırlamak olur, hem de onun gönderdiği vahye açık oluşu beslerken, ilahi yardımı dikkate almayı da unutmamak anlamına gelecektir.
Evden çıktığında besmele çekerek çıkan Müslüman, gün içinde kendi korumasını Allah’a tevdi ederek güne başladığını gösterir. Yeni bir işe başlarken çekilen besmele ise bu yapılacak işin; hem ilahi rızaya matuf olacağını, hem de ilahi yardım olmadan bu işi yapamayacağını bilmeyi içerir. Bu şuur ise; kişinin imanını derinleştirerek Allah’a güvenini kesinleştirirken, ilahi iradeye bağlılığı artırarak süreklileştirir. Böylece mümin kul, her adımda Allah’ı hatırlamayı bir dayanak kılarak kendi varlığını ilahi iradenin tecellisine teslim ederek tevekkül etmenin hem tecrübesini ve hem de bu tecrübeden elde edilen duygu ile hayatını teslimiyete bırakmanın derin hazzını yaşar.
Maalesef sürekli besmele çekenlerin, besmele ile şuur üzerinden kuramadıkları irtibat yüzünden besmelenin bereketini ve kula yükleyeceği anlamı görememekte ve anlayamayarak ilahi irade ve meşiet ile ilişkisi sorunlu olmaktadır.
Besmele çekilirken iki temel şey öne sürülmüş olmaktadır: ilki, besmele çekerken; ‘Ey Rabbim, her işime başlarken, sadece senin rızana matuf olmasını diliyorum, bu dileğimi yerine getirmeyi nasip eyle… İkincisi ise; ‘Ey Rabbim, yapacağım işin gerçekleşmesi Senin iraden ve kuvvetine bağlıdır, ben ancak senin yardımın ile bu işi yapabilirim’ demektir. Yani yapılacak olan iş, ancak ilahi kudret ile desteklendiğinde yapılabileceğini anlamaktır. Bu ikinci anlamı mümin kulu, gerçek anlamda bir tevazua taşır. Tevazuu ise kulun sahip olabileceği en güzel lütuftur.
İnsan, karakter olarak bir şeyi tekrar ederek alışkanlığa dönüştürür. Besmele çekmek, kulun her yeni işe başladığı zaman yapması gereken bir sorumluluk alanını imlediği için aynı zamanda bir alışkanlığı da uhdesinde bulundurur. İşte bu alışkanlık kişinin karakter yapısını olumlu etkileyerek kişiyi sürekli ilahi huzurda bulunduğu psikolojisini sağlam temele dayandırır.
İnsanın psikolojisi, eylemlerini ve düşüncelerini birebir etkilediği bilinmektedir. Bu psikolojiyi sağlayan şeyin bakış olduğu; hayata, ilişkilere, varlığa ve Yaratıcıya bakışı içerdiği bilinmektedir. Yani insan, bakışı üzerinde nitelikli ve niceliğe dayalı ilişkiler geliştirir. İnsan için besmele ile başlamak, sürekli olumsal bir bakışı süreklileştirmeyi sağlar. Olumsal bakış ise meselelere, kişilere, varlığa ve anlama derin bir bakış sağlar. Bu derin bakış ise Müslümanlığa anlamlı ve değerli kılan bir özellik katar.
Besmele aynı zamanda insanı ilahi rehberliğe açık hale getirir. İlahi rehberliği alan bir kulun, Müslümanlığını kendisine rehber kılarak örneklik düzeyine yükselir. Bu rehberliğin diğer Müslümanlar için ise önemli bir tanıklık olacağını izaha ihtiyaç yoktur.
Rahman ve Rahim olanın adı ile ve adına başlamak, yapılacak işin niteliğini gösterir. Bu nitelik ise Müslümanlığın niteliğini artırır. İşte kişi, yapacağı bir şeye besmele ile başlamayı bir itiyat haline getirdiğinde ve bunu bakışına yansıttığında, bu süreci ilahi rehberlik altında gerçekleştirmeye aday olur.
Evden çıkarken ve tekrar eve dönerken besmele ile giriş çıkış yapan kişi, gün boyu ilahi korumayı elde ederek, evdekilere yönelik göstereceği tavrı da belirlemiş olur. Bu aynı zamanda aile saadetini sağlayacağı gibi ilişkide olduğu herkes ile de bu saadet üzere olmayı başarabilecek bir zemine kavuşur.
Hayatımızı besmele üzere kuralım. Besmele ile başladığımız işleri, rıza ile itmama erdirelim. Besmele, hem rızaya matufluğu ve hem de ilahi yardımı cezbeder. Bu yüzden besmele hayatımızın nirengi noktası olmalıdır…
Abdulaziz Tantik
Rio’da uzlaşma için görüş birliği sağlanamadı. Toplantı sonrası Rio’da başarısız bir darbe girişimi oldu. Dünyayı…
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…