Tarih, insanlığın hafızasıdır diyenler, boşa laf etmemiş. Tarihte olumlu ya da olumsuz bir hadise gerçekleşmişse, aynı şartlar oluştuğunda, zaman mekân mefhumu gözetmeksizin tekrarlanır. Nitekim Kitab’ımız anlattığı kıssalarla bunu bize sürekli hatırlatır.
Geçen haftaki yazımızda, Haçlı Seferleri zamanında Müslüman aleminin ahvaline değinmeye çalışmıştık. Bu hafta da Moğol istilası dönemimde Müslüman aleminin ahvaline değinmeye çalışacağız. Tarih bize gösteriyor ki, Haçlı seferleri döneminde Müslüman alemi nasılsa, Moğol istilası zamanında da aynı ahval üzere olduklarıdır.
Cengiz Han’ın önderliğinde toplanan Moğol kurultayında savaş ve istila kararı çıktığında, Cengiz Han 200 bin kişilik ordusuyla Müslümanların yurtlarını işgale yönelir. Cengiz Han’ın bu işgale yöneldiği zamanda Müslüman devlet olarak Harizmşahlar, Selçuklular, Abbasiler, Eyyubiler, Arap Toplulukları ve bölgede irili ufaklı birçok beylik ve emirlikler mevcuttu.
Moğollar çekirge sürüsü gibi Müslümanların topraklarına akın ederek istila etmeye başladıklarında, Müslümanlar arasındaki ilişki, Haçlıların Kudüs’ü işgal ettiği zamankinden farklı değildi. Abbasi sultanları Harizmşahları siyasi emellerinin önünde bir engel olarak görmekte, Selçukluların kardeşler arası bitmez taht kavgaları sürmekte, her bir Müslüman devlet diğerini kendisine rakip görmekteydi.
Özellikle Abbasi devleti ve Harizmşahlar arasındaki siyasi ve askeri çatışmalar, çıkar hesapları, birbirlerine karşı amansız bir mücadeleye girişmelerine sebep olmuştur. Abbasiler Harizmşahlara karşı bölgede bulunan Moğol devleti Karahıtaylar’dan dahi yardım istemiştir. Tarihi kayıtlarda yer alan birçok iddiaya göre, Abbasi halifesi Nâsır li-Dinillâh’ın Harizmşahlara karşı Moğolları kışkırttığı yer almaktadır. Aklıselim ile düşünüldüğünde, siyasi emeller uğruna böyle bir girişimde bulunmak feci bir davranış olsa gerek.
Moğolların dehşet verici katliamları, kural tanımaz saldırıları başlayınca halifenin veziri huzura çıkarak; “Ey Mü’minlerin Emîri! Tatarlar İslam topraklarına saldırdılar, şehirleri yakıp yıkarak Müslümanları öldürdüler.” demesi üzerine halifenin; “Beni bu iş için mi rahatsız ediyorsun, benim bundan daha önemli işlerim var, ala güvercinim kayboldu, üç gündür gelmedi.” dediği rivayet olunmaktadır.(6)
Moğolların işgal ve istila hareketine başladığında, Müslüman devletler birbirlerine yardım etmediği gibi, siyasi hırslarına da yenik düşerek birbirlerinin aleyhine çalışmışlardır. Moğolların işgal ve istila hareketi, Harizmşahlar üzerine yürümesi ve Harizmşahları ortadan kaldırmasıyla bitmemiş, Abbasiler ve diğer Müslüman devletler için de büyük tehlike oluşturmaya başlamıştır. Birbiriyle hasım olan devletler, Moğollara karşı yardımlaşmamakla kendi sonlarını hazırlamışlardır. Moğollar, Harizmşahlardan başlayarak Müslümanların beldelerini yakıp yıkıp yağmalamış, kadın çocuk genç yaşlı demeden yüz binlerce insanı katletmiştir.
Şimdi günümüze gelelim:
“Tarih bugünün Müslüman alemine ne öğretmiştir?”
YAKUP DÖĞER
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-