islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5031
EURO
36,4292
ALTIN
2.955,81
BIST
9.302,94
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

MUTLU OLMAK İSTİYORSANIZ, MUTLULUĞU ARAMAKTAN VAZGEÇİN

MUTLU OLMAK İSTİYORSANIZ, MUTLULUĞU ARAMAKTAN VAZGEÇİN
10 Kasım 2021 16:26
A+
A-

“Mutlu olmak istiyorsanız, mutluluğu aramaktan vazgeçin” diyor Konfüçyüs… Zira mutluluğu arayan insan, mutluluğu nasıl bulacağım kaygısı ve stresi içinde olunca, yakaladığı mutlulukları da görmekten aciz kalıyor bazen…

Ama şurası bir gerçek ki Kapitalizm’in bize sunduğu mutluluk tarifiyle, gerçek mutluluk arasında dağlar kadar fark var. Buna dünyalar kadar büyük fark da diyebilirsiniz. Zira kapitalizm, para kazanamayacağı hiçbir şeyi pazarlamaz bize. Dolayısıyla da kapitalizme göre mutluluk, “İstek ve arzuları elde etmektir” Oysa insanın ihtiyaçları sınırsız değil, istek ve arzuları sınırsızdır. Hal böyle olunca da bu sömürü düzeninin gerçek mutluluğu insanlara sunması imkansız hale geliyor. Aslında Peygamberimiz (sav), kapitalizmin ipliğini pazara çıkaracak olan hadisi şerifini yüzyıllar önceden söylemiş ve hatırlatmış bizlere:

“İnsasoğlunun bir vadi dolusu altını olsa, ikincisini ister”

Bendeniz günümüz insanının mutluluk anlayışını, karanlıktan korkan bir insanın yüksek sesle şarkı söylemesine benzetiyorum. Adam karanlıktan korktuğu için yüksek sesle şarkı söylüyor, yoksa mutluluktan değil… Ama dışarıdan bakan insan madalyonun arka yüzünü göremediği için o kişiyi mutluluktan şarkı söylediğini zannediyor. Ne kadar büyük bir çelişki değil mi?

Seküler hayatın girdabında kaybolmaya yüz tutmuş günümüz insanı, geçici haz ve heyecanları mutluluk; hırs, şan, şöhret ve çok para kazanmayı başarı zannediyor. Böyle bir hali, bırakın “yapay mutluluk” olarak tanımlamayı, mutsuzluğun dibi olarak görmek gerekir. Çünkü nefsi emmarenin size fısıldadığı ve sizi sürüklediği yerde mutluluk değil, yüce yaratana isyan, insanın kendi yaratılışını bile inkar vardır.

Ne buyuruyor yüce rabbimiz? “Biz insanı en güzel şekilde yarattık” (Tin Suresi 4) Muhakkak ki insanı en güzel şekilde yaratan yüce rabbimiz, insanın mutluluğunu ön plana çıkaracak ilkeleri de beyan etmiştir.

Hemen şunu da belirtelim ki insan, hayatının her safhasında ve her gününde mutlu olacak diye bir kural da yoktur. Böyle bir durum insanın fıtratına da terstir. “İmtihan için bu dünyaya gelen insan, bazen korku, bazen açlık, bazen de mallardan ve canlardan eksiltme ile bizleri sınayacak ve bunun sonunda da sabredenler kazanacaktır.”(Bakara suresi 155) “Her zorlukta bir kolaylık, her kolaylıkta da bir zorluk olduğunu” bildiren yüce rabbimiz, mutluluğu sabır meziyetinin içinde bizlere sunmaktadır.

Tabii bunu da aklını kullanabilen insanlar anlayabilmektedir….  

DSÖ’nün verilerine göre, anti-depresan kullanımın tavan yaptığı bir çağda yaşıyoruz. İslam’ın hoş görmediği ve yasakladığı, insanların imani noktada zayıflığından kaynaklanan kıskançlık, şehvet düşkünlüğü, şöhret olma tutkusu, gıybet, kin ve nefret, alınganlık, hırs ve tamah, günümüz insanının mutsuz olmasında etken olan şeytani duygulardır. Tam da bu noktada insanın mutsuzluğunu özetleyen cümle şu olsa gerekir:

“Mahluk olan insanoğlu bu dünyada, malik gibi davranmaktadır” Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayan günümüz insanı, bu dünyada ve bu dünyada kazandıklarının başında emanetçi olduğunu unutuvermekte, nefsi emmarenin kendisine fısldadığı kötülükleri hayatın gerçekleriymiş gibi algılamakta, etrafında ki insanları unutarak bencil bir hayatın içine sürüklenmektedir. Hal böyle olunca da bu kadar yalnışın içinde doğru olanı bulma imkanına sahip olamamaktadır.

Asıl mutluluk, akıl ile kalbin bir hareket edebilmesidir. Hep söylediğimiz gibi, akıl ile vahiy ikiz kardeş gibidir. Bu ikiz kardeşi birbirinden ayırdığınızda mutsuz olursunuz. Kalbinde iman olan bir Mü’min, yüce yaratıcımızın bizlere büyük bir nimet olarak verdiği akıl melekesini de kullanarak hareket ederse, şu geçici dünyada mutlu olmak ile kalmaz, ahiret mutluluğunu da yakalar….

Dünya hayatında ki hedonist duyguları mutluluk zanneden insanları yüce rabbimiz şu şekilde ikaz etmektedir:

“Allah dilediğine rızkı genişletir-yayar ve daraltır da. Onlar ise dünya hayatına sevinirler. Oysaki dünya hayatı, ahirette (ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir meta’dan başkası değildir.” (Rad suresi 26) 

Yüce rabbimiz, aklını kullanarak kalbinde ki iman ateşini harlamasını bilenler için ise şöyle buyurmaktadır:

“Bunlar, Allah’ın sınırlarıdır. Kim Allah’a ve elçisine itaat ederse, onu altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.” (Nisa suresi 13)

Aslında günümüz insanı, Konfüçyüs’ün dediği gibi mutluluğu aramaktan vazgeçip, Allah’a ve  Peygamberimiz (sav)’e iteat etmiş olsa, zaten kendi yaratılış kodlarında var olan mutluluğun frekansını yakalamış olacak…

Selam, saygı ve muhabbetlerimle….

Şaban DOĞAN

NOT DEFTERİ:

“Hamsideki omega-3 miktarı somon kadar fazla ama lobisi yok!
Ahhh benim gariban hamsim aaah!

Şöyle senin de reklamını yapan uzun bacaklı sarışın mankenler, sosyete doktorlar olsaydı… Bu durumlara düşmezdin.”

Prof Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.