Siyaset, yıllardır; bir çatışma ve söz düellosu ile sürüp gidiyor. Toplum, her defasında bir ümit ile yeni bir iktidarın kendi problemlerini gidererek, güzel ve iyi bir gelecek hazırlamasını bekliyor. Ama, her seferinde yeni problemler çıkıyor. Bazı konularda iyi işler yapılırken, diğer konularda hatalar, eksiklikler ve yanlışlıklar yapılmaya devam ediyor.
Bütün bunlar sonunda, halkın umutları ve beklentileri karşılık bulmadığı gibi, yeni sıkıntı ve çözülmesi zor problemlerle karşılaşılıyor. Bu problemlerin bazıları sosyal, bazıları kültürel, bir kısmı ise iktisadi nitelikte. Aslında, toplumların ayakta durabilmesi, sosyal, ahlaki ve kültürel problemlerin giderilmesine bağlı. Fakat, günümüzde öyle bir noktaya gelindi ki, halkın temel problemi; yiyecek, ulaşım, giyecek, eğitim, kira gibi hayati ihtiyaçlar seviyesine indi. Dolayısıyla, hayati ihtiyaçların karşılanmadığı bir ülkede, neyin karşılandığı sorusu sorulmak durumundadır.
Şimdi, toplumdaki bazı kesimlerin; yöneldiği anlayış ve davranışlar çerçevesinde doğru ve yanlış tutumlar arasında bir mukayese yaparak; siyasi geleceğimize hangi siyasi anlayışların çözüm getirmesi gerektiği ile ilgili tespitlerimi dile getireceğim:
Neleri beklemeliyiz?
Yerli bilgi, sanat ve kültürümüz, şimdiye kadar; batılı ülkelerin kültür, sanat ve müziği kadar bile gençlerimize öğretilmedi. Bundan sonra, bu konunun sadece lafını değil de, eğitim ve sosyal hayatımızda yaygınlaşmasını nasıl sağlamayı düşünüyor sunuz?
Eğitim sistemimizde yer verilmeyen İslam dininin, temel bilgi kaynakları, bin yıla yakın bir zamandır dünyanın birçok ülkesinde tercüme edilip, yayınlanıp, okunurken; Türk genci ve insanı, bu kaynaklardan habersiz bir haldedir. İslamın dünyaya mal olmuş ilmi kaynaklarını ne zaman eğitim sistemine koymayı düşünüyorsunuz?
Kapitalist sistem, Türkiye’de zengini daha zengin; fakiri daha fakir bir hale getirdi. Bugün, en iyi ücreti alan insanlar bile, ev veya araba sahibi olabilecek imkana sahip değil artık. Türkiye, hiçbir dönemde böyle bir pahalılık ile yüz yüze gelmedi. Böyle, acımasız ve pragmatist bir iktisadi sistemi değiştirmek konusunda herhangi bir planınız var mıdır?
Toplumda kültür ve ahlaki seviye, çeşitli medya ve batı kaynaklı TV ve yayın organları tarafından ciddi şekilde düşürüldü. İnsanımız, çok önemli değerlerini, yabancı ve değerlerimize ters film ve magazin bombardımanı ile kaybetti. Toplumda, samimiyet, güven ve dayanışma azaldı. Bu toplumu, nasıl yeniden güçlü, dürüst ve ahlaklı bir seviyeye taşıyacaksınız?
Gençlerimizin ülkesinin geleceğine güvenmeyerek, yurt dışına gitmeye çalıştığını biliyoruz. Böyle bir anlayış ve duygunun gelişmesi, onların fikir ve bilgi konusunda kendi tarih ve medeniyetlerinin özelliğini bilmemesinden kaynaklanıyor. Bu bilgisizliği nasıl giderilecek ve gençlerin kendi devletine güvenlerini nasıl sağlayacaksınız?
Üç sene önce 4-5 TL civarında olan Amerikan doları, bugün neden beş kat arttı. Sürekli Merkez bankasının yüksek para birikiminden bahsediliyor. Peki, üç sene içerisinde neler oldu da, paramızda böyle bir değer kaybı yaşandı. Ticari ve sanayi hayatımızı zor duruma sokan, döviz yükselişini nasıl çözeceksiniz?
Seçim sathına girdiğimiz bu günlerde, kendileri ile sadece oy zamanları karşı karşıya kaldığımız siyasetçilerin; toplumu anlayıp, onun temel dertlerine yönelik hangi çalışmaları yapmayı ihmal edip, diğer partilere üstün olduklarını söyleyip, halkın bir temel beklentilerine artık “kesin cevaplar” vermeleri gerekiyor.
Bundan dolayı, onlardan “söz alıp” bu sözlerine yerine getirmeyip, diğer partiler ile söz düellosuna devam etmeyeceklerinin vaadini almak durumundayız. Her şeyden önce, parti ve liderlerinin değil; halkın temel isteklerini, kültür ve ahlak değerlerinin istikametinde gerçekleştirmek zorunda olduklarını kendilerine hatırlatmalıyız.
Prof. Dr. Sami Şener