Allah’a ve Ahiret Günü’ne iman eden bir topluluğun babaları, oğulları, kardeşleri veya akrabaları da olsa Allah’a ve Rasulüne düşman olanlara karşı sevgi beslediklerini göremezsin.” (Mücâdele 58/ 22.)
YASİN BÖRÜ FİLMİ ÇEKİLDİ. Şehit yavrularımız unutulmadı hamdolsun. 6-8 Ekim olayları Yasin Börü ve arkadaşları bir Kurban Bayramı gününde canice ve tarifsiz bir göz yumuş ile şeytani bir amaç için haince kurban edilmişti. Bir İç savaş denemesi yapılmış, FETÖ maşası olan emniyet görevlileri ve PKK militanları iş birliği ile masum, dindar, iyiliksever Anadolu insanının yürekleri dağlandı o gece. ‘’Kanlı Ekim’’ olarak tarihe geçen bu esef verici hadisenin ardından her dâim teyakkuz halinde olacağız, olmalıyız derken şaşılacak toplulukların halen bu terör sevicilerine reyini kullanacak olması bizleri hayrete düşürüyor. Bazı tarihler unutulamaz. Siz neyi unutuyor neyi özlüyorsunuz? Rabbimiz buyurmuyor mu?
Allah’a ve Ahiret Günü’ne iman eden bir topluluğun babaları, oğulları, kardeşleri veya akrabaları da olsa Allah’a ve Rasulüne düşman olanlara karşı sevgi beslediklerini göremezsin.” (Mücâdele 58/22)
Nasıl sevilir, nasıl desteklenir, nasıl tutulur zulüm kokan, kan damlayan eller?
Asabiyet ve yakınlık hissimiz nasıl bizi zalim güruha yandaş eder?
Nasıl unutulur o günler ve nasıl hayalden silinir zor günde elini tutup seni bataktan çıkaran o eller? Mehmed Zahid Kotku Hazretleri buyuruyor ki:
“Dostun en hayırlısı, sen Allah’u Teala’yı zikrederken sana yardımcı olan, Hakk’ı zikretmeyi unuttuğunda da sana hatırlatandır.” Hatırlatalım o vakit:
Tüm teşekkür evvel ve ahir olan Allah’a ve bize o dost eli uzatan yurdumun fedakâr emeklerin sahibi olanlaradır.
İnsan neyi özlüyor bir düşünmeli değil mi?
18 yıldır bedava aldığı ders kitaplarını parayla almadığın günleri mi?
Banka kuyruklarında can veren ana babanı mı?
Sevk kâğıdı ve karne ile gidemediğin hastaneyi mi?
Bir ilaç için günlerce beklediğin kuyrukları mı?
Cenazenin bile rehin alındığı hastaneleri mi özlüyorsun?
20 kişinin bakımsız yerlerde tedavi edildiği yerleri mi?
Suyu elektriği olmayan kömürden nefes alamadığın şehirleri mi?
Yolu olmayan köylerini mi ?
Bir ilden diğer bir ile ulaşmanın zulüm olduğu çile yollarını mı?
Başörtüsü yüzünden her yerden kovulduğun, toplandığın o 28 Şubat günlerini mi?
İlim yuvalarında dinini, Kur’an’ını öğretmenin yasak olduğu günleri mi?
Evladının şehit cenazesinden kovulan annenin feryadını mı?
15 Temmuz’da katledilen ve birbirine düşürülen, milletimin gencecik yavrularını aldatılıp da tatbikat yapıyoruz deyip halka ölüm kurşunu sıktırılan günleri mi özlüyorsunuz?
Mültecilerden hoşlanmıyorsun lakin sizi mülteci kaderine sürüklemeye uğraşan eyalet sistemini, kara parayı yurt dışından ithal ederek, neslini, nefsini, karını, kızını düşmana pazarlayacak olana mı sevdan? Rasulullah as her zamanki gibi ne kadar da güzel buyurmuş: “Öyle bir zaman gelecek ki doğru söyleyenler yalanlanacak, yalancılar ise doğrulanacak. Güvenilir kimseler hain sayılacak, hainlere güvenilecek.” Taberânî, Kebîr, 24/310.
Yok kardeşim yok öyle… Kim hain, kim yalancı, kim güvenilir gördük biz defaatle.
‘’Dün Selçuk çocuklarıyla, Selahaddin çocukları nasıl omuz omuza vererek Haçlı ve Moğol sürüleri ile müfsit Şia bozguncularını püskürttülerse, bugün ve yarın da Türk-Kürt birbirimize omuz vurmak yerine birbirimize omuz vererek emperyalistleri ve onların uşakları müfsit şebekeleri aynı şekilde püskürteceğiz inşallah.’’ diyen Yusuf Kaplan Hoca ne güzel söylemiş. İşte milletler ve ırklar olarak bizler, şanlı tarihimizde ancak böyle amaçlar için yekvücud olunca egemen ve efendi olarak tarihe hükmedebiliriz. Derhal ve samimice manevra almak ve yanlışa bile isteye rey veren olma ayıbı ile Rahman’a yüzünü dönmemek lazım ve mahşere bu veballe çıkmamak lazım. (Mücâdele 58/22) ayetlerinin bizleri titretmesi lazım
“İyiliğe yürek koymuş gencecik yavrularımızı” iyiliğe alıştırmak isterken karanlıkları temsil eden kötü yüreklerin yavrularımızı harcayamayacağı ve yavrularımızı harcatmayacağımız basiretli kuvvetli günler için çalışıyor olmak ne güzel! Biz bu günleri hayal ediyor ve bu günleri özlüyoruz.
Türkiye emsalsiz bir kavşakta ya geriye dönecek yahut şahlanacak bunun kararını 14 Mayıs günü millet verecek.
Her seçim her siyasi parti için mühimdir. Lakin asıl mühim olan Türkiye’nin geleceğidir. Çünkü Türkiye her zaviyeden eşi benzeri olmayan bir ülkedir. Bu sözü abartı bulmak ancak bilgisizlik ya da delalettir. Hangi açıdan bakarsanız bakın bu böyledir. İslam tarihinin %80’i milletimizin tarihidir. Karahanlı, Gazne, Selçuklu, Zengi, Eyyubi, Harzemşah, Akkoyunlu, Kara Koyunlu, Artuklu, Memlük ve Osmanlı başta olmak üzere nice Türk devletleri İslam’ın hadimi olmuş, dünyanın kaderini etkilemişti. Dünya ve hemen her ülkenin tarihinde mutlaka milletim ile ilgili yazılmış bir tarih gerçeği vardır. Maalesef günümüz Türkiye’si tesis edilirken İslam’ın temsilcisi olarak değil, sadece seküler bir yapı olarak sistematize edilmiş, milletin değerleri aşağılanmış, uleması yok edilmiş, tarih ve medeniyeti ile bağları bıçak gibi kesilmiştir.Tabii ki bunun tek bir amacı vardır. Bir milleti, topluluğu manevi değerlerinden, tarihinden, medeniyetinden, aliminden uzaklaştırır isen insanlara efendi değil kul olmaya mahkum edersiniz.
Bir topluluğu, milleti en asil zirveye çıkaracak olan şey baki olan bir sevginin, izzetin, değerin yanında olmasıdır. Böylelikle dünyanın efendisi ve inancımıza göre de ebediyetin bahtiyar kişisi olabilir. Milletimin hamuru yüzyıllarca bununla yoğruldu, mayalandı. Kumaşımız iyi bizim. Bize esaret gömleği biçeceklere hayret etmek ve hıyanetini görmek, bizi büyütecek ve düşmanı görmemize feraset sebebi olabilecek.
Biz dünyaya 600 yıl medeniyet götürdük, adalet götürdük ve bunu gerçekten yaptık. Rahmet peygamberi Efendimiz ‘’Mü’min bal arısına benzer; güzel şeyler yer, güzel şeyler üretir, (güzel yerlere) konar, (konduğu yeri de) kırmaz ve bozmaz.’’ buyurur.[İbn Hanbel, II, 199]
Elhamdülillah bizler bunu atalarımız da yüzyıllarca gördük. Bu tarihi yaşanmışlık gen kodlarımızda saklı ve bastırılmış durumda fakat susturulan, saklanmaya, örtmeye çalışılan bu kodlar; kanımızda, ruhumuzda taşımaya hazır halde. Gazne, Selçuklu, Zengi, Eyyubi, Harzemşah, Akkoyunlu, Kara Koyunlu, Artuklu, Memlük ve Osmanlı başta olmak üzere Nice Türk devletleri İslam’ın hadimi olmuş dünyanın kaderini etkilemiş o cevherimiz halen saklı. Yaşadığımız bunca çilenin içinde Rahman bizi pişirdi ve cevherimiz mücevher olarak işlenerek hazineye evrildi, artık gösterime girdi elhamdülillah.. Sihalar, TCG Anadolular, Ankalar, Kızılelmalar, Gökbeyler, denizaltılarımız, TOGG milli aracımız, sondaj gemilerimiz… vb olarak sunumda. Tabi ki çok kişiyi rahatsız edecek. Susturmaya ve durdurmaya çalışacaklar bu şaşılacak bir durum değil. Onları anlıyoruz çünkü kumaşları halis değil bunu tahmin etmek hiç zor değil. Dış güçlere hayran, celladına aşık şakşakçılar ancak milletimin başarısını görmezden gelebilir.
Dünyanın baronlarının dergisi The Economist, haddini aşan bir yayıncılık yapıyor ve “Erdoğan gitmeli!” diye buyuruyor. Yetmiyor, Türkiye’yi şöyle tehdit ediyor:
“Erdoğan’ın yenilgisinin küresel sonuçları olacaktır ve dünyadaki demokratlara diktatörlerin yenilebileceğini gösterecektir.” diyor. The Economist sadece bir yorum ve analiz dergisi değil. İngiltere’nin yarı-resmî el-Ahram’ı! Sahibinin sesi! İngiltere, kendisi konuşmuyor ama The Economist gibi etkili dergilerini, BBC gibi etkili yayın organlarını bu şekilde kullanıyor! Her dünya devleti bir hayali kurtarıcı olmuş insanlığı yutmaya azmediyor:
Amerika ‘demokrasi’ adı altında, Avrupa ‘İnsan Hakları’, Küreselciler ‘Bilim; ekoloji, virüs, insan sağlığı, karbon ayak izi’ vs adına, Çin para ve işgücü, Misyonerler hoşgörülü diyalog sürdürme adına, Rusya sosyalizm adına, insanlığa zulüm üstüne zulüm götürüyor. Her bir dünya devleti ardına saklandığı insan yapımı din ve ideolojik düzeninin denenmiş sonuçları ile kan, zulüm ve gözyaşından başka ne götürdü?
Şeytan azapta gerek dostlar! Biz dünyaya 600 yıl medeniyet götürdük, adalet götürdük ve bunu gerçekten yaptık.
Açılan genlerimizi susturmak için bir çok inhibitör devreye konulacak fakat bizler azme ve kodlarımızı restore etmeye ‘’La Havle ve la Kuvvete ve la Kudrete illa Billah.’’ diyecek ve devam edeceğiz. Küllü tevekkülin ale-llah. Bu toplum, Batı’ya, ABD’ye, İngiltere’ye ve Batılılarla birlikte çalışan zihni köleleşmiş Batı-perestlere kanaatlerinin ne kadar yanlış olduğunu bildirecek diye inanıyorum. Bu nedenle işte tam da şimdi yeniden asli görevimize dönme zamanı çünkü insanlık hiç olmadığı kadar tehlikede.
Çiçeklerle hoş geçin,
Balı incitme gönül.
Bir küçük meyve için
Dalı incitme gönül.
Konuşmak bize mahsus,
Olsa da bir güzel süs,
‘Ya hayır de, yahut sus.’
Dili incitme gönül.
Sevmekten geri kalma,
Yapan ol, yıkan olma,
Sevene diken olma,
Gülü incitme gönül.
Başın olsa da yüksek,
Gözün enginde gerek,
Kibirle yürüyerek
Yolu incitme gönül.
Mevlâ verince azma,
Geri alınca kızma,
Tüten ocağı bozma,
Külü incitme gönül.
Dokunur gayretine,
Karışma hikmetine.
Sahibi hürmetine
Kulu incitme gönül.
(BESTAMİ YAZGAN)
Hatice Şebnem Diktürk
Elinize emeğinize sağlık devamını dilerim değerli üstat Bestami Yazganın şiiri ne güzel özetlemiş yazınızı bilelim ki o yüzden şiir tadında kur an ı kerim bin satırın anlattığını bir satır anlatıyor Rabbim cümlemizin basiretini açsın yarınlarımız şiir tadında olsun kıymetli hocam
Herşeye çok güzel değinmişsiniz rabbim inşallah zalimlere hainlere fırsat vermez korktuğumuz dan emin umdugumuza nail oluruz
Çok sevgili ve kıymetli kardeşim, Allah razı olsun, Allah yar ve yardımcın olsun, bizi ve tüm müslümanları zalimin kadrinden korusun inşaAllah. Her şey gün ve gün kötüye giderken insanoğlu işte, durur mu? İnsan nankör olursa mumla aradığı her şeyi elinin altında da bulsa yine nankördür. Rabbim bizleri korusun inşaAllah…
Hocam ne güzel dile getirmişsiniz hakikatleri.Maşallah teşekkür ediyorum.
Hocalarımız böyle yüreklerindekini söyledikçe, soyleyebildikçe , bizler istediğimiz gibi ilime ve hocalarımıza ulaşabildikçe başımızdaki insanlar var olsunlar.
Hamd olsun🌹 hocalarımız böyle yüreklerindekini söyledikçe,söyleyebildikçe, bizler istediğimiz gibi ilime ve hocalarımıza ulaşabildikçe başımızdaki insanlar var olsunlar.
Emeğinize yüreğinize sağlık, herşeyi kısa güzel özetlemişsiniz
Rabbim vatanımızı, milletimizi, bayrağımızı, birliğimizi, dirligimizi daim etsin
Reisimizi başımızdan eksik etmesin 🤲🤲🤲🇹🇷💡🇹🇷
Allah razı olsun hocam.Çok güzel değinmişsiniz.Rabbim tüm insanlarımıza feraset versin inşallah.Zalimlerin şerrinden korusun inşallah.
Emeğine yüreğine sağlık.Allah razı olsun hocam.Çok güzel değinmişsiniz.Rabbim tüm insanlarımıza feraset versin inşallah.Zalimlerin şerrinden korusun inşallah.
Emeğinize yüreğinize sağlık şebnem hanım geçmişte yaşanılan hüzünlü günlerin hepsi gözümüzün önünden geçti..biz unutmadikta gençlerimizin bilinçlenmesi lazım Allah onların basiretini açsın mevzu derin Allah zalime fırsat vermesin inşallah.
Maşallah ya Üstad Bestami Yazgan şiiriyle ne ne güzel tamamlanmış bu güzel yazı.
Yüreğinize kalbinize sağlık Şebnem Hanım.Allah sizden razı olsun inşallah.