Mirat Haber Ajansı
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Pazartesi günü NATO 2030 proje taslağını açıkladı. Buna göre NATO ülkeleri ittifakı 2030 yılına kadar daha politik bir hale dönüşecek. ABD’nin Atlantik Konseyi ve Alman Marshall Fonu ile yaptığı çevrimiçi konferansta Stoltenberg, ittifak’ın on yıl içinde nerede olacağı ve giderek belirsizleşen bir dünyada üyelerini nasıl güvende tutulacağı üzerinde konuştu. Stoltenberg, 2030 sprojienin amacının NATO’yu yeniden icat etmek değil, yarının zorluklarıyla başa çıkabilmek için askeri ve politik olarak daha da güçlü hale getirmek olduğunu açıkladı. Bunu yapmak için NATO’nun askeri olarak güçlü kalması, siyasi olarak daha birleşik olması ve küresel olarak daha geniş perspektifli bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini söyledi. Stoltenberg konuşmasında, askeri olarak güçlü kalmanın silahlı kuvvetlere ve modern askeri yeteneklere yatırım yapmaya devam etmek anlamına geldiğini belirtti. 70 yılı aşkın bir süredir üyeleri güvende tutan şeyin de bu olduğunu söyledi.
NATO’nun siyasi olarak güçlendirilmesi, NATO’nun ortak güvenliği etkileyen konular üzerinde kullanılması ve gerektiğinde savunmanın da ötesinde saldırı yönelimli harekete geçilmesi, NATO’yu daha küresel bir İttifak haline getirmek için artan küresel rekabet dünyasında benimsenen değerleri savunarak benzer fikirde ortaklarla daha yakın çalışmak anlamına geldiği bildirilmekte. Stoltenberg, üye ülkeleri ulusal çözümlerin cazibesine direnmeleri konusunda uyardı. Ne tek başına Avrupa’nın ne de yalnızca Amerika’nın bu denli büyük zorluklarla daha önce karşılaşmadıklarına dikkat çekti. Aralık 2019’da NATO Liderlerini NATO’nun siyasi boyutunu güçlendirmek için ileriye dönük bir düşünme sürecine liderlik etmeye davet eden Stoltenberg bu yönde on uzmandan oluşan bir grup atamıştı. Önümüzdeki aylarda NATO müttefikleri, kamu ve özel sektör uzmanları ve genç liderlerle temas kurarak NATO’nun gelecekteki zorluklarla yüzleşmeye hazır olmasını nasıl sağlayacağına dair yeni fikirler belirlenecek.
NATO’nun Müslüman üyeleri Türkiye ve Arnavutluk’ken Kosova ve Bosna da başvuru sürecinde. Bununla birlikte Müslüman ülkeler aralarında bir ittifak ve birlik oluşturamamakta ve bu konuda yapılan çalışmalar da baltalanmakta. Oysa 53 Müslüman çoğunluklu ülke ortak bir güç olsa ortaya çıkacak caydırıcı güç NATO düzeyinde önemli bir ağırlığı olan siyasi etmen olarak dünyada sesini duyurabilir, genelde Müslüman coğrafyada gerçekleşen savaşları, katliamları, soykırımları, işgalleri durdurabilir.