Hürriyet yazarı Fuat Bol’un kaleme aldığı, ”NATO Zirvesi” yazısını siz değerli okuyucularımıza sunuyoruz.
28-30 Haziran tarihleri arasında, İspanya’nın başkenti Madrid’de, yüklü bir gündemle NATO Zirvesi gerçekleşecek. 30 NATO ülkesinin lider düzeyinde temsil edileceği zirvede, dünyanın gidişatını belirleyecek çok önemli kararlar alınacak.
90’lı yılların başında, Sovyetlerin dağılmasından sonra, NATO, birçok üye ülkenin gözünde önemini yitirmişti. Zira iki kutuplu dünyanın karşı kutbunda yer alan Varşova Paktı yıkılıp gitmişti.
ABD’nin önderliğinde tek kutuplu kalan dünyada NATO, adeta ABD’nin ‘özel kurumu’ olarak iş görmekteydi. Başta Fransa, Almanya ve İtalya olmak üzere birçok ülke bu durumdan rahatsızdı.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron daha da ileri giderek, ‘NATO’nun beyin ölümünün gerçekleştiğini’ söylemişti.Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan sonra işler değişti; Rusya bu hamlesiyle dünyayı yeniden iki veya daha fazla kutuplu olmaya zorluyor.
Bu durumdan son derece rahatsız olan ABD, NATO’yu adeta bir manivela olarak kullanıp Rusya’ya, Çin’e ve ayrıca hedefe koyduğu birçok ülkeye had bildirmek istiyor. Bu cümleden olarak, BM Güvenlik Konseyi’ndeki ülkelere Japonya’yı da eklemek istiyor. Çin’i Japonya ve Hindistan’la, Rusya’yı da İngiltere ve AB ülkeleriyle kuşatmak istiyor.
ABD’ye göre NATO’nun sinir krizi konumundaki ülke, milli ve bağımsız politikalar güden Türkiye’dir. Terörle uslandırılmak istenen Türkiye, dost ve müttefiklerinin ikircikli davranışlarına rağmen terörü yendi ve uslu durmak şöyle dursun daha da hırçınlaştı.
Türkiye durduk yerde hırçınlaşmadı; zira savaştığı terör örgütlerine silahları başta ABD olmak üzere diğer NATO ülkeleri veriyor. Türkiye’ye karşı güdülen bu hasmane tavır yetmiyor, ayrıca Türkiye’ye karşı silah ambargosu uygulayan da yine bu, dost ve müttefik bildiğimiz NATO ülkeleri.
İşte bu denli yaklaşım içinde oldukları Türkiye’den şimdi de kalkmış; İsveç ve Finlandiya gibi terör örgütlerinin cirit attığı ülkelerin NATO’ya girişi için vize vermesini istiyorlar. Ayrıca ABD’nin kurduğu onca askeri üsle işgal ettiği Yunanistan’ı üzerimize kışkırtıyorlar.
NATO, kurulduğu günden beri, hiçbir zaman Türkiye’yi eşit ortak olarak görmedi. Bırakın eşitliği, ortak olarak görmedi. Hep dış kapının dıştaki mandalı olarak gördü. NATO’nun külfetine katlan lakin nimetlerinden istifade etme demeye getirildi.
ABD’nin, NATO ülkesi Türkiye’ye bakış açısı, NATO ülkesi olmayan Suudi Arabistan’a bakış açısıyla aynı. Almanya’ya ve Fransa’ya bile, ‘Biz olmasaydık, Rusça ve Fransızca konuşacaktınız’ diyen ABD, Türkiye’ye ne demez ki?
Neler dediğini, yapıp ettikleriyle pekâlâ görüyoruz, bütün bunlara karşı da önlemlerimizi alıyoruz.
Zira ne demiş atalarımız: ‘Hazır ol cenge, istiyorsan sulhu salah!’ ve ‘Su uyur, düşman uyumaz!’
hürriyet.com