“Celal Şengör İstanbul’u terk ediyor… Ne olacağını biliyorum.”
Gazeteci Fatih Altaylı, Prof. Dr. Celal Şengör‘ün İstanbul Depremi nedeniyle şehirden ayrılacağını duyurdu.
Celal Şengör “Vallahi biz galiba taşınıyoruz” diyerek ölümün yanı başında hastane odasında yaptığı açıklamada taşınma gerekçelerini şöyle anlatmış:
“Ben depremden sonra İstanbul’un ne hale geleceğini biliyorum.
Tabii ki, bütün İstanbul yerle bir olmayacak… 60-70 bin bina tamamen çökmese de yıkılacak. Kurtarma çalışmaları için sokaklara girilemeyecek. Kente giren çıkan yolların önemli bir bölümü kullanılamaz hale gelecek, ortaya çıkacak kaos ortamında sağ kalanlar da günlerce belki haftalarca bloke olacak.
Kentin elektrik, su, kanalizasyon ve doğalgaz alt yapısı bitecek. İlk gün her yerde yangınlar olacak. İtfaiye enkaz altında kaldığı için, itfaiyeciler ya enkaz altında olduğu için, ya enkaz altındaki araçlarına ulaşamadığı için bu yangınlara müdahale edilemeyecek.
Kent dışından yardım gelemeyecek. Bugün deprem bölgelerine giden yardım ve kurtarma ekiplerinin yüzde 60’ı İstanbul’dan gidiyor. İstanbul yıkılınca İstanbul’a zaten çok ez ekip gelebilecek, gelenler de kente giremeyecek.
Yeni havalimanı dolgu zemine yapıldığı için muhtemelen hasar alacak ve bir süre kullanılamaz olacak. Zaten o havalimanını kente bağlayan yolların ne olacağını da bilmiyoruz. Atatürk Havalimanı ise en iyi pisti kırıldığı için ancak yarım hizmet verebilecek.
Birkaç gün içinde kentte açlık başlayacak. Yağmalar başlayacak. Bunu salgın hastalıklar takip edecek. Enkazlar uzun süre kaldırılamayacak. Kenti ağır bir koku saracak, nefes alınmaz hale gelecek.”.
Fatih Altaylının ifadesiyle Celel Şengör İstanbul Depremi’nden değil, sonrasından korkuyordu.” Odatv.com
Celal Şengör ne imanlı bir Müslüman olabildi ne de tam bir gavur yani ateist… Konuşmalarında “VALLAHİ” demekten kendini alamıyor.
Bu arada ifade edelim:
Yeryüzünün en tehlikeli, en zalim, en tahripkar adamları ancak ateistlerden çıkabilir. Çünkü inadî veya bilinçli ateistin erdemi, kutsalı/hukuku olmaz. Ateistin ümidi olmaz. Bütün bunlar ateizmle çelişir.
Zerreciklerden galaksilere ve tek hücrelilerden balinalara kadar her varlık Yaratıcı’nın varlığı ve birliğine belge iken, hayatı bir kör rastlantıyla açıklamaya çalışan ateistten ilim adamı da olmaz. Çünkü ilim disiplindir ve kurallı olan varlıkları inceler.
Celal Şengör’ün öngörüleri gerçekleşebilir de… Ama kaçıp kurtulmak mümkün değil.
Yeryüzünün her tarafında depremler var, tsünamiler var, hortumlar var, ağır kış şartları, azgın seller var. Yanardağ patlamaları var. Heyelanlar var. Her an gelebilecek kalp krizleri var. Ölümcül tren, uçak ve trafik kazaları var. Sebebi ve tedavisi bilinmeyen hastalıklar var. Bilemediğimiz bir zamanda gelecek ölüm var.
Ama ateist için ümitle bağlanıp besleneceği Mevlası; dost bir güç kaynağı yoktur.
Rabbimiz Kurân’da inkarcılar için dar bir hayat vardır buyuruyor:
“ Ama her kim de Benim öğüt ve uyarılarımla dolu olan şu Kur’an’dan yüz çevirecek olursa, onun için dar, kısır ve sıkıntılı bir hayat vardır. Bitip tükenmeyen arzu ve ihtirasların yol açtığı doyumsuzluk, tedirginlik, ruhsal bunalımlar, vicdan azabı ve toplumsal çalkantılar yüzünden, bu dünyada gerçek anlamda mutluluk ve huzurdan yoksun kalacaktır. Hesap Gününde ise, onu kör olarak diriltip huzurumuza getireceğiz.” (Taha 20/124)
SUSUZLUKTAN ÖDÜMÜZ KOPUYOR
Bizim değil İstanbul depreminden, kapımıza dayanabilecek olan susuzluktan bile ödümüz kopuyor.
Ama biz Yaratan’ımızın acizlerimizi, çocuklarımızı, yaşlılarımızı, hayvanları ve böcekleri rahmeti ile kuşatacak Rahman bir Rab olduğuna inanıyoruz:
“ Yağmura susamış gönüller tamamen ümitsizliğe düştükleri bir anda, gökten sağanak sağanak yağmur yağdıran ve böylece yemyeşil bitkilerle, çeşit çeşit, rengârenk meyvelerle rahmetini her yana yayan O’dur. Evet, her türlü teşekküre, övgüye lâyık olan gerçek koruyucu, gerçek dost O’dur. (Şûra 42/28)
RABBİMİZİN VA’Dİ VAR!
Rabbimizin buyruklarına uyarsak bize bol yağmurlar yağdırabileceğinden de ümit varız.
“ Bakın, Rabb’imiz buyuruyor ki: “Eğer insanlar ve cinler Kur’an’ı hayatlarına tam olarak yansıtarak doğru yolda doğru bir şekilde yürümüş olsalardı, üzerlerine bereketli yağmurlar yağdırır ve daha bu dünyada onları ödüllendirerek, hepsini huzur ve esenlik içinde yaşatırdık.” (Cin 72/16)
Rabbimiz bizi denemeye uğratacağı için bize kullanacağımız akıl verdi, tabii ki maddî ve manevî önlemlerimizi alacağız.
Biz imanlı Müslümanlarız. Rabbimizin kendi mihveri etrafında ve güneşin çevresinde döndürdüğü bir yerküresinde yaşadığımızı, her an bir krizle durma ihtimali varken ortalama bir ömürde milyarlar kez atan bir kalbe sahip kılındığımızı biliyoruz. Yani tesadüf yok, düzen ve ihtişam var.
Hulasa Allah bizim Mevlamızdır. O bizimle beraberdir, evren onun tasarrufundadır. O depremlerin de Rabbidir. Ona iman kesin bilgidir, imkândır, ümittir.
O bizi depremlerle de deneyebilir. Ama O kendisine yönelenleri daha güvenli bir hayata da erdirebilir. Biz Ona güveniriz:
“Ey Peygamber! Eğer bütün bunlara rağmen yüz çevirecek olurlarsa, o zalimlere şöyle de: “Dost ve yardımcı olarak bana Allah yeter! O’ndan başka ilâh yoktur! Ben yalnızca O’na güvenir, O’na dayanırım. Çünkü O’dur, kâinatın mutlak hâkimi ve Yüce Arşın sahibi!” (Tevbe 9/129)
MİRATHABER.COM
CELAL ŞENGÖR DEPREM İSTANBUL ATEİST GAVUR
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…