Lafı uzatmayacağım, süslemeyeceğim! Gerçekten merak ediyorum nerede bizim Müslümanlığımız?
Yok, öyle düşündüğünüz gibi Müslümanlığı vicdan ve iç dünyada aramıyorum. Oraya gelene kadar üzerinde tartışılması gereken çok konu var. Ben Müslümanların dünyanın hangi noktasında, hangi paralel ile meridyenin kesiştiği noktada yaşadığını merak ediyorum.
Geçtiğimiz yaz Avusturalya’daki büyük yangını hatırlarsınız. Yangının uzun sürmesinin nedeni olarak su kaynaklarını fazla tükettiği gerekçesi ise katledilen develeri de umarım unutmadınız. Böyle bir davranışın yüce dinimize iman etmemiş yönetimler ve insanlar tarafından gerçekleştirilmesi bizleri sinirlendirse de imân-i esaslardan uzak, son ve gerçek dinin emir ve buyruklarını bilmeyenler tarafından böyle davranılması çok ta şaşırtıcı olmamıştır.
Şaşırtıcı olan ise;
Anayasasına göre devletin resmi dininin İslam olduğu, nüfusun %98’inin Müslüman olduğu İran’da dün, coronavirus nedeni ile tavuk tüketiminin azalmasını ve tavuk fiyatlarının düşmesini bahane eden “Müslüman” civciv üreticileri civcivleri diri diri toprağa gömdü. Oysaki bir hadiste Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor:
“Hz. Ebu Bekir’in kızı Esma’dan (r.a) rivayet edilmiştir. Diyor ki:
Peygamber Efendimiz (s.a.v) güneş tutulduğu bir gün kusuf namazı kıldıktan sonra şöyle buyurdu:
“Bana namazda cehennem gösterildi. Cehennem ateşi bana o kadar yaklaşmıştı ki ben: Allah’ım! Ben de cehennemliklerle (ateşe atılanlarla) beraber miyim, diye telaşlandım. Orada bir kadın gördüm. Bu kadının yüzünü bir kedi tırmalıyordu.
– Bu kadının günahı nedir, diye azap meleklerine sorduğumda,
– Bu kadın dünyada bir kediyi aç olarak ölünceye kadar hapsetti, diye cevap verdiler.” (Buhari, Mûsakât, 9)”
Diğer dinleri benimseyenler yüce dinimiz İslam’a ait esasları ve Peygamberimizin sünnetni bilmiyor olabilir. Müslüman ülkelerde yaşayan bizler bu esasları biliyoruz. Fakat dinimizin esaslarını biliyor olmamız onu algıladığımız, anladığımız ve hatta kavrayıp yaşantımız haline getirdiğimiz anlamına gelmiyor ne yazık ki.
Kapitalist sistemin arz talep dengesi arasına sıkışmış iman ve inanç gün geçtikçe eriyor, yok oluyor. Avusturalya’dakilerden ne farkımız kalıyor? Nerede bu Müslümanlar? Avusturalya’da değil onu anladık, İran’da da değil! Peki nerede? Türkiye’de mi?
Eymen NAMAZCI