Netanyahu Lanetlenip İşgalci Siyonistin Varlığı Meşrulaştırılamaz

Çok canımız yanıyor, verilemeyecek hesapların korkusunu yaşıyoruz. İşgalci Siyonist, yeryüzünün bütün emperyalistleriyle beraber olup, milyarlarca Müslüman’ın gözü önünde kardeşlerimizi katlediyor, soykırım yapıyor. Halkı Müslüman fakat iktidarları, laik seküler la-dini olduğu için bu gavurların davulunu çalıyor, sadece kınama ve laf ebeliği ile mesuliyetlerini savuşturuyor.

Başka bir husus daha var ki, daha vahim bir durum arz ediyor. Yapılan soykırımın, katliamların suçlusu olarak işgalci Siyonist’in şimdiki başbakanı Netanyahu gösteriliyor. Gerek dünya siyasetinde, gerekse kendi ülkemiz devlet erkanının dilinde, yaşananların sorumlusu olarak kamuoyuna Netanyahu sunuluyor. Öyle bir algı oluşturulmaya çalışılıyor ki, sanki işgalcinin başbakanı Netanyahu değil de başka birisi olsa, Netanyahu gitse, böyle bir soykırım olmayacakmış gibi anlatılıyor.

Medyada, televizyon programlarında, haber yorumcularında, siyasi alanda mesele hakkında kim konuşursa konuşsun, suçlu Netanyahu olarak karşımıza çıkıyor. Siyonistlerin işgalci olduklarından ve Filistin’i gasp ettiklerini bahsetmekten ziyade, dikkatler sürekli bir şahsa çevrilmeye çalışılıyor. Sanki işgalci siyonist terör örgütünün başında 1947’den beri Netanyahu var gibi, yaşananların bütün vebali bu azılı kafirin omuzlarına yükleniyor.

Netanyahu, işgalci Siyonistlerin şu anki başbakanı olabilir, fakat asıl suçlu bölgeye çöken, bölge halkına kan kusturan İsrail denilen işgalci siyonist yapıdır.  Netanyahu zamanı böyle olduğu gibi, Netanyahu’dan önce yaklaşık seksen yıldır aynı zulümler, katliamlar, sürgünler günümüze kadar süregelmiştir. Sorun Netanyahu değil, esas sorun işgalci Siyonist’in varlığıdır.

Netanyahu’dan önce başkaları olduğu gibi, ondan sonra da başkaları olacak ve katliam soykırım devam edecektir. Ta ki Müslümanların beldesinde bir çıbanbaşı gibi beliren, Müslümanların kalbine haçlı hançeri gibi sokulan işgalci zalim soykırımcı Siyonist, Müslümanların arasından sökülüp atılıncaya kadar.

Kendilerine gelen Allah’ın Nebilerini öldürmüş olan lanetli bir kavmin tarihsel süreçteki işlediği zulümleri ve halende işlemekte olduklarını dünya alem biliyor. Bu lanetli kavmin yapıp ettiklerini başlarındaki tek bir şahsa bağlamak, sanki şimdiki giderse her şeyin düzeleceği gibi algı üretmeye çalışmak, Allah’a peygamberine ve Müslümanlara ihanet olur.

Netanyahu denen kafir, işgalci Siyonist in ne yapmak istediğini en bariz şekilde ortaya koyan ve uygulayandır. Netanyahu suçludur, lakin esas suçlu, işgalci zalim, katliamcı soykırımcı Siyonist örgüttür. İşgalci Siyonist’in tıyneti, karakteri ırkçılığı, Netanyahu’nun icraatlarını tecelli etmektedir.

Biz Müslümanlar konuşup yazarken, söylediğimizin yazdığımızın nereye gittiğini, neye tekabül ettiğine dikkat etmeliyiz. Hedef tahtamıza esas olanı koymalı, emperyalist dilden kaçınmalı, gavurların değirmenine su taşımamalıyız.

Savaş suçlusunun, işgalci Siyonist terör örgütünü olduğunu ifade etmeliyiz. Ayrıca Müslüman entelektüeller işgalci Siyonist’ten bir devlet olarak bahsetmemeli, bir ifsat katliam, soykırım örgütü olarak bahsetmelidir. Ki, hakikatte budur.

İşgalci Siyonist, sonunun geldiğini artık kendisi de, ona hamilik eden ABD ve ab de biliyor. Pervasız katliamları bu korkularının sonucudur. Şunu unutmayalım ki, yeryüzünde her zaman zalimlerin aleyhine bir yol vardır.

Yakup Döğer 

YAZARIN DİĞER YAZILARI İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ