Mirat Haber Ajansı
Nijerya ve dünya medyasının geçtiğimiz günlerde ülkenin kuzeyinde 47 Müslüman çocuğun kaçırılıp zorla Hıristiyanlığa döndürülmesi konusunda sağır edici sessizliğinin ülkedeki ve dünyadaki kurumsallaşmış İslamofobinin bir göstergesi olduğu yorumları yapılmakta.
İngilizlerin 150 yıl önce işgal edip sömürgeleştirdiği dev Afrika ülkesi Nijerya yoğun Hristiyanlaştırma kampanyalarının ardından hala Müslüman ağırlıklı nüfusa sahip de olsa ülkenin medyası, üniversteleri, entelektüel sınıfı, zenginleri ve elitleri genelde Hristiyanlardan ya da Batı hayranı Müslümanlardan oluşuyor. Nijeryalı Müslüman yazar Süleyman Ahmed şunları söylüyor:
Bir insanın kökleri, tarihi veya uygarlığı olmadığına ikna edilmesi halinde, kendini tanımladıkları şekilde kabulleneceği, kendi kendini tanımlamaktan aciz olacağı ve yalnızca kendisine verdiğiniz etiketi, sadece Batı’ya köle olmaya uygun medeniyetsiz bir vahşeti kabullenecektir.
Avrupalı kölelerin Afrika esirlerine ilk yaptığı şeylerden birinin isimlerini, dinlerini ve kültürlerini değiştirmelerinin nedeni buydu. Çünkü bir insanı bir hayvandan ya da medeniyetsiz bir vahşiden ayıran tek şey değer, tarih, din, kültür ve kökleridir.
Tarih, bir kez daha kuzey Nijerya’da, bu kez Avrupa köleciler tarafından değil, en az 47 küçük Müslüman çocuğun kaçırılmasından sorumlu olan bir Nijeryalı suç çetesi tarafından tekrarlanıyor. Bu çete tarafından fakir çocuklar kaçırılıyor, zorla Hıristiyanlığa dönüştürülüyor, isimleri değiştiriliyor ve sonra köle olarak satılıyor.
Nijerya polisi bu davalardan bazılarını ortaya çıkardı ve çocukların bir kısmı serbest bırakıldı ve aileleriyle tekrar birleşmeyi bekliyor. Bu trajik ve aldatıcı olayın medya kapsamındaki gündemde olmaması sadece utanç verici değil, aynı zamanda İslamofobik Nijerya medyasının Müslümanlara yönelik zulme ne kadar derinden umursamaz olduğunu da gösteriyor.
Nijeryadaki yerli ve uluslararası ana akım medya, büyük oranda, iyice yağlanmış İslamofobik bir makine tarafından kontrol ediliyor, agresif bir şekilde, Müslüman aleyhtarı gündemlerin peşinden koşuyor. Batı medyası gibi, Nijerya medyası da Müslümanlar tarafından işlenen suçları abartırken faillerin Hıristiyan ve kurbanların Müslüman olduğu haberleri genelde yayınlamıyor.
Afrika atasözü şöyle der: “Aslan kendi hikayesini anlatmadıkça, avın hikayesi avcıyı över.” Bu nedenle, bağımsız Müslüman medya kuruluşlarına duyulan ihtiyaç Nijerya’da hakikat ve adalet için çok gereklidir. Hikayelerimiz ve mücadelelerimiz kendi lenslerimiz aracılığıyla anlatılmalı. İslamiyet ve Müslümanlar hakkında adil ve doğru bir şekilde haber yazabilmek için kurumsal mizacı İslamofobi olan ana akım medyaya güvenmenin topluma yalnızca zarar verdiği artık kanıtlamıştır.
Süleyman Ahmed’in bu yorumu kuşkusuz sadece Nijerya değil, Türkiye için ve hemen her İslam ülkesi için de geçerli. Eğer dünyadaki İslam ülkelerinde de aynı oyunların oynandığını görürsek belki Türkiye’deki oyunları daha rahat anlayabiliriz.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…
Önceki yazımızda Yûsuf 12/76 ayetini kısmen ele almıştık. Bu yazımızda ise ayetin ele almadığımız yönleri…