Kontrolden çıkmış bir Kore savaşı sadece insani felaketleri değil ABD’nin askeri hakimiyetinin ve Dolar’ın da sonunu getirebilir.
Askeri konulardaki çalışmalar senaryolar üzerinden gider. Bu senaryolar başlangıç olaylar ve şartlar olarak kullanılarak devam eden durumun analizi yapılır.
Uzmanlar düşman kuvvetleri, uluslararası örgütler, müttefik kuvvetler, tarafsız ülkeler gibi belirli rolleri alır ve oynarlar. Bunlara simülasyon veya savaş oyunu denir.
Eğer mevcut Kuzey Kore gerilimi için böyle bir senaryo analiz edersek neler olur?
Trump’ın ateş ve öfkeye boğarız açıklamasının ardından, 8 Ağustos’ta Kuzey Kore hükümeti, ABD’nin Guam adasına füze saldırısını incelediklerini bildirdi.
Guam adasını tanıyoruz. Burada ABD’nin en büyük pasifik üssü bulunmakta. Ama Türkiye için daha önemlisi ABD’nin Körfez savaşını ardından binlerce Kürt seçerek bunları CIA ajanı olarak kendilerine bağlı bir ülke kurmaları için Guam’a nakletti ve yıllarca bunları eğitti. Şu anda Suriye ve Irak’taki İngiliz-ABD-İsrail destekli kurulmakta olan PKK Orta Doğu Komünist İmparatorluğu’nun ana kadroları da, çeşitli aşiretlerin başları da bunlardan oluşmakta.
Guam aynı zamanda hem nükleer hem de konvansiyonel (yani nükleer olmayan) silahlı bombardıman uçaklarının da kalkış yeri. Eğer Amerika topyekûn bir saldırıda Kuzey Kore’nin henüz tamamlanmamış nükleer başlıklı kıtalararası balistik füzelerinin (ICBM) rampalarını, tesislerini, üretim merkezlerini vurmayı planlıyorsa buradan başlayabilir.
Tabii bu bombardımana Çin, Rusya ve NATO üyesi olmayan pek çok ülke tepki gösterecektir. Ancak esas cevap Kuzey Kore’nin ne yapacağıdır.
Böyle bir bombardımana Kuzey Kore eşzamanlı iki kanaldan cevap verebilir ve vermek de zorundadır. Eğer beklerse bombardıman devam edeceği gibi başkent dışında isyanlar çıkacak, sistem çökmeye başlayacak ve rejim bir iç darbeyle karşı karşıya kalabilecektir.
Bu nedenle Kuzey Kore’nin garanti cevabı sayıca üstün kara kuvvetleri sayesinde Güney Kore’nin işgali, hemen sınırda olan Güney Kore’nin 30 milyonluk dev başkenti Seul’ü yerle bir edecek bombardıman olabilir.
Fakat saldırı Güney Kore’den değil dışarıdan yapılırsa, mutlaka ABD’yi vurması gerekecektir. ICBM’lerinin Kıta Amerika’sına ulaşmasında son noktaya geldilerse ve hedef bulma hassasiyetleri tamamlandıysa, kesinlikle bir Amerikan kentine saldırı yapabilir. Örneğin San Francisco’ya, Seattle’a, Los Angeles’e konvansiyonel bile olsa bir saldırı savaştan muzaffer çıkması anlamına gelir.
Fakat ICBM’lerinin menzili ve hedef hassasiyeti buralara kadar gelmediyse, hedefi ABD’nin bölgedeki merkezi olan Guam üssü olacaktır. Burası askeri bir hedef olduğu için eğer ABD bombardımanı kapsayıcıysa Kuzey Kore nükleer bir saldırı da yapabilir.
Nükleer saldırıda binlerce Amerikan askeri ve ABD koruması altındaki yerli halk öleceği gibi, bütün Amerikan tesis ve uçakları, depolanmış atom bombalarıyla beraber yok olacaktır
Bu sefer Çin ve Rusya Kuzey Kore’yi kuvvetle kınayacaklardır. Ama savaşı ABD başlattığı için, bu sınırlı olacaktır, her iki tarafa da şiddete hemen son vermeleri istenecektir.
Amerika’nın bu noktada geri adım atma durumu bulunmamaktadır. Mutlaka nükleer karşılık vermek zorunda kalmaktadır. Eğer vermezse, isteyen Amerikan üslerine nükleer saldırıp kendini savunabilir mesajı, ABD’nin sadece askeri gücünü değil, aynı zamanda ona bağlı olan ABD Dolarının da hızla değerini düşürür. Bu, ABD ekonomisini çökertebilir.
Bu nedenle ABD’nin bir veya birkaç Kuzey Kore hedefine nükleer saldırı yapması gerekebilir. ABD’nin başkent Pyongyang’a hidrojen bombası atması, ülkenin rejiminin bu merkeze dayanması nedeniyle savaşı bitirebilir. Fakat ABD’nin milyonlarca suçsuz insanı yok etmesi, çağlar boyunca Amerikan vahşetinin bir kanıtı olarak onun dünya hakimiyetinin de sonunu başlatır. Bunu yerine Amerika’nın cevap olarak çok sayıda Kuzey Kore askeri tesisine nükleer saldırı yapmasının da büyük olumsuz etkisi bulunacaktır.
Her iki durumda da ABD’nin Pasifik’teki bir askeri üs adasının vurulmasına cevap olarak nüfusun bulunduğu Asya topraklarını vurmasına Çin seyirci kalamaz. Çünkü kalırsa, Çin himayesi altındaki bir ülkenin serbestçe hem de nükleer silahlarla yok edilmesi, Çin’in bunu seyretmesi, küresel bir güç olma hayalini en azından 21. yüzyıl için rafa kaldıracaktır. Çin’in mutlaka cevap vermesi gerekecektir. Bu cevabın nükleer olması gerekecektir.
Bu durumda Çin, Amerika’nın diğer üslerine nükleer saldırıda bulunabilir. Hatta Amerika kıtasında nüfus bölgelerinden uzak bir üsse ICBM nükleer saldırısı da yapabilir.
Amerika’nın elinde Çin’in 10 katından fazla nükleer başlık bulunduğu ve bunların daha büyük patlayıcı etkisi olduğu düşünülürse, nükleer bir savaşta Çin’den çok daha üstündür.
Bununla birlikte karşılıklı nükleer savaştan kimse kazançlı çıkamaz. Amerika’nın topyekûn saldırısına Çin kısıtlı nükleer gücüyle cevap verse bile ABD şehirlerini ortadan kaldırıp ülkeyi dünya ekonomi ve siyasetinden silmeye yetecek kadar füzesi ve nükleer başlığı mevcuttur.
Böyle bir durumda dünyanın tek hakimi Rusya kalır. Fakat yok olmuş bir Çin ve ağır yaralı bir Amerika ile dünyada uzun yıllar bitemeyecek ekolojik bir felaket Rusya’yı da ekonomik olarak vurabilir.
Bu nedenle Rusya şiddetle Çin ve Amerika’nın birbirini yok etmeden, sadece sınırlı tahribatla sakinleşmesini isteyecektir.
Vurulmuş ve ateşkes yapmış bir Amerika ağır yenilgi almış bir Amerika’dır. Bütün dünyadaki gücü azalır. Dolar tepe taklak olur.
Vurulmuş olsa bile Çin, Doğu Asya’nın yeni hâkimi olacaktır. En büyük pazarı Amerika’yı kaybetmeye başlayacak olmasına rağmen yine de ekonomik büyümesini sürdürecektir; Japonya, Güney Kore, Avustralya, Hindi Çin, Endonezya üzerinde gücü artacak, Hindistan’ın alttan almasını sağlayacaktır.
Araya giren Rusya dünya yeni sisteminin ağabeyi olur. Hem en büyük nükleer cephaneliğiyle hem de ABD’nin yaralanmasıyla, Avrupa ve Orta Doğu üzerinde etkisi katlanır.
Bu nedenle Amerika, yüzde yüz bir Kuzey Kore nükleer saldırısı olmayacağını garanti etmedikçe eli kolu bağlı hiçbir şey yapmadan beklemek durumundadır.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi