islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5559
EURO
36,4595
ALTIN
2.959,58
BIST
9.131,28
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Nuri Pakdil Üzerine Bir Çalışma

Nuri Pakdil Üzerine Bir Çalışma
2 Kasım 2022 12:46
A+
A-

İsmail Kıllıoğlu’nun kaleme aldığı “Nuri Pakdil Üzerine Bir Çalışma” yazısını siz değerli okuyucularımıza sunuyoruz..

“Yine 2019 yılının 16 Ekim’inde, sağlığıyla ilgili artan şikâyetleri üzerine Ankara Şehir Hastanesi’ne kaldırılır. Yapılan muayenesinde üst solunum yolu enfeksiyonu teşhisiyle dahiliye servisinden sonra yoğun bakıma kaldırılmazdan on dakika öncesinde; “Dua eden arkadaşlara devrimci selamlar” der ve bu, onun dudaklarından dökülen son cümle olur. Aradan geçen iki güne rağmen hastalık süreci gittikçe ağırlaşır ve kalbi durur. Yapılan müdahale ve devam eden tedaviye cevap veremez hale gelir. 18 Ekim Cuma günü saat 14.15’te vefat eder.” (Reşit Güngör Kalkan: Nuri Pakdil/Çiçeklerden Bir Bazuka, Okur Kitaplığı, İstanbul 2020, s. 408)

Mehmet Emin Ziyai ile Hatice Vecihe’nin ikinci çocuğu olarak 1934 yılında doğan Nuri Pakdil adı, Edebiyat dergisiyle adeta özdeş hale gelir. Tıpkı Necip Fazıl Kısakürek adının Büyük Doğu, Sezai Karakoç adının Diriliş dergisiyle özdeş bir niteliğe bürünmelerinde olduğu gibi.

Reşit Güngör Kalkan, zikredilen kitabıyla Nuri Pakdil üzerine kapsamlı ve belgesel nitelikte bir çalışma gerçekleştirmiştir. Bu özverili ve özgün emeğinden dolayı Kalkan’ı tebrik ediyorum. Kalkan’ın, bu vesileyle şu eserlerini burada kaydediyorum: “Hüzün Sendromu” (şiir) yanında “Sürgün Aşk Düğünleri”, “Aşk Kadar İsyan Sesli”, “Gül Üstüne Aşk Olsun”, “Güzün Son Konuğu” denemeleri; “Ben İsmet Özel, Şair”, “İlhami Çiçek, Türk Şiirine Buruk Bir Armağan”, “Işığın Peşinde Bir Ulu: Mitat Enç” biyografileri ve “ Gaziantep’in Çanakkale Kahramanları” araştırması yayınlanmış bulunmaktadır.

Edebiyat dergisi bağlamında ya da Nuri Pakdil dolayımında gerçekleştirdiği çalışmasını Kalkan, beş bölüme ayırmış. 1. Bölüm, “Ağır Acı Oturuşlarla Çevrili Dünyada”, 2. Bölüm, “Eğitim ve Aile”, 3. Bölüm, “Bağlanma ve Aradakiler”, 4. Bölüm, “Edebiyat ve Eylem”, 5. Bölüm, “Sonrası Hep Eylem, Daima Eylem” başlıklarını taşımaktadır. Ayrıca “Sonuç ve Değerlendirme”, “Kaynakça” ve “Bibliyografya” başlıkları çalışmayı tamamlamaktadır.

Kalkan’ın çalışmasının odağında Nuri Pakdil adıyla adeta özdeşleşen Edebiyat dergisi yer almakla birlikte, bunları kavramada, anlamada ve değerlendirmede belirleyici işlev görecek belgelere, bilgilere geniş bir şekilde yer verilmesi dikkat çekmektedir. Bu türden yaklaşım ve araştırmalar ya da incelemeler, bir sanatçının veya yazarın, salt ortaya koyduğu eserlerle yetinilmesinin kimi zaman yetersiz kalabileceğini düşündürmektedir. Oysa bir sanatçının veya yazarın sadece ortaya koyduğu eserler ile sınırlı kalındığında, onun birtakım kavramlarının, imgelerinin, görüşlerinin, düşüncelerinin vb. tam olarak açığa çıkartılamaması gibi bir sınırlamayla kalınması söz konusu olabilir. Bu bağlamda Kalkan’ın Edebiyat ve Nuri Pakdil üzerine yaptığı çalışma belgelere dayandırıldığı, en azından göz önünde tutulduğu için, özgün bir nitelik taşımaktadır. Özellikle Nuri Pakdil’in “mahremiyet” nitelemesiyle yakından ve doğrudan hayatı ve tutumunu anlamada bu türden ayrıntıların belirleyici önem taşıdığı söylenmelidir. Yeri gelmişken, Nuri Pakdil’in evlilik çerçevesinde, bizzat tanık olduğum bir durumu burada zikretme gereği duyuyorum.
Sanıyorum, ‘70’li yılların başıydı. Edebiyat’ın Akay Yokuşu/Esat Caddesi’ndeki Demirler Pasajı’nda buluşmuştuk. Daha doğrusu Nuri Pakdil, öğleden sonra gelmiş, bir süre gündelik işler sonrasında, Fethi Ağabey’in (Gemuhluoğlu), arada bir günübirlik geldiği Ankara’da bulunduğunu söylemişti ve akşam kaldığı Sıhhiye’deki oteline gitmiştik. Otel, Kızılay/Atatürk Caddesi’yle hemen paralel Sağlık Bakanlığı önünde geçen sokağa bakıyordu. Yaz sonu veya sonbaharın başlangıcı olmalıydı ki, sokağa taşmış bir masaya oturduk. Konuşmalar bir noktadan sonra özelleşti. Ben, oturduğum sandalyeyi masadan biraz geriye çektim, Fethi Ağabey ile Nuri Pakdil’in konuşmalarını duymamaya çalıştım, ama aynı masada oturduğumuz ve seslerinin giderek alçalmasına rağmen, konunun evlenmeyle ilgili olduğu anlaşılıyordu.

Fethi Ağabey birtakım bilgiler aktardı, Nuri Pakdil kararlı bir şekilde rıza ve kabul anlamında söylemlerde bulundu. Sonuçta, Fethi Ağabey’in, “sen titiz, bunalımlı bir kimsesin” mealindeki sözleriyle konuşmanın seyri değişti. Anladığım kadarıyla İstanbul’da bir gruba mensup bir bayan söz konusuydu ve Nuri Pakdil, onu görmüş ve olumlu bir karara varmış olmalıydı. Fethi Ağabey de onu tanıyor, ailesiyle ilgili bilgiye sahipti. Ancak bunun mümkün olamayacağı kanaatine varmış olmalıydı.

Edebiyat’ın, Demirler Pasajı’nda bürosu tutuluncaya kadar, her ne kadar adresi Hukuk ve Siyasal Bilgiler Fakülteleri karşısındaki Aytemiz Kitabevi gösterilmiş olsa da, dağıtımı, abonelere gönderme gibi işleri, önceleri Nuri Pakdil’in Ayrancı’daki, daha sonra, logoda sahibi ve yazı işleri sorumlusu olarak görülen Ahmet Bayazıt ve bazı arkadaşların kaldığı Seyranbağları, Seyran Sokak’taki dairede gerçekleştirilirdi.

Yakın yerde Osman Sarı’yla tuttuğumuz Oba Apartmanı’ndaki daire adeta bu işlerin merkezi işlevini bir süre üstlendi. Edebiyat’ın matbaadan alınmasıyla paketleme, gönderme işleri, çeşitli fakültelerde okuyan arkadaşların da katılımıyla bir imeceye dönüşürdü. Bütün bunları, emekleri, heyecanları da Edebiyat babında düşünmek gerekir.

 

ETİKETLER: Manşet
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.