Son dönemde Kâb bin Eşref Oda tv marifetiyle daha bir gündeme geldi.
Odatv Eleştiriyi Hak Etmektedir
Odatv’nin yayınlarını izlerim. Gerçeği söylemek gerekirse Odatv İslâm’a karşı tarafsız olmak şöyle dursun yer yer karşıt olan ve onu örtülü bir şekilde yeren bir haber ve yorum sitesidir.
Onu ben ve benim gibi İslâmî Düzen bağlıları eleştirebilir ama içinde yaşadığımız jakoben laik sistemi İslâm adına eleştirmeyen, üstelik benimseyerek sistem içinde görev alan kişiler yeremezler. Bunlar il müftüsü bile olsalar… Ne var ki bunun anlamı Odatv ve benzerlerine layık olduğu cevaplar kullandıkları üslüp çizgisinde verilmeyecek demek de değildir. Gerektikçe biz de bu görevi yapmaya çalışıyoruz.
Kâb b. Eşref Zalim bir Kültür ve Siyaset Adamıydı
Kâb b. Eşref’e gelince …Bundan bir süre önce İslâm’ı barış dini olarak açıklayan yazılarımız üzerine Fetva İste sitemize “Yahudi şair Kâ’b b. Eşref Peygamberimizin emriyle mi öldürülmüştür? şeklinde gelen soruya verdiğimiz cevabı aktarmak istiyoruz. Ama önce bir kayıt düşelim. Tarihi kaynaklarımızda yer alan olayları yüzde yüz doğru olarak kabul edemeyiz. Ama Kâb b. Eşref ile ilgili bilgileri doğru kabul etmemize -bizce- bir engel de yoktur.
Yahudi şair Kâ’b b. Eşref Peygamberimizin emriyle mi öldürülmüştür?
Siyer kaynaklarımıza göre Kâb Peygamberimizin emriyle öldürülmüştür.
Medine’li Yahudilerin Beni Nadır kolundan olan şair Kâ’b b. Eşref, diğer Yahudilerden farklı olarak yapılan antlaşmaları alenen çiğneyen bir saldırgandı. Bir diğer anlatımla, şiirleri ile Peygamberimize saldıran ve onu kendi hanımlarına benzeten ve Müslüman kadınları da cinsel motifler kullanarak aşağılayan etkili fakat aşağılık bir kişiydi.
Aşağıda anlamını sunacağımız Âl-i İmran sûresinin 186. âyetinin onun Müslümanları üzen hicvedici-yerici şiirleri ile yaptığı kültürel saldırlar üzerine indirildiği rivayet edilmektedir. ( Bu rivayet için Taberi’nin Cami’l-Beyan’ına bakılabilir.)
“ ( Ey müminler!) Mallarınız ve canlarınız hususunda elbette deneneceksiniz. Sizden önce kendilerine Kitab verilenlerden ve Allah’a ortak koşanlardan çokça eza; incitici sözler-hicivler duyacaksınız. (Bu tür saldırılara) sabreder, (şiddet kullanmaktan) korunursanız, sabır ve korunmanız yapılmaya değer erdemli işlerden olur.”
Bu âyetten anlaşılacağı üzere soyut kültürel saldırılar sebebiyle yapılması gereken işlemler sabır göstermek ve fiili saldırılarda bulunmaktan kaçınmaktır; En’âm 68 ve Nisa 140’da da işaret buyrulduğu üzere tepki koymak; inkâr ve alay içeren saldırının yapıldığı alanı terk edip saldırganları kendi başlarına bırakmaktır.
Ancak, Kâ’b b. Eşref, döneminin kamuoyu oluşturucu en etkin yöntemi olan hicvedici şiirleri ile yaptığı saldırılarla da yetinmemiştir. Bedir savaşının Müslümanlar tarafından kazanılması üzerine derin bir öfke ve hüzün krizine tutularak taziye için 40 kadar yandaşı ile birlikte Mekke’ye gitmiştir. Orada Mekkelilere Yahudiler tarafından kendilerine yardım edileceği vaadini yaparak onları Medine üzerine yürümeye yüreklendirmiştir, şairliğini intikam duygularını kamçılamak için kullanmıştır.
Böylece sözlü saldırılarını fiili atılımlarıyla pekiştirdiği ve kırmızı çizgilerimizi (Mümtahine 8-9) çiğnediği için ölüme mahkum edilmiş ve ceza bir grup sahâbi tarafından uygulanmıştır.
Unutulmaması gereken gerçek şudur: İslâm zalim şiddeti ret eder, ama bütün ceza sistemleri gibi zulmü giderici adil şiddeti onaylar. Onaylamakla da yetinmez, “Sizinle savaşanlarla savaşın.” buyruğuyla da emreder:
“Size karşı savaş açanlara Allah yolunda siz de savaşın, ancak aşırı gitmeyin; doğrusu Allah aşırı gidenleri sevmez.” (Bakara 2/190)
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi