<>.theiaStickySidebar:after {content: ""; display: table; clear: both;}
İnsanlar diğer varlıklar arasında üstün bir derecede yaratılmışlardır. Çünkü insanlarda akıl ve muhakeme duygusu bulunmaktadır. İnsanlar, Allah’ın kendilerine vermiş olduğu akıl sayesinde dünyayı imar ve idare etmektedir. Ancak zaman zaman akıl yetersiz kalmakta ve nefsin egemenliği altına girmektedir. Bu durumda insan her türlü zulmü işleyip cennet olması gereken dünyayı cehenneme çevirmektedir. Yüce Allah aklın, zulmün her çeşidinden kurtularak doğruyu bulması için, her topluma mutlaka peygamber göndermiş ve onların vasıtasıyla kutsal kitaplar indirmiştir. Peygamberler ve kutsal kitaplar, akla insanların hidayeti bulup dünya ve ahiretin huzur, saadet ve mutluluğuna kavuşmalarının yolunu göstermişlerdir. Son peygamber Hz. Muhammed (sav.) ve son kitap da Kur’an-ı Kerim’dir. Akıl yeterli olsaydı, peygamber gönderilmez, Kur’an indirilmezdi. Buna rağmen insanlar zaman zaman öfkelenmekte ve irade dışı hareket etmektedir. İnsanlar bu gibi durumlarda taşkınlık yapmakta ve her türlü zarara sebep olabilmektedir. Bu gibi durumlarda en önemli şey, insanın öfkesini yenerek aklıselim ile hareket etmesi ve zararlı davranışlarda bulunmamasıdır. İnsanlar, Kur’an-ı Kerim’de bu hususta uyarılmaktadırlar:
“Rabbinizin mağfiretine ve Allah’a karşı gelmekten sakınan dürüst kişiler için hazırlanmış, gökler ve yer kadar geniş olan bir cennete doğru yarışın/koşuşun. O dürüst kişiler, bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcamada bulunurlar, “Kazimu’l-Ğayz” Olurlar yani öfkelerini yenerler, insanların kusurlarını affederler. Allah iyilik yapanları sever. Yine onlar, bir kötülük yaptıkları veya kendilerine zarar verdikleri zaman, derhal Allah’ı hatırlarlar ve günahlarının bağışlanmasını dilerler. – Allah’tan başka kim günahları bağışlayabilir ki? – ve onlar, bildikleri halde yaptıkları kötülüklerde ısrar etmezler.”[1]
Bu ayetlerde Allah’ın sevip övdüğü insanların bazı özelliklerinden bahsedilmektedir. Bu özelliklerinden biri de öfke anında kendine hâkim olup nefsi yenmek ve aklıselim ile hareket etmektir. İnsanlar, pek çok ayet ve hadiste bu konuda uyarılmaktadır. Bu ayet meallerine yer verdikten sonra, Hz. Muhammed’in (sav.) bir hadisinin manasına da yer vermek istiyoruz:
“Kuvvetli ve kahraman pehlivan, güreşte herkesi yenen kişi değildir. Asıl pehlivan, öfke sırasında kendine hâkim olabilendir.”[2]
SONUÇ
Kur’an ve sünnet bizlere öfke ile hareket etmemeyi, sabırla hareket edip en öfkeli halde bile nefse hâkim olmayı emretmektedir. Akıl da bunu kabul etmektedir. Hayatta işlenen pek çok kötülük, öfke anında nefse hâkim olamamaktan kaynaklanmaktadır. Öfke ile kalkan, zararla oturur. Son pişmanlık, fayda vermez. Ona göre akıl ve irade ile hareket etmek gerekir.
Herkese selam, saygı ve hürmetler.
NURETTİN TURGAY
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ
[1] Alu İmrân 3/133-135.
[2] Buhârî, Edeb, 7; Müslim, Birr, 107, hadis no: 2609.