Yazık ki çok yazık, nice boş şeylerle uğraşıyoruz. Ne dünyamıza ve ne de ahiretimize faydalı olmayacak şeylerle ömrümüzü tüketiyoruz. Gaflet içinde iken ölüm de gelip çatacak. Rabbimizin verdiği deneme süresi de bitecek.
Sanki biz insanlara gelip uyaran son ilahi elçi Hz Muhammed’den ve onun tebliğ ettiği Kur’ân’dan haberimiz yokmuş gibi hiç düşünmeden yaşıyoruz. Derin pişmanlıklar yaşayacağız. Ölümüz bile azap olacak.
Oysaki ölümün bile hediye olarak geleceği mutlu bir insan olarak bu hayattan ayrılabilir, Cennet’e gitmek üzere ebediyet yolculuğuna çıkabiliriz. Ölüm anında melekler bizi karşılayıp müjdeleyebilir. Vücudumuz toprağa bırakılırken ruhumuz Cennet’e gitmek üzere kendisi için hazırlanan kabrine gidebilir. Aslında bunun için özel bir gayret da gerekmez. İnsanlara zarar vermeden dünyamıza da güzellikler katarak İslami çizgide bir yaşam sürebiliriz.
Bakınız Kur’ânımızın Müminûn suresinin ilk ayetleri bize ne kolay bir Cennet yolu gösteriyor:
Yüce Allah, kurtuluşa erecek ve Firdevs Cennet’lerine girecek kullarını; kalp huzuruyla namaz kılan, zekât vermek için çalışan, faydasız sözler ve işlerden sakınan, söze ve sözleşmelere bağlı kalan ve cinsel haramlardan korunan kullar olarak şöylece tanıtmaktadır:
“Namazlarını iç huzuru ile kılan, dünya ve âhiret hayatına faydasız boş söz ve işlerden kaçınan, zekât verici güce ulaşmak için çalışan, kendilerine verilen görevleri ve verdikleri sözleri yerine getiren, namazlarını devamlı olarak eda eden ve cinsel organlarını koruyup zinâdan korunan… gerçek mü’minler kurtuluşa ermişlerdir. İşte onlar Firdevs Cenneti’ne varis olacak ve orada sürekli kalacak olanlardır.” (Müminûn 1-10)
Ölüm kaçınılmaz, ötesi yok demekle kendimizi kandırmayalım. Niçin ateistler ve deistler gibi kendimiz idama, hiçliğe ve Cehennem azabına mahkum edelim. Bu akıl kârı mıdır? Tercih edilebilecek yol mudur? Okuyalım:
“İnsan görmez mi ki, biz onu meniden yarattık. Bir de bakıyorsun ki, apaçık düşman kesilmiş.
Kendi yaratılışını unutarak bize karşı misal getirmeye kalkışıyor ve: “Şu çürümüş kemikleri kim diriltecek?” diyor. De ki: Onları ilk defa yaratmış olan diriltecek. Çünkü O, her türlü yaratmayı gayet iyi bilendir.” (Yasin 77…)
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-