islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
33,8935
EURO
37,6010
ALTIN
2.814,30
BIST
9.685,49
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
25°C
İstanbul
25°C
Hafif Yağmurlu
Pazar Az Bulutlu
25°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
25°C
Salı Hafif Yağmurlu
26°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
24°C

ÖNLERİNDE DENİZ, ARKALARINDAN ÖLÜM VAR

ÖNLERİNDE DENİZ, ARKALARINDAN ÖLÜM VAR
31 Ağustos 2024 12:22
A+
A-

Önlerinde deniz, arkalarından ölüm var.

Gazze tüm haberleriyle ağzımızın tatlarını acıtarak bize sınav olmaya devam ediyor.
Boğulur yine zalimler akıttıkları şehit kanlarının denizinde de biz zulmettiğimiz nefislerimize yanar dururuz.
Ne garip ki o günün mazlumu, bugünün zalimi olan bu çapulcu topluluk İsrail’de; 7 Ekim sonrası aile içi şiddet, bağımlılık yapan madde kullanımı ve işten çıkarılma oranı artarken İsrail’e göç eden yerleşimci oranı, turizm ve genel olarak ekonomi alanında da ciddi gerilemeler görülmüş.
Zulümle kim abat olmuş.

Eğer ki 7 Ekim saldırılarından mesul tuttukları Hamas olsaydı; hedeflerinde bu kadar çoluk çocuk, genç, kadın, yaşlı sivil hedef alınarak Gazze topraklarının üstündeki imar ve altındaki yapılar tekrar yapılmamacasına harap edilip, milyonlarca mazlum halk bu denli soykırıma uğramazdı.
Bu çapulcu topluluk karşısında tek bir Gazzeli kalmasa ve Gazze topraklarına katil soyu yerleşmiş olsa da, hiçbir zaman huzur içinde yaşayamayacaklar. Acıttığı canların ruhları onların bedenlerini sıktıkça sıkacak.
Allah unutmaz!

Sünnetullah gereği ne yaptıysan, kozmik kayıtta, Levh-i Mahfuz’da Rahman onu kaydedecek. Devran dönecek, dolaşacak yine zalime ellerinin ettiğinin sonucu bulaşacak.
Tüm bu tarih yazan hadiselere seyirci olup da felçli gibi izleyenlerin dönüp kendilerine tekrar bakarak, bu afetten masum kurtulmanın çözümünü bulacak salih işlere tutunması hususunda acele etme sorumluluğu var.
Çünkü, Allah unutmaz!
Sünnetüllah işler ve kâinat tüm varlığı ile zulme vesile olanın da, zulüm karşısında susanın da avucuna gerekeni verir.
Şeyh Yasin’in felç olan vücudu ile yaptıklarına şahit olmak kendi iradi varlığımızdan ve eylemlerimizden yana bizi muhasebeye sürüklüyor.

Benim için bu tarih yazan hadiselere seyirci olup da gelinen nokta; kalbimin iyileşeceğini umduğum ve hayatımın geri kalanında, önemli şeyler yapacağımı planladığım hayallerimi yoran bir yetersizlik hissi ile yaşıyorum. Gazze halkını temsil eden o cefakar ve vefakar halkın yaptığı fedakârlıkları ve sabredip katlandıkları zor şartları gördüğümde hissettiğim o elverişsiz hissin, hayata tutunmaya dair oluşturacağı zafiyetlerin etkisinden kurtulmak için Rahman ve Rahim olandan istiyorum.
Cristiano Ronaldo, İsrail işgalindeki Gazze’ye dikkat çekerek:

“Benim için asıl baskı, soykırım altında yaşamaktır. Dünyada gıdaya ulaşamayan insanlar var. Kurşun sesleriyle ve füze patlamalarıyla yaşamaya çalışan insanlar var. Asıl baskı budur.” der ve ne güzel ifade eder. Hayatta insanın kişisel gelişimine ve insanlığa dair toplumsal darbelere bakabilmek için gözlerine hakkıyla açması yeterli. Bu basiret için Müslüman olmak yeterli değil. Bunu 28 Şubat darbesi, 15 Temmuz kalkışması ve Gazze soykırımı gibi nice karanlık oyunlarda gördük.
İnsanlar inançları ile oyalana durmuş da, iman etmeyi unutmuş sanki.
Oysaki Allah azze ve celle dahi Kur’an-ı Kerim’de Bir topluluğu uyarır ve çağlar boyunca inanç bayrağı altında olan kimselere adeta bir ihtardır. “İman ettik demeyin. İslam olduk, teslim olduk deyin. Zira henüz kalplerinize iman tam olarak yerleşmedi “der.
Bu ayet üzerine hakiki tefekkürler yapmak lazım.
Biz de ne eksikti dünya üzerinde milyarlarca Müslüman iken, bu denli zillet üzeri hayatlarımızı sürdürüyoruz.
Önlerinde deniz, arkalarından ölüm olan topluluğun verdiği mücadelenin her yanı imanın en güzel kokularını, insanlığın tüm renklerini, gerçekliğin tüm çıplaklığını dünyaya o kadar güzel yansıttı ki hayran oluyoruz. Ayçin Kantoğlu’nun dediği gibi; “tefsir edilecek olan Kur’an-ı Kerim zannederdim. Tefsir edilecek olan insanmış.” . Bu sarp yokuşta ‘’ Müminler yalnız Allah’a güvensinler. (Âl-i İmrân,3/160) ayetleri ilkemiz olsun diliyorum.
Gazze’nin kuzeyinde küçük bir kız, tek bir isteği olduğunu söylüyor:
“Yemek ya da içmek istemiyorum, sadece terlik istiyorum.” Yaşadığı tüm yoksunluklar midesinin acısını bastıran, fakat narin ayaklarının acısına, harap edilmiş sokaklarda yürürken, cam kırıkları, molozlar ve demir atıklarına karşı dayanamayan bu çocuğumuzun feryadı duyulduğu halde nasıl harekete geçilmez?
Bu minik yüreğin ıstırabı vicdanların neresine sığar?
Narkozsuz ampüte edilen ve dayanılmaz acısıyla ölüm bize daha merhametli diyen kız ve oğlan çocukları vicdanın neresinde saklı kalır?

Önlerinde deniz, arkalarından ölüm olan Aziz topluluğun verdiği onurlu yaşam mücadelesi, hepimizin okuması gereken bir yaşam kitabının sayfaları olarak üzerimize açıldıkça açıldı.
Gazzeli bir kardeşimle yaptığımız sohbette polis amcası ve O’nun iki oğlu, un çuvalı almaya giderken kurşunlara maruz kalarak şehit olan ve bunun gibi ailesinden onlarca şehit ya da yara almış mazlum hikâyeler dinledim.
Doktor abisi ve üniversitede öğretim görevlisi babası ile ailesinin Gazze’de gösterdiği canla başla mücadelesi elbette bizleri hayata bakışımızda dair yeniden muhasebeye itti. Kardeşimizin metaneti ve anlattığı her bir hikâyesi gerçekten tüm bedenimizi hücrelerimize kadar tesiriyle saran hale bizleri sevk etti.
Ara ara gözyaşı fakat çokça metanetin ardında bizden tek bir şey istedi. “Biz Gazze halkının bu onurlu mücadelesini ve asla pes etmediğimizi çocuklarınıza ve torunlarınıza, çağlara, nesillere unutturmayın, anlatın. Bizi ve izzetli direnişimizi çağlara taşıyın.’’dedi.

İnsana ve insanlığa tek bir sitem etmeden, rablerinin verdiği bu zor fakat aziz görevlerindeki dünya yolculuklarının sonlanacağını hisseder gibi cümlesini bir vasiyet hali ile bizlere emanet etti.
Sen büyüksün, senin izzetin karşısında biz küçüğüz Allah’ım! Biz yenildik, sensin tek zafer sahibi. O zalimlere karşı bizim dev imkânlarımızın olduğunu bu ümmete hatırlat!
Efendimiz sallallahu Aleyhisselam buyur ki:
Bazı insanlar iyiliğin anahtarı, kötülüğün kilididir. Bazıları da kötülüğün anahtarı, iyiliğin kilididir. Allah’ın, iyiliğin anahtarı eylediği kimselere ne mutlu! Allah’ın, kötülüğün anahtarı eylediği kimselere de ne yazık (İbn Mâce, “Sünnet”, 19) .
Yüceler yücesi rabbimiz bizleri hadis-i şerifte bahsedilen, Kuran’da Müslümana layık gördüğü Ümran Medeniyetlerini inşa eden o hakiki güce taşısın. Muhammed ümmetini de gücü elde ettiğinde adil kalanlardan eylesin. Bu soykırıma karşı sorumluluğumuzu yerine getirmemiz ve çevremizdekilere bilinç ve şuur kaynakları olmamız gerektiği gerçeğinde teselli bularak ve kaleme, kelama sarılmanın bereketini umarak amelimizin makbul olmasını Hak Teala’dan diliyoruz. Âlimin mürekkebinin, şehidin kanından ağır geleceği mahşer terazisinden pay almak diliyoruz. Nasibimizi rabbim hakkımızda hayırlı gördüğü taraftan versin. Bu acı veren gidişatı görüp de; “…İnceldiği yerden kopsun diyenlere karşı bu tutumun yolda bulanların vefası olduğunu söylemekle yetiniyoruz.

‘’İnceldiği yere düğüm atmak ise sadıkların şiârıdır’’ diyerek azme tutunmayı diliyoruz.
Kutsalları ve vatan bütünlükleri uğruna emsalsiz fedakârlık yapan ve ellerinden geleni ardına bırakmayan bu aziz milletin, onurlu duruşunu anlatmaya sadık kalmalıyız. Bu taşıdığımız temiz yemin timsali hakikatin sesidir. Allah’tan bu onurlu hikâyenin en mutlu sona taşınması için gereken maddi ve manevi yeterliliklerinden edinerek, uğrunda emekler sürdürmemiz için bize güç vermesini diliyoruz. Yüce yaratan ve merhametinden, yardımından asla umutsuz olunmayan, Rahman ve Rahim olan Allah’a emanet olunuz.
Allahümme Amin!
Ya İlahi!
Yarılsın sular, kurtulsun mazlumlar.
Ve kapansın sular,
Suya karışsın, gitsin sonsuza eline kan bulaşanlar.
Su temizlesin arzı ve arşı ne kadar kir ve günah varsa.
Göğe yükselsin şükür naraları, hamdın senfonisi sarsın kâinatı.
Senin gücün yeter
Selam ve dua ile kalınız

Hatice Şebnem Diktürk

MİRATHABER.COM -YOUTUBE-

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ 

#Filistin #Gazze #filistin #iman #beytülmakdis #kadın #asa #güvercin # barış #cehennem #cennet #üniversite #öğrenci #rektör #okul #kampüs #nazar #ilahi #bebek #hayvanhakları #köpek #endülüs #gazze #kütüphane #ilim #anne #gazze #saygı #sevgi #iman #metanet #dava

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar
  1. Ayşe ATAŞER dedi ki:

    Allah razı olsun hocam mutluluk umuttan gelir umudunu yitiren her şeyini yitirmiştir Gazze halkı çok büyük bir görev üstlenmiş bütün dünyaya seyrettiriyorlar hala uyanamayana yapacak bir şey yok uyananlardan olalım inşallah Allah onlardan razı olsun Rabbim şahitliğimizi kabul etsin inşallah

    1. Hatice Şebnem Diktürk dedi ki:

      Amin hocam
      An itibarıyla uyanış dilerim
      Bu bir oyun değil..!!

      Gazzeli çocuklar başka bir çocuğun cesedini taşıyor ve mezarlığa götürüyor..

      – Gazzeli çocukların yaşadıklarını hayal bile edemeyiz..