Gündem

ORGAN NAKLİ SÖMÜRÜSÜNE KARŞI ÇIKIŞ SEBEPLERİM

 İki gün önce yayınladığım “ Kalp  nakli, değil domuzdan insana, insandan insana bile onaylanamaz,” başlıklı makalemi, bazı verimli  ilaveler ve organ nakline karşı çıkış sebeplerimle birlikte  daha bir belirginleştirerek ve haddini bilmez cehele takımına da zımnen uyarıda bulunarak yeniden sunuyorum.

Organ Naklinde Farklı Görüşler

Kısaca özetlememiz gerekirse organ nakli konusunda İslam bilginleri iki kısma ayrılmaktadır.

Bir kısmı onay verirken, bir kısmı da caiz görmemektedir.

Her iki tarafın dayandıkları başlıca dolaylı Kur’ânî  delil  “Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur.” anlamındaki kasıtla öldürmeye niçin ölüm cezası verildiğini açıklayan Maide sûresinin 32. âyetidir.

Organ naklini caiz görmeyenler,  ayrıca Allah’ın yarattığı varlıkların doğal yapısına müdahaleyi şeytanî bir işlem olarak niteleyip yasaklayan Nisa sûresinin 119. âyeti ile de delil getirmektedirler.

Organ naklini caiz görenler ise Kur’ân’ın bir çok âyetiyle onayladığı, haramları yapılabilir kılan zaruret ilkesine de dayanmaktadırlar. (Maide 3…)

 Mesela Yüce Allah, haram kıldığı ölü hayvan eti, domuz eti ve akıcı kan gibi maddeleri de hayatî zaruretler halinde helal kılmaktadır. Bu sebeple organlar vücutlarda tedavi edilebilir duruma gelinceye kadar acil durumlarda organ nakline cevaz verilebilir.

Önemli Ara Bilgi

Taammüden insan öldürmeye Kur’an Hukukunda af ve tazminat seçenekli ölüm cezası verilmesi (Bakara 178) en doğrusunu Allah bilir bir insanı öldürmenin  bütün insanlığı öldürmek olarak değerlendirilmesi sebebiyledir.  Hata ile insan öldürmeye tazminat yanısıra mümin  bir insanı esirlikten-kölelikten kurtarma cezası verilmesi de, özgürlüğe kavuşturmanın  manevî diriltme   olarak görülmesi nedeniyledir. (Nisa 92) En doğrusunu Allah bilir.

Ben Organ Nakline Onay Veremiyorum

Dokuz çocuk babası bir aile reisi olarak organ nakline ümit bağlamış hastaların ve ailelerinin durumunu son derece önemsemekle  ve acil durumlarda onay vermekle birlikte genelde organ naklini caiz görmüyorum .Kaldı ki caiz görenler de şartlı olarak veriyorlar. ***

Caiz görmeyişimin  dinî ve aslında dinî nitelikli  ilmî ve ahlakî sebeplerimi şöylece özetlemek isterim:

  1. Modern tıbbın verilerinden yararlanarak örneğin Beyin ölümünü, kesin ölüm sebebi olarak kabul etmeyen geleneksel ve modern ilim adamlarından örneğin  bazı Japon ve İngiliz bilim insanlardan  hareketle, kalbi henüz ölmemiş olan insandan organ alınamayacağı için organ naklini  caiz görmüyorum. Kalbin ölümüyle alınacak organ ise canlılığını yitirdiği için sonuç alınacak şekilde nakledilememektedir.
  2. Organ nakline cevaz verilmesi, hasta organın insan vücudunda tedavi edilmesi için gerekli olan bilimsel çalışmaların durdurulması veya yavaşlatılmasına sebep olmaktadır. Kanser ve de diyabet ile örmeklendirilebileceği üzere Modern tıbbın hastalığı tedavi etmekten çok ilaca bağımlı kılarak ertelediği bilinen bir gerçektir. Tıp teknolojisi imkânlarının geliştiği bir dünyada, hasta organların bulunduğu insanın bünyesinde tedavi edilemeyip organ nakline gidilmesi izah edilebilir bir durum değildir.

3.Organ nakli, dünya genelinde organizeli çalışan organ mafyasının binlerce fakir masum insanın  kanına girmesine sebep olmaktadır. İman ve             ahlâk yoksunu muhteris operatörler aracılığıyla ve çıkarcı sağlık kurumlarının yardımıyla öldürülerek organları çıkarılıp satılan insanların sayısı,           organ nakli yoluyla kurtarıldığı sanılan  insanların sayısından fazlacadır. Çünkü bir organa yüzbinlerce dolar verilebilmektedir.

4.Hak ve halk insanı gerçek ilim adamı bazı cerrahlarımızın yaptığı açıklamaya göre organ nakli, propaganda edildiği gibi verimli ve sonuç alıcı             bir yöntem olmayıp dünya ilaç sanayinin desteği ile uygulanmaktadır. Çünkü nakil yapılan kişi yaşamı boyunca  ilaca bağımlı kalmaktadır. En               pahalı ilaçlar da  bu tür hayat boyu kullanılacak ilaçlardır.

Rabbimizin İnfitar sûresinde (6-8) işaret buyurduğu üzere her bir insan ruhen ve bedenen altın oranlı orijinal bir varlıktır. İnsanın hiçbir organı nakledildiği insana tam olarak  uyum sağlayamamakta, vücut alınan organı ret etmektedir.   Bu sebeple devamlı ilaç kullanılarak nakledilen organ baskılanmaktadır.

Başta insan sağlığına ve bilime saygılı İslamî  duyarlılığımız sebebiyle  onay veremediğimiz organ nakline niçin karşı olduğumuzun ikinci  derecede  sebeplerini açıkladık. Burada önemli bulduğumuz bir hususu sorma  gereğini duyuyoruz:

Modern Tıp ve özellikle organ nakli çok yeni bir uygulamadır.  Geleneksel tıbbın organ tedavisinde başarılı olduğundan şüphe etmiyoruz. Günümüzde, insana gerçekten saygılı bilim adamları tarafından organ tedavisinde başarı sağlanırsa, organ nakli yapılarak ömürleri boyunca ilaca bağımlı kılınan insanların sorumluluğunu kim üstlenecek? Materyalist ve deist tıp insanları mı?

Evvel yoğ  iken şimdi başımıza bir de domuz kalbi nakli çıktı. Ona da değinerek soralım:

Domuzun  Etini Yemek Haramdır da Kalbini Nakletmek Caiz midir?

İslam Domuzun etinin yenilmesini haram kılmaktadır. (Maide 3…) Domuz kalbinin insana nakli yeni bir olgudur. Şarlatanlıklara aldanmamak gerek. Domuz kalbinin insan vücuduna  tam uyum gösteremeyeceği hakikati  açıktır. İnsanın ruh dünyasını olumsuz etkilemesi de muhtemeldir. Bu tür nakillerin ruh  dünyamıza etkisi olup olmayacağı  bilimin inceleyip açıklayabileceği bir konu değilse de biz menfi bir tesiri olabileceği  zannındayız. Çünkü Allah sınırsız bilgi ve kudret sahibidir.  O, her şeyi yerli yerinde ve özgün bir şekilde yapan  Hakîm bir Rabdir.

Hulasa organ nakli, öyle sondan başlayarak “Nakledilecek organ bekleyen ölüme mahkum çocuğumuza ilgisiz kalıp organ nakline cevaz vermeyecek miyiz” şeklinde dramatize edilen bilgisiz ve bilinçsiz sorularla geçiştirilecek bir konu değildir. Asıl soru “organ nakli neden tek çözümmüş gibi insanlığa dayatılmaktadır” şeklinde olmalıdır.

SONUÇ

Bize göre doğal şartlarda Kalp  nakli değil domuzdan insana, insandan insana bile onaylanamaz. Bilim organ veya kan nakline değil hastalıkların tedavisine odaklanmalıdır. İnsanlığın yararına olacak olan budur.

Yazımızı bitirmeden konumuzla ilgi birkaç konuya daha değinelim:

GERÇEKLER VE KAÇINILAMAYACAK SORULAR

Peygamberimizin Müjdesi

Peygamberimiz, her hastalığın bir şifasının yaratıldığını müjdeleyip  tıp bilimine sınırsız ufuklar açmaktadır. Bu durumda   neden organ tedavisinde nakil dışında bir çözüm üretil (e)mediğini sorgulamak konumundayız.

Üç ayda Aşı Bulan Tıp Niçin Organ Tedavi Edemiyor

Emperyalistlerin dünyanın başına  sardığı Korana 19 için  birkaç ay içinde aşı üretip satan sömürücü modern tıp ve ilaç sanayii yukarıda değinildiği üzere kanseri geçtik diyabeti bile tedavi etmemekte, ölüm gelene dek ilaca bağımlı kılmaktadır

Bilimsel çalışmalarla hasta organ tedavi edilebilecek iken  organ nakline onay vermek insanlığa değil acımasız ve sömürücü ilaç sanayiine destek çıkmak değil midir?

Tıp  Adına Konuşan Kişi ve Kurumlar…

Maalesef  bir çoğu, tıbbı  sömüren kapitalist kaynaklarca fonlanarak yönlendirilen bazı tıp kurumları ve batıya tapar bilinçsiz yöneticileri aşı, ilaç ve organ nakli sömürüsüne gözlerini kapamakta, eşcinselliği bile doğal görüp doğrulayan  Dünya Sağlık Örgütü ve benzeri kurumlara kulak vermektedirler.  Gerçekleri haykıran bilim adamlarımız ise, günümüzde olduğu gibi susturulmaktadır.

.

 

*** İslam İşbirliği Teşkilatına bağlı, uluslararası bir fetva kuruluşu olan Mecmeu’l-Fıkhi’l-İslami de organ naklini aşağıda  şartlardalar caiz görmektedir:
a) Hastanın hayatını veya hayati bir uzvunu kurtarmak gibi zaruret halinin bulunması, Zaruret halinin, mesleki ehliyet ve dürüstlüğüne güvenilen uzman doktorlar tarafından tespit edilmesi,
b) Hastalığın organ nakli ile tedavi edilebileceğine zann-ı galibin bulunması,
c) Organ veya dokusu alınan kişinin, bu işlemin yapıldığı esnada ölmüş olması; eğer organ canlı bir insandan alınacaksa, bu organın, alınan kişide (donör) temel bir hayati fonksiyonu devre dışı bırakmaması,
d) Toplumun huzur ve düzeninin bozulmaması bakımından, organ veya dokusu alınacak kişinin sağlığında (ölmeden önce) buna izin vermiş olması veya hayatta iken aksine bir beyanı olmamak şartıyla, yakınlarının rızasının sağlanması,
e) Alınacak organ veya doku karşılığında hiçbir şekilde ücret alınmaması,
f) Tedavisi yapılacak hastanın bu nakle razı olması,
g) Devlet kontrolü altında yapılması gerekir.

 

ALİ RIZA DEMİRCAN

 

 

 

Recent Posts

  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

5 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

6 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

10 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

10 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

12 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

12 saat ago