Mübarek ramazan ayının bütün müslümanlara hayırlı ve bereketli olmasını niyaz ederek söze başlamak isterim. Bazı kitap müdavimleri ramazanda tefsir bitirir, bazısı hadis okur bazısı başka bir okuma faaliyeti içine girer. Bizim buradaki genel tavsiyemiz kelam üzerinden olacaktır.
Tebliğ faaliyeti olması açısından, bütün mümin kardeşlerimize bir çağrıda bulunmaktayız. Gelin, itikadi bir eseri, dini kültürü zayıf veya daha doğru tabirle dini meselelerden uzak kalmış kardeşlerimize hediye edelim. Bu iş, insanın insana yapabileceği en güzel iyiliklerden biridir. Dönüşüm ve değişim, hayır yoluna üstelik gerçekten de ilmi temel üzerinde olsun isteniyorsa akaid ve kelam bunun ilk basamağıdır. Bu çağa hitap edecek derinlikte ve özet mahiyette eserler var. Bizim burada anacağımız eser de onlardan birisi.
Daha önceden Sabuni’nin eserleri dilimize kazandırılmıştı. İmam Maturidi’nin de artık entelektüel camiada isminin sıkça anıldığına şahit oluyoruz. Diğer fakültelerden ve halk tabanından gelen tepkilerle Maturidilik ilgisinin diri tutulduğuna şahit oluyoruz. Pekiyi Maturidi Külliyatı’nı yeterince tanıtıp, dağıtıp herkese ulaştırabiliyor muyuz? Bizler itikatta Maturidi olan insanlarız, öyleyse hepimizin evinde bir Maturidi alimin eseri olmalı. Üstelik bu iş, iman savunusu için doğal bir kalkan vazifesi de görecektir.
Endülüs Yayınları’ndan kelam klasikleri uzun zamandır birer birer çıkıyor. Bunlar arasında elimde Ebu’l Muin en-Nesefî’nin Bahrü’l Kelam adlı çalışması var. Gençlik döneminde yazdığı bu eser altmıştan fazla konuyu barındırıyor ve oldukça doyurucu bilgiler içeriyor. Burada meseleye yaklaşımlarını ayetler ve hadisler ölçüsünde ortaya koyuyor. Eseri yayına hazırlayan Yusuf Arıkaner de alanda uzman bir isim. Tercüme ve tahkik aşamasında epey emek verilmiş ve çok şık bir kapakla baskısı yapılmış. Üstadımız Ebu’l Muin, Maturidiliğin ikinci kurucusu durumunda. O’nu ve eserlerini tanımak ve tanıtmak hepimiz için birer vazife gibi. Zira çok özlü bilgiler bu eserlerde yer almaktadır ve manevi bir tatmin duygusuna da insan erişebiliyor.
Bugünün temel meselesini hipergerçeklik olarak ele aldığımızda, gençlerin romanlar, hikayeler ve felsefi sayıklamalar arasında kaybolmaması için kelami meseleleri önceliğimiz yapmamız gerekiyor. Bazen çok basit meselelerde çıkmaza giren gençlerin olduğunu görmek bizleri üzmektedir. Bunlar insanlığın zihnini meşgul eden konular olması hasebiyle mutlaka üzerinde kafa yorulmuşluğu vardır diye düşünmek yerine, meseleye hakim olarak geçtiği fasılları bizler de bulup, hazır ederek ortaya konan çözümü sunabilmeliyiz. Maturidi Alimler ve kelam ilmi bu açığı zaten kapatmaktadır. Batıl fikirlerle mücadele için elbette kelam geleneği bir çok noktada yeterlidir. Bu bahsettiğimiz eserin daha geniş ve kapsamlı olanı da konuya meraklılar açısından mühimdir. Tabsıratu’l Edille adlı eserin tercümesinin yakında yayınlanacağı müjdesini de hemen verelim.
Bu çalışmaların olması, yayılması ve ilgi görmesi ülkemiz adına bir övünç, ilim camiamız adına da başarıdır.