Örtünmeyi emreden âyetler ve açıklamaları IV

İslâmî giyimin maddî şartlarından biri de sadelik içinde güzel olması, bir diğer ifadeyle giyilen elbisenin vücuda uygunluğu ve renkleri arasında uyumluluğudur.

a- Giysinin Giyenin Cinsiyetine Uygun Olması

Giyimin maddî şartlarından biri de Elbisenin örtülmesi gereken yerleri örtmesi gereği kadar, içinde yaşanılan toplumun örfüne göre, erkeğin giydiği elbisenin kadın elbisesine, kadının giydiği elbisenin de erkek elbisesine benzememesidir, bir diğer anlatımla karşı cinsler arasında benzeşmeye sebep olmamasıdır. Çünkü Peygamberimiz, «Kadın elbisesi giyen erkeğe ve erkek elbisesi giyen kadına Allah lanet etsin.» buyurarak Kur’ân çizgisinde yaratılış düzeni ile çelişen bu uygulamayı yasaklamıştır.[1]

Kadın giysileri gibi erkek elbiselerini içine alacak bir diğer mühim şart da elbiselerin canlı varlıkların resimleri ve motifleri ile desenli olmamasıdır

b- Elbisenin Yasak Kılınmayan; Helal Maddelerden Olması

Elbisenin helal maddelerden yapılmış olması,Kur’ân’ın genel bir ifadeyle yasakladığı ölü hayvan derileriyle, Sünnet’in yasak kapsamına aldığı yırtıcı hayvan derileri dışındaki maddelerden üretilmiş olmasıdır.[2]Erkekler için getirilen bir diğer şart da onların giysilerin tabîi ipekten yapılmış olmaması ve altın takılar ihtiva etmemesidir. Çünkü Peygamberimiz, Kur’an doğrultusunda israf ve lüks türü haramlardan korunması gereken erkek yaratılışı ile çelişkili görerek ipek ve atın kullanımını erkeklere yasaklamıştır.

-Allah şanını artırsın- O, şöyle buyurmuştur:

Altın ve ipek ümmetimin kadınlarına helâl, erkeklerine haram kılınmıştır.”

“Dünyada ipek giyen kimse Ahiret’te giyemez.” [3]

Peygamberimiz bir diğer hadislerinde altın yüzük takmayı da ateşten kora parmak sokmak olarak vasıflandırmıştır.

Bu sebeple meselâ mü’min tabiî ipekten üretilmiş gömlek giyemez. Altın yüzük, manşet ve kolye takamaz.

Ancak, erkek elbiseleri için yakalara, kollara ve diğer bölümlere ipekten süs yapılabilir.[4]

Harama konu elbiselerden kaçınmadıkça giyimde meşruluğa ve güzele ulaşılamaz.

c- Elbisenin Sadelik İçinde Güzel Olması

İslâmî giyimin maddî şartlarından biri de sadelik içinde güzel olması, bir diğer ifadeyle giyilen elbisenin vücuda uygunluğu ve renkleri arasında uyumluluğudur.

Vücuda oldukça büyük gelecek bir giysi ile renkleri canlı ve birbirine zıt olan giysinin güzel bulunmayacağı, muhatapların gözlerine dokunacağı, bakışları yoracağı ve hafife alınma nedeni olacağı bir gerçektir.

Bu sebeple vücuda uygunluğun ve renkler arası uyumun önemsenmesi gerekir. Giyimde örtünme yanı sıra güzellik de amaçlanmalıdır. Çünkü Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm’de bize, giysileri güzelleşmemiz için verdiğini açıklamaktadır:

“ Ey Âdem oğulları! Size açığa vuramayacağınız yerlerinizi örtmeniz ve güzelleşmeniz için nimet olarak giysi maddeleri ve onları kullanma bilgisi verdik…”[5]

Güzelleşmenin amaç edinilmesi gerektiği içindir ki Rabbimiz süs manasına da gelen zînet sözcüğünü elbise anlamında kullanarak kültür ocağı ve ibâdet yeri olan camilere süs nitelikli elbiselerle gidilmesini emretmiştir. [6]

Kur’ân çizgisine uyarılarda bulunup öğüt veren Peygamberimiz de giyimde sadelik içeren bir güzelliği amaçlanması gerektiğine fiili örnekler vermiş, yönlendirmelerde bulunmuştur.

Hz. Ebul – Ehvas isimli sahâbi anlatıyor:

Döküntü bir elbise giyinmiş olduğum halde Hz. Peygamberin yanına geldiğimde Hz. Peygamberle aramda şu konuşma geçti:

—   (Ya Ebul – Ahvas!) Senin malın var mı?

—   Var Ya Resûlallah!

—   Ne gibi malların var?

—   Allah’ın bana verdiği deve, at, koyun, keçi… benzeri mallarım var.

—    (Ya Ebul – Ahvas!) Allah sana mal verdiği zaman, verdiği mal nimetinin izleri üzerinde görülsün.[7]

Elbisenin güzelleştirilmesi lüzumunu Peygamberimizin aşağıdaki emirlerinden daha açık bir şekilde öğreniyoruz:

«(Ey Mü’minler!) Sizler mü’min kardeşlerinizin yanına gidecek, ilişkiler kuracaksınız. Bu sebeple beraberinizde götürdüğünüz eşyanın bakımı ve temizliğine önem veriniz. Elbiselerinizi düzene sokup güzelleştiriniz ki insanlar arasında bir benek gibi dikkat çekenlerden olunuz. Şüphesiz Allah çirkinliği ve çirkinliğin benimsenmesini sevmez[8]

Elbisenin sadelik içinde güzel olması konusunun özellikle kadınlarımız tarafından yanlış değerlendirilmemesine bilhassa değinmek isteriz.

Onlar giyimle ilgili açıklanan Kur’ân ve Sünnet’e uygunluk şartına özenle uyacaklar, giyimlerinde dişiliği değil İslâmî kişiliği ön plana çıkaracaklardır. İslâmî anlamda elbisenin sadelik içinde güzellik vasfını taşıması ile kadının dişiliğini belirginleştirici süs olma vasfını taşıması, ayrı ayrı şeylerdir.[9]

Hiç şüphesiz cinsel bakışların kadın üzerinde odaklanmasına neden olacak giysiler giyilmesi haramdır.

Aşağıda sunacağımız hadis de, Nûr sûresinin 31.âyeti doğrultusunda haramlığın delilini vermektedir

Hz. Âişe (r.a.) anlatıyor.

«Hz. Peygamber (s.a.) Mescit’de oturuyorken Müzeyne kabilesinden süslü elbiseler içinde alımlı ve çalımlı bir şekilde yürüyen bir kadın çıkageldi.

Bu kadını gören Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

— Ey insanlar! Kadınlarınıza (bakışları celbedecek ve onları hafif meşreb kadınlardan zannettirecek)süslü elbiseler giymeyi ve alımlı çalımlı bir eda ile mescitlere girip çıkmayı yasaklayınız…»

Sözü, Peygamberimizin konumuzu özetleyici öğütleri ile bağlayalım:

— Dinliyor musunuz, dinliyor musunuz, dinliyor musunuz? Giyimde sadelik îmandandır.»

İsrafa düşmeksizin, kibire/büyüklük duygusuna kapılmaksızın yiyiniz, giyiniz ve de tasadduk ediniz.[10]

d- Elbisenin İslâm Dışı Din ve İdeoloji Bağlılarının Elbisesine Benzememesi

İslâmî ölçülere göre giyinmenin maddî şartlarından biri de elbisenin Budistler, Yahûdiler, Hıristiyanlar ve Materyalistler benzerleri İslâm dışı topluluklardan birine ait özel giysilerden biri olmaması veya onlardan biri olunduğu çağrışımını yaptıracak derecede benzememesidir.

Çünkü Peygamberimiz, «İnançta, amelde, kılık-kıyafette bizden başkasına benzemek isteyenler bizden değildir.» buyurmuştur.. [11]

Giyimin Manevi Şartları

İslâmî ölçülere göre giyinmenin yukarıda açıkladığımız maddî şartları yanı sıra manevî şartları da vardır. Bunları elbiseyi helâl kazançlarla almak ve kibirden korunarak giyinmek şeklinde açıklayabiliriz.

e- Elbiseyi Helâl Kazançla Almak        

İslâm, kazançları helâm ve haram olmak üzer ikiye ayırır. Yenilen gıdalar gibi giyilen elbiselerin de mutlaka katıksız helâl kazançlarla alınması gerekir.

Faiz, içki-kumar-fuhuş işletmeciliği, emeği sömürü, rüşvet ve aldatma gibi insanlara zarar verici çizgide sağlanacak haram kazançlarla alınacak giysiler, dıştan kaliteli ve güzel görünseler de gerçekte lekelidirler, giyilemeyecek ölçüde pistirler. Maddi pisliklere bulaşmış elbiselerle insanların beğenisi kazanılamayacağı gibi onlarla da kazanılamaz. Haram kazançlı giysilerle kabul olunur ibadet de yapılamaz.

-Allah şanını yüceltsin.- Peygamberimiz bu gerçeği bir hadîslerinde şöylece açıklamıştır:

«Üzerinden çıkarıncaya kadar haram kazançla alınmış elbise giyen kişinin namazı ve orucunu Allah kabul etmez

Haram giysilerle halk ve de Hak katında çirkinleşenler nasıl güzelleşebilirler.

f- Elbiseyi Kibirden Korunarak Giyinmek

İslâmî ölçülere göre giyinmenin manevi şartlarından biri de elbiseyi kulca ve şükür duyguları içinde kibirden korunarak giymektir. Giyimi ibadet haline dönüştürecek de budur.

-Hayır, güzel giyinme kibir değildir. Zira Allah güzeldir ve güzelliği sever. Kibir hakkı/doğruyu kabul etmemek ve insanları küçük görmektir.[12]

Örtünme Emrine Aykırılık Nasıl Bir Günahtır?

Allah’ın ve Peygamberi Hz. Muhammed’in emirlerine uymak ibadet olduğu gibi aykırılık da günahtır. Örtünme Rabbimizi emrettiği ve Peygamberimizin açıkladığı bir emir olduğu için bu emre aykırılık da günaha girmektir.

Kur’ân günahları Kebâir, Hatîat-Seyyiat ve Lemem olmak üzere üç kısma ayırır.22 Peygamberimiz, büyük günahları, haksız yere insan öldürmek, zina yapmak,yemin ederek zimmete mal geçirmek, faiz almak, namaz kılmamak, zekât vermemek ve benzerleriyle örneklendirir. Bu sebeple örtünme emrini çiğnemeyi orta derecede Seyyiat-Hatîat türü günah olarak değerlendirebiliriz. Açıkladığımız Nûr sûresinin 31. âyetinin sonunda “Siz ey mü’minler! Hepiniz topluca tövbe edin/ günahlardan dönüp Allah’a yönelin.” buyrulması örtünme emrini yerine getirmemenin haram bir tavır olarak günah olduğunu göstermektedir. Örtünme sürekli bir ibadet olduğu gibi örtüsüzlük de sürekli bir günahtır

———-
[1]Ebu Davud, Libas 15
[2]
Maide 3, Ebu Davud, Libas 43.
[3]
Buhari, Libas 15, Tirmizi, Libas 1.
[4]
Fethül-Kadir 8/91.
[5]
Araf 26.
[6]
Araf 31.
[7]
Et-Tac 3/162.
[8]
Ebu Davud, Libas 25, Müsned 4/179-180.
[9]
İ.Mace Hn. 4001.
[10]
M.Mesabih, Hn. 4345.
[11]
Tirmizi Hn. 2696.
[12]
Ebu Dvut Libas/1

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Recent Posts

  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

5 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

6 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

10 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

11 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

12 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

12 saat ago