islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4944
EURO
36,3655
ALTIN
2.965,81
BIST
9.221,38
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Oruç ve nefis muhasebesi…

Oruç ve nefis muhasebesi…
21 Nisan 2021 09:12
A+
A-

Günümüz Müslüman’ının en büyük problemi, nefis muhasebesi yapamamasıdır. Heleki Ramzan-ı Şerif ayını yaşadığımız şu günlerde, her müslümanın nefis muhasebesi yapması, geçen Ramazan ayından bu yana yaptığı hata ve günahları hatırlamalı, bundan sonra ki hayatında bu hata ve günahları işlememeye söz vermelidir.

İbadetlerin temel amacı, insana beden ve ruh güzelliği katmasıdır. Örneğin Müslüman, Namaz kılmak için gusül ve namaz abdesti aldığında bedenini zahiri kirlerden temizlerken, Namaza durduğunda ise yüce rabbinin huzurunda ruhunu temizler. Çünkü namaz temiz bir ruha kavuşmanın, diğer bir ifadeyle haramlardan sakınmanın ve iyi amellerde bulunmanın anahtarıdır.

Oruç ibadetinin de fert bazında müslümanlara Psikolojik, toplum bazında ise sosyolojik yansımaları vardır. Peygamberimiz’in (sav) “Bir kimse yalanla iş görmeyi bırakmıyorsa, Cenabı Hakkın o kimsenin aç ve susuz kalmasına ihtiyacı yoktur” hadisi şerifi, oruç ibadetinin gerçek manada ruhlara tesir etmesi gereken halini bizlere anlatırken; Ramazan ayı içinde vereceğimiz fitrelerimiz ve zekatlarımız, oruç ibadeti sayesinde aç ve susuz kalarak fakir fukarayı hatırlamamız ise, bu güzel ibadetin sosyolojik boyutuna işaret etmektedir. 

Oruç ibadetini İmsak ve iftar arası aç ve susuz kalmak olarak görenler, üzülerek ifade edelim ki, oruç ibadetinin gerçek mahiyetinden uzak bir şekilde aç ve susuz kalacaklardır. Yani aç ve susuz kalmakla oruç tuttuğunu zannedeceklerdir. Oysa oruç ibadeti, mideyi aç ve susuz bırakmakla birlikte, dilimizi, gözlerimizi ve beynimizi haramdan korumakla kâmil bir ibadet olma özelliği kazanacaktır. Bu sebepledir ki tutmuş olduğumuz oruçların bizleri, mütekamil bir konuma getirebilmesi ise ancak ve ancak nefis muhasebesi ile gerçekleşecektir.

Bu sebepledir ki, bütün ibadetlerin fenomen kısmından yola çıkarak ibadet ettiği zannına varmak yanlış bir düşüncedir. Şu gerçek kesinlikle unutulmamalıdır ki, yüce rabbimiz tarafından bize emredilen bütün ibadetlerin gayesi, biz müslümanları olgunlaştırarak haram işlemekten ve harama el uzatmaktan men etmek, iyi salih bir kul olarak huzurunda bulundurmaktır.

Zannediyorum şu ayeti kerimeler, yüce rabbimizin bizlere emretmiş olduğu ibdetlerin amaç ve gayesini açık ve net bir şekilde gözler önüne sermektedir:

“Ey İman edenler! Oruç ibadeti sizden öncekilere farz kılındığı gibi, kötülük ve fenalıklardan sakınasınız diye size de farz kılındı” (Bakara 183)

Sana vahyedilen Kitabı güzel güzel oku ve namazı kıl! Muhakkak sahih namaz edepsizlikten ve uygunsuzluktan alıkoyar. Muhakkak Allah’ı anmak en büyük iştir ve Allah, her ne işlerseniz bilir.”(Ankebut 45)

İşte Namaz ve Oruç ibadeti üzerinden verdiğimiz örnek ayet ve hadisler, ibadetlerin bizleri kötülük ve fenalıklardan alıkoyması gerektiğini anlatmaktadır.

O zaman bizim yapmamız gereken şey, Allah’a yaklaşmak ve onun rızasını kazanmak için yapmış olduğumuz ibadetlerimizin gerçek ruhunu kavrayabilmek adına nefis muhasebesi yapabilmektir.

Geçen yıl Ramazan ayında yanımızda, çevremizde olupta bu yıl yanımızda olamayan ahirete göçmüş insanlarımızı hatırlayalım. Dolayısıyla da birdaha ki Ramazan ayında bizlerinde bu dünyada olamayacağından hareketle, istek ve arzuları bitmeyen, bizleri daima harama sürüklemek ve ibadetlerden soğutmak, dünya ve dünya nimetlerini cicili bicili göstererek bizleri hak yoldan sapmamıza vesile olan nefislerimize “dur” diyelim.

Sevgili Okuyucularım!

Eğer nefsimizi kontrol altına alamaz isek, nefsimiz bizleri kontrol altına alır da oruç tutmamak için bahaneler üretir hale geliriz.

Eğer nefsimizi terbiye edemez isek, nefsimiz bizi terbiye eder de “oruç tutmamıza gerek yok fidye veririm olur biter” deyiveririz.

Eğer nefsimize söz geçiremez isek, nefis bize sözünü geçirir de yularını boynumuza geçiriverir. Ondan sonra ise, dünya ve dünyalıklar içinde kaybolup gideriz. Dünya hayatımızı mahvetmekle kalmaz, ahiret hayatımızı da mahvederiz.

O zaman gelin “Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluş ayı olan” Mubarek Ramazan ayının kıymetini bilelim.

O zaman gelin, bu mubarek ayı fırsat bilip iyi ve salih birer kul olma yolunda, Cenabı Hakkın bizlere gösterdiği Sırat-ı Müstakim çizgisinde büyük adımlar atalım. Hem de çok büyük adımlar…

Selam, saygı ve muhabbetlerimle…

Şaban DOĞAN
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.