Rahmet ve bereket ayı Ramazan-ı Şerif ve oruç hakkındaki ayetleri siz değerli okuyucularımız için derledik:
*”Ey iman edenler! Oruç sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi, günah ve kötülüklerden korunabilmeniz için size de farz kılınmıştır. Oruç nefsanî ve şehevî arzuları dizginler, insanı azgınlıktan, kötülükten menedip hayırlı amellere yöneltir. Kalbin Allah’a bağlılığını artırır, ona bir meleklik zevki ve saflığı bahşeder. Orucun bu şekilde birtakım ruhî ve bedenî faydaları; sosyal ve ahlâkî yönden güzel neticeleri bulunmakla beraber, bunların hepsi birer fayda olup, farz oluşunun sebebi ve hikmeti değildirler. Bunun için mümin, bu sayılan faydaları elde etmek amacıyla değil, Allah’ın emrine uyup O’na kulluk görevini yerine getirmek amacıyla orucunu tutmalıdır.” (Bakara 183)
İçinizden her kim hasta veya yolcu olur ve bu sebeple orucunu tutamazsa, Ramazan’dan sonraki diğer günlerde tutamadığı her gün için bir gün kaza etmelidir. Hamile veya süt emziren kadınlar da hasta hükmündedir. Ve daha sonra kaza etmek üzere Ramazan’da oruç tutmayabilirler. Yolcuların, hastaların, hamile ve süt emziren kadınların oruç tuttukları takdirde zarar görme veya sağlıklarının tehlikeye düşme ihtimali varsa, o zaman oruç tutmamaları gerekir.
Orucun daha sonra kaza edilmesi hükmü, iyileşme ümidi olan hastalar ve yolculuk hâlinde olan kimseler gibi geçici özrü olanlar içindir. İhtiyarlık, bünye zayıflığı, iyileşme ümidi olmayan hastalık gibi sebeplerle oruç tutmakta zorlanan ve bu yüzden ancak sıkıntıyla, güçlükle oruç tutabilen kimselere gelince, onlar ne oruç, ne de kaza ile yükümlüdürler. Onların özürleri devamlı olduğu için, daha sonraki günlerde orucu kaza etme imkânları yoktur. Bunlar, tutamadıkları her gün için, imkânlarının elverdiği ölçüde bir yoksulu doyurarak fidye vermelidirler. Bir günlük orucun fidyesi, kendi ailesine yedirdiği ölçüde bir günlük yiyeceği veya buna denk parayı bir fakire vermektir. Böyle devamlı özürlü olan kişi eğer fakir ise, fidye vermesi de gerekmez.
Bununla birlikte, eğer orucun size kazandıracağı dünyevî ve uhrevî yararları biliyorsanız, tüm zorluğuna rağmen oruç tutmanız, sizin için fidye vermekten daha iyidir. Bu hüküm, oruç tutmalarında sağlık açısından bir sakınca bulunmayan kimseler için geçerlidir. Oruç tuttukları takdirde hastalıkları artacak, sıhhatleri bozulacak olan kimselere gelince, onlar oruç tutmayıp fidye vermelidirler. Bu tehlikeyi bile bile oruç tutup zarar gördükleri takdirde, sevap yerine günah kazanmış olurlar. Ancak böyle devamlı özürlü olan kimseler oruçtan dolayı sağlık sorunları yaşamayacaklarsa, oruç tutmaları fidye vermelerinden daha hayırlıdır.” (Bakara 184)
*Oruç tutmanız gereken o sayılı günler, Ay takvimine göre Ramazan ayıdır ki, insanlığa yol göstermek, hidâyetin apaçık delillerini ve doğruyu yanlıştan ayırt etmenin şaşmaz ölçüsü olan Furkan’ı beyan etmek üzere, Kur’ân ilk olarak o aydakiKadir Gecesi’nde indirilmiştir. Ve her Ramazan ayında Kur’ân adeta yeniden nâzil olurcasına, şefkat ve rahmetiyle İslâm ümmetini dört bir yandan kucaklamaktadır.
Fakat her kim hasta veya yolcu olursa, tutamadığı gün sayısınca diğer günlerde orucunu kaza etsin. Unutmayın ki, Allah bu ibadetleri sizin iyiliğiniz için ve size olan merhametinden dolayı emretmiştir:
Zira Allah sizin için kolaylık diler, zorluk dilemez. Size emrettiği ibadetleri kendinizi zorlamadan, huzur ve huşu içinde yerine getirmenizi ister. Sıkıntıya düşüp zarar görmenizi istemez. Bundan dolayıdır ki, oruç günleri olarak belirlenen sayıyı diğer günlerde kaza ederek veya fidye vererek tamamlamanız, size öğrettiği şekilde kendisini saygıyla anıp yüceltmeniz ve bunca nimetleri karşılığındaO’na şükretmeniz için her türlü kolaylığı gösterir. Zira Allah, kullarına karşı çok merhametlidir. Onların ihtiyaçlarını, zaaflarını, arzu ve isteklerini bilmekte, dualarını işitmektedir” (Bakara 185)
*”Oruç gecelerinde kadınlarınızla cinsel ilişkide bulunmanız size helal kılındı. Onlar sizin (sırlarınızı gizleyen) örtüleriniz, siz de onların örtülerisiniz. ALLAH, kendinizi kandırıp durduğunuzu bildi de tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık ALLAH’ın sizin için belirlediğini dileyerek onlarla cinsel ilişkide bulunabilirsiniz. Şafağın beyaz ve siyah ipliğini birbirinden ayırdedinceye kadar yeyin, için. Sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescitlere kapanmış durumdayken onlarla cinsel ilişkide bulunmayın. Bunlar ALLAH’ın koyduğu sınırlardır; onları çiğnemeyin. ALLAH korunmaları için ayetlerini halka böyle açıklar.” (Bakara 187)
MİRATHABER.COM