Fransa genç milli takımının oyuncusu Muhammed Diawara, oruç tutmakta ısrar edince takımın kampından çıkarıldı. El Destur sitesinin haberi şöyle:
Muhammed Diawara, Ramazan ayında oruç tuttuğu için kamp dışı edildi.
Fransa Futbol Federasyonu, takım antrenörlerine, oruç tutan 21 yaş altı oyuncuları kamplara almamalarını söyledi. Oruç tutanların ise listelerden çıkarmalarını önerdi. Bu talimat doğrultusunda, Lyon’un yetenekli oyuncusu Muhammed Diawara, 19 yaş altı milli takım kadrosundan çıkarıldı. Bu eylem, birçok kesim tarafından adil olmayan bir karar ve bariz ayrımcılık olarak eleştiriliyor. Bu durum, spor dünyasında büyük bir tartışma konusu haline geldi.
Fransa Futbol Federasyonu ve ilgili kulübün taleplerine karşın, bu genç oyuncu son dokuz gündür oruç tutmayı kesintisiz sürdürme konusunda ısrarcı oldu. Daha önce Federasyon, ezanın okunmasının ardından oynanan maçların oruç açma saatinde durdurulmayacağını açık bir şekilde ifade etmişti. Paralel olarak, FIFA’nın yeni belirlediği kurallar çerçevesinde, oyunculara sıcak hava koşullarında, maç sırasında su içebilmeleri için iki kez mola verilmesi hükme bağlandı. Ancak, Fransa Futbol Federasyonu’nun bu ve benzeri kararları, kulüplerin kendi oyuncularına Ramazan ayında oruç tutmamaları yönünde tavsiyelerde bulunmalarına sebep oldu. Bu tavsiyeler ve kurallar, spor ve dini inançlar arasındaki etkileşim konusunda yeni tartışmaları da beraberinde getirmiş durumda.
Yabancılar için Türkiye denince akıllarına Müslümanlar geliyor. Oysa ki Türkiye’de Allah’a veya ölüm ötesi Ahiret hayatına inanmayanlar da var. Sayıları az da değil.
Bunun gibi biz de Batı denince aklımıza Hıristiyanlar geliyor. Ne var ki Batı’da özelliklede baskıcı laikliğin merkezi Fransa’da Allah’a veya Ahiret hayatına inanmayanlar çoğunlukta.
Bu insanların kutsalı yok ki kutsala inansınlar. İbadetleri yok ki Müslüman futbolcuların oruç ibadetine saygı duysunlar.
Sorsanız din ve ibadet özgürlüğüne saygı duyduklarını söylerler. Ama gerçek böyle değil.
Samimi Hıristiyanların ibadet özgürlüğüne saygı duyacaklarını umarız.
Hulasa inkârcılar birbirlerine benzerler. Ha İstanbul da, ha Paris’de fark etmiyor.
Rabbimiz ahiret hayatına iman etmeyenlerin ruh dünyasını bize şöylece açıklıyor:
“ Öte dünyanın varlığına inanmayan ve dolayısıyla, yapıp ettiklerinin hesabını vermeyeceklerini zanneden, bu yüzden de hiçbir ahlâkî kural tanımayan o inkârcılara gelince; Biz, insan ruhuna yerleştirdiğimiz psikolojik yasalara göre, kötü olduğunu bile bile yaptıkları o çirkin işleri zamanla kendilerine süslü gösterdik. Böylece onlar, inkâr ve cehalet karanlıklarında bocalayıp giderler.” (Neml 27/4)
MİRATHABER.COM – YOUTUBE