Osman Kavala, 18 Kasım 2017 tarihinden bu yana, Gezi olaylarından dolayı tutuklu bulunan, kartvizitinde “İşadamı” yazan, Selanik’ten Meral Akşener’in kuzeni olan karanlık bir adam.
Evet, kartvizitinde “İşadamı” yazar ama bu ad ile kazandıklarını, siyasi amaçlı sol örgütleri finanse etmekte kullanır. Ülkelerde darbeleri fonlayan meşhur Macar yahudisi milyarder Soros’un yandaşıdır.
“İşadamı” görünümlü bu zat, PKK sevicisi ve destekçisi, gezi olaylarının ve 15 Temmuz hain darbe girişiminin planlayıcısı ve finansörüdür.
Ne kadar tetikçi ve uç sol medya varsa hemen hepsini finanse eder. Mesela Birgün ve T24 bunların başında gelir. Âdeta solcuların hazinesidir. Onun için de kendine “Kızıl Soros” lakabı verilmiştir. PKK’nın kanalı IMC televizyonuna çıkarak terör örgütüne güzellemeler yapar. Çözüm sürecindeki IMC’de yaptığı programlarda “PKK, silahlı bir muhalefet hareketidir. Siyaset belirlemede rolü vardır. Türkiye’de kalmalıdır ve silahları da bırakmamalıdır” diye ferman buyurmuştur.
Osman Kavala, kurucusu olduğu Açık Toplum Vakfının, ülkelerde parasıyla darbeler yaptıran Macar yahudisi milyarder Soros tarafından fonlandığını bizzat kendisi itiraf etmiştir. Açık Toplum Vakfı ise Türkiye’de darbelerin planlandığı bir platformdur. Türkiye’ye 168 milyar dolarlık mali zarar açan Gezi olaylarının finansörü de yine bu Kızıl Soros lakaplı Kavala’dır.
Bu zat aynı zamanda Rusya ve Irak’ta yapılan “Büyük Kürdistan” toplantılarına panelist olarak katılarak destek veren bir bölücüdür.
15 Temmuz Fetö hain darbe teşebbüsünün de planlayıcıları arasında olan Kavala, 15-16 Temmuzda Büyükada’da bir otelde başta Henry Barkey isimli, darbelerde önayak olan dünyaca ünlü bir darbeci olmak üzere karanlık insanlarla toplantı yapmıştır. 2000 yılından beri tanıdığını söylediği darbeci Barkey ile bu süreçte telefonda 93 saat, 34 dakika görüşmüştür. Darbe gününden üç gün sonra da Henry Barkey ile görüştüğü deşifre olmuştur.
ABD Başkanı Bidon’ın da bir numaralı adamıdır. Başkan olmadan önce Başkan Yardımcısı sıfatıyla Türkiye’ye geldiğinde görüştüğü isimlerin başında gelir. Onun renkli gözüne ve kıvırcık saçına hayran olduğundan dolayı görüşmezdi tabii.
Evet, mesleği “İşadamı” ama çevirdiği fırıldaklar hep karanlık işler. Hicaz bölgesinin elimizden çıkmasını sağlayan İngiliz ajanı Lavrence’in de mesleği arkeolog idi. Amerikalı rahip Brunson’un mesleği de papazlıktı ama o da Fetö ve PKK lehine casusluk yaptığı için mahkeme 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası vererek bunu tescil etmişti. Bu işler böyle oluyor. Mesleğini maske olarak kullanıp ajanlıklarını onunla kamufle etmişlerdir. Muhalefetin beyinsizleri de “Kavala, bir işadamı o hâlâ ne diye içerde tutuluyor?” demektedirler. Siz, devletten daha mı iyi bilgi sahibisiniz? Devletin istihbaratı, polisi, jandarması ve mahkemesi ile koordineli bir şekilde çalışıp deliller elde ederek bilgi birikimine erişirken sen Batılı emperyalistlerin mandalığını yapmaktasın.
Osman Kavala Gezi Parkı davasında tutukluluğunu Anayasa Mahkemesi’ne taşımış, AYM 22 Mayıs 2019’da başvuruyu reddetmişti. Bu karar sonrası Kavala, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurmuştu.
AİHM de “Kavala derhal serbest bırakılmalıdır” diye buyurmuştu. Türkiye de çadır devleti olmadığı için “hay hay, hemen bırakırız” demeyip devletin zirvesinden, Cumhurbaşkanının ağzından: “Bakın şimdi AİHM bir karar almış. Bu Kavala denilen Soros artığıyla ilgili olarak Türkiye’yi adeta burada mahkûm etmek istiyorlar. 10 büyükelçi bu açıklamayı niye yapar? Bu Soros artığını savunanlar, ‘bunu nasıl bıraktırırız’ gayreti içindeler. Söyledim Dışişleri Bakanımıza, bizim bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz. Türkiye’ye böyle bir ders vermek haddinize mi sizin? Kimsiniz siz? Neymiş? Kavala’yı bırakın. Sen kendi ülkendeki haydutları, katilleri, teröristleri bırakıyor musun? Amerika’sı, Almanya’sı, hangisi böyle bir şeyi şu ana kadar yaptı? Yapmadılar ve yapmazlar. Konuştuğu zaman sana verecekleri cevap şudur, ‘yargı bağımsızdır’. Sizde yargı bağımsız da bizdeki yargı bağımlı mı? Bizdeki yargı, bağımsızlığın en güzel örneklerini veriyor… Uluslararası camia içerisinde Soros ne ise Kavala o. Bunlar para ile istedikleri yeri istedikleri gibi sallamaya çalışıyorlar. Şimdi Soros’un oğlu da giriyor. O da babası gibi. Bunların çok iyi takip edilmesi lazımdır.”
Osman Kavala, sen neymişsin be abi ki, seni sahiplenen vahşi Batı’nın on sömürgeci ülkesinin büyükelçileri de bir bildiri yayınlayarak “Kavala’yı serbest bırakın, yoksa yaptırımlar yolda” anlamına gelecek tehditler savurdu.
Bütün bu sahiplenenlere bakıyoruz ve senin; milli mefahirimize, ülkenin değerlerine, mukaddesatımıza kast eden mihrakların piyonu ve ajanı olduğunu anlıyoruz. Apaçık bir şekilde devlet ve millet düşmanı olduğun ortaya çıkıyor. Yularının kimin elinde olduğunu, senin için havlayanlara baktığımızda çok net anlıyoruz. Tek kişi olmadığını, Türkiye üzerindeki çatı terör örgütlerinin hepsinin ortak sembolü olduğunu da anlıyoruz. Zira İmam-ı Şafi’ye; “Fitne zamanı hakkı tutanları nasıl anlarız?” diye sormuşlar. O da demiş ki: “Düşman okunu takip ediniz, o sizi hak ehline götürür.”
Düşman oklarını takip ettiğimizde oklar hep ülkenin değerlerine bağlı, yıllarca Müslümanlara yapılan zulme son vermiş, mazlumların sesi olmuş, başta milli harp teknolojisi olmak üzere her alanda millileşme gayreti içinde olan ve çoğunu da başaran, Avrupa emperyalizmine boyun eğmeyen, “Dünya beşten büyüktür” diyerek BM’deki adaletsizliğe dikkat çeken bir Türkiye’ye yönelmiştir. Parmak sallayarak tehditler savurmaktadırlar. Böyle bir Türkiye’yi bölmek isteyen Fetö ve PKK destekçisi ülke düşmanlarına da sahip çıkmaktadırlar. Doğal olarak Batılı sömürgecilerin ve onlara ajanlık yapanların oklarının hedefindekiler ise hakkın yanındadır. Vatan, millet ve mukaddesat sevdalıları olarak bizler de hakkın yanında olanlarla beraber olmak zorundayız. Aksi durum, milli güvenlik ve beka sorunudur. Bunları görmek istemeyen beyinsizler yüzünden bizleri helak etme Allah’ım.
Musab SEYİTHAN