Oy Oranlarına Bir Anlam Yüklemek Apofeni Sendromudur

Devlet Bahçeli: Oylarımız Yüzde 18,81’dir, O Da Atatürk’ün Doğumudur

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Antalya kampındaki il başkanları ve belediye başkanları toplantısında konuştu. Uzlaşma mesajları veren Bahçeli, 31 Mart yerel seçimlerinde partisinin il meclisi oylarına yönelik olarak şunları söyledi: “Oy oranımızı yüzde 7,4 göstermek haksızlıktır, adaletsizliktir. 31 Mart’ta partimizin aldığı oy yüzde 18,81’dir. O da Atatürk’ün doğumudur.” Devlet Bahçeli‘nin ifadelerine göre, MHP’nin oyu yüzde 18.81 iken, Cumhur İttifakı’nın diğer partisi AK Parti’nin oyu da bu durumda yüzde 32-33 bandına düşmüş durumdadır.

Oy Oranlarına Bir Anlam Yüklemek Apofeni Sendromudur

Melun 15 Temmuz darbe girişiminden sonra MHP’nin CHP’lileri kıskandıracak bir şekilde Atatürkçülüğü daha fazla ön plânda tutmak isteme gayretini bizler MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin’in sözleriyle ortaya koymuştuk. Neydi bu ilginç ifadeler: “Bugün Atatürk’ün partisinin devamı MHP’dir. Atatürk’ün misyonunu taşıyan koltukta ise Bahçeli oturmaktadır. Onun kurduğu devleti ebed müddet yaşatmak için, liderlerinin emrindeki Ülkücüler görev başındadır.”

https://www.mirathaber.com/turkiyedeki-butun-partiler-ataturkun-misyonunu-mu-tasir-5-1169h/?utm_source=rss&utm_medium=rss&utm_campaign=turkiyedeki-butun-partiler-ataturkun-misyonunu-mu-tasir-5-1169h.

Mezkûr haberde ise Devlet Bahçeli, herhalde İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerde MHP’den aday koymayıp Cumhur İttifakının hatırı için, AK Parti adaylarına destek vermelerinden dolayı oy oranlarının her halükârda % 7,31’den daha fazla olduğunun altını çizmek istemiş olabilir. Nitekim 2014 yerel seçimlerde MHP, kendi başına 6 milyon 860 bin oyla toplam oyların % 15,20’sini almıştı. 2019 yerel seçimlerinde ise oy oranlarının %18,81’e nasıl ulaşıldığının hesabı nasıl yapıldığı ise bir muamma. Peki neden % 19,38 değil de % 18,81? Bunun MHP tarafından Kemalizm’i koruma ve kollama misyonuna bağlı olarak ortağı olan AK Parti hükümetine yönelik uyarı mahiyetinde bir mesaj olduğu yönünde bir ilişkisi olabilir mi?

Bunu niçin soruyorum? Çünkü % 18,81 oy oranı, mevcut ittifaklar sistemi içinde matematiksel ve istatiksel olarak teyit edilmesi ve doğrulanması mümkün olmadığına göre hayalî bir oran üzerinden MHP olarak hem Kemalizm’e sahip çıkılma ihtiyacı duyulduğunun hem de bu oran üzerinden bir yerlere işaret verilmek istendiğinin emareleri gizlidir. En azından şunu söyleyebilirim. Bizim bu tahminî fikrimiz, nasıl ortaya çıktığı hemen kimsenin bilemeyeceği % 18,81 oy oranından daha gerçekçi bir zemin üzerinden kurgulanmıştır. Ama bunun dışında şunu daha kesin bir dille ifade edebilirim. Devlet Bahçeli’nin ortaya koyduğu % 18,81 oranını, gizemli bir açılımla Atatürk’ün doğum günü ile anlamlandırma çabası, hiçbir ilmî ve manevî karşılığı yoktur. Olsa olsa bu yaklaşım, seküler hurufiliğin matematiksel bir versiyonu olarak apofenik bir hezeyandan başka bir şey değildir.

Hayalî % 18,81 Oy Oranını Atatürk’ün Doğum Günü İle Anlamlandırmak Apofeni’dir

Hayatımızda karşılaştığımız herhangi bir yapıyı, görüntüyü, şekli, nesneyi veya sayıyı arzuladığımız veya sevdiğimiz başka bir şeyle veya insanla irtibatlandırma ve buna şaşırtıcı, esoterik manalar yükleme arzusu, bilim insanları tarafından apofeni (Apophenia) olarak adlandırılmaktadır. Bu duyguya kapılan herkes, hurafelerin, Bâtıl inançların, doğrulanmamış bazı bilimsel verilerin yardımına başvurarak veya matematiği sihirbazlık marifetiyle kendi amaçları doğrultusunda kullanarak, herhangi iki şey arasında ilginç ama aslında saçma bir bağ kurabilir. İşte Devlet Bahçeli de apofeni sendromunun etkisiyle bu bir girişimde bulunduğunu düşünmekteyim.

Apofeni kavramı, nöropsikoloji ve psikopatoloji alanında önemli çalışmalarıyla bilinen Alman psikiyatrist Klaus Conrad (1905-1961) tarafından ilk kez 1958 yılında şizofrenide görülen hezeyanların ilk aşaması için kullanmıştır. 1957 doğumlu İsviçreli nüro-psikolog Prof. Dr. Peter Brugger, apofeniyi tesadüflere veya korkulara bağlı olarak beyinde meydana gelen anormal bağlantı kurma eğilimi olarak tanımlamıştır.

2016 yılında yaptığı bir röportajında Brugger, aynen şunları ifade etmektedir “Biz, deneysel olarak bir kişinin kendi yaşadığı bir tesadüfî olayı, başkalarının yaşadığından daha çok anlam yüklediğini ispat edebiliyoruz. Yani bir kişi, karşılaştığı bir şeye anlam vermede abartıya gidebilmektedir. Hayatta buna benzer olaylarla karşılaşmış olma gerçeğinin karşısında kişi, yaşlandıkça sadece daha dindar olmuyor aynı zamanda hurafelere ve Bâtıl inançlara da inanmaya başlıyor. Ümit ederim ki ben yaşlandığımda Bâtıl şeylere tapmam.”

Atatürk, Gerçekten 1881 Yılında Mı Doğdu?

Bizim yakın tarihimize ait veriler maalesef sağlam olmadığı için, buradan apofenik anlamlar çıkartmak da çoğu zaman ayrı bir sorun. Nitekim Atatürk’ün doğum tarihi de bilinenin aksine kesin değildir. Rumi takvime göre, 1296 yılında doğduğu tahmin edilen Atatürk, buna göre 13 Mart 1880 ile 12 Mart 1881 arasında doğmuş olmalıdır. Yani 1880’de doğma ihtimali daha büyüktür. Nitekim CİA raporlarına göre doğumu 12 Mart 1880 olarak belirlenmiştir. Ama tarihçi Murat Bardakçı’nın da titiz çalıştığına emin olduğu bir emekli din adamı var ki (Mehmet Ali Öz), Atatürk’ün doğum yılını 1877 olarak belgelemiştir. Herhalde Devlet Bahçeli, Atatürk’ün doğum tarihine ilişkin bu yeni bilgilerden habersiz. Yoksa oy oranını % 18,81 değil de % 18,77 olarak belirler ve böylece Atatürk’ün doğum tarihinin 1881 değil 1877 olduğunu iddia edebilirdi.

Artık daha ne diyeyim bilmiyorum. En iyisi dua etmek: Allah’ım! Akıl ne zaman engellerin bağlarından kurtulacak? Fikir Mülahazaları ne zaman hakikatler çerçevesinde seyredecek? Anlayış, ne zaman iftira ve hurafe temelinden ayrılacak ve vehim ne vakit şirkin ortaklık bağlarından çözülecek? Allah’ım! Senden ilmin ve hakikatin ihatasını istiyoruz, bizlere aklımıza mukayyet olacak feraset ve basiret ver, imanımızı koruyacak ihlas şuuru ver.

Prof. Dr. Ali SEYYAR

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

View Comments

  • Her hoşa gitmeyen yaklaşımı bir psikolojik hastalığa bağlamak saçmalıktır.
    Hele bu yaklaşımı prof, dr, psikolog, uzman sıfatları ile dillendirmek saçmalığın tutarlılık temelinde bina edilme girişimi olabileceğinden; saçmalıktan daha yakışıksızdır.
    Kişinin akademik ünvana sahip olması o kişiyi saygın bir niyet okuyucu kılmaz. Kimseyi savunmak yada aşağılamak eğiliminde değilim.
    Soru şu : nereden biliyorsunuz 18, 81 ile Atatürkün doğum günü olup akılda kalsın kolay hatırlansın diye söylenmediğini, niyet okuyucumusunuz, kalbini mi yardınız.

Recent Posts

  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

7 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

8 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

11 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

12 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

13 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

13 saat ago