Özel ve Özgün Şartları İçinde

Korunan Malı Gizlice Çalan  El Kesilir

 

وَالسَّارِقُ وَالسَّارِقَةُ فَاقْطَعُٓوا اَيْدِيَهُمَا جَزَٓاءً بِمَا كَسَبَا نَكَالاً مِنَ اللّٰهِۜ وَاللّٰهُ عَز۪يزٌ حَك۪يمٌ

 

“Hırsızlık eden erkeğin ve hırsızlık eden kadınının yapmış oldukları hırsızlığa karşılık, Allah’tan gelen caydırıcı bir ceza olarak, her ikisinin ellerini (bilekten) kesin. Allah karşı konulamaz güç sahibidir., yerli yerince hüküm verendir.

Hırsızlık zulmünü işledikten sonra tövbe edip, kendini ıslah eden hırsızın hiç şüphesiz Allah tövbesini kabul eder. Allah çok bağışlayıcıdır, çok acıyandır.” (Maide 538-39)

 

Kur’ân’a  Kur’ân’ın İstediği Gibi İnanmanın Gereği

Geçen hafta genç ama gerçek mümin bir araştırmacı kardeşimiz üzüntülü ve de öfkeli bir şekilde vakfımız Ardev’e uğradı. Bir tefsir profesörümüzün Kur’ân’da yer alan ve hırsıza el kesme cezasını emreden Maîde sûresinin 38-39. âyetleri üzerinde yaptığı örtülü inkâr içeren ilim ve mantık dışı yorumlarını ihtiva eden videosunu izletti ve benden hakikati açıklayan bir yazı ve video hazırlamamı rica etti.

İslâm bilginlerinin yetersizliği ve batıcı kadroların batıllara şartlanmışlığı sebebiyle kurulup kökleştirilen seküler/laik düzenimiz içinde İslâm’a yabancılaşılması ve karşıt hale gelinmesi bir ölçüde anlaşılabilir. Ama ülkemiz ve dünyamız için ümit verici Kur’ân alimleri konumunda olması gereken insanlarımızın bir kısmının şüphe üretici  ilahiyat akademisyenlerine dönüşmesi ne acıdır? Allah bu tiplerin şerlerinden korusun.

Önce hakikati özetleyelim, sonra açıklamaya geçebiliriz.

El Kesme Cezası

Kur’ân ve Sünnet’te özel ve özgün şartları içinde yapılan hırsızlığa verilecek “El Kesme” cezası adalet ve hatta merhamet yüklü caydırıcı muhteşem bir cezadır.

Bu ceza ancak İslâmî yaşam kurallarının bütünüyle egemen olduğu İslâm Toplumu’nda uygulanabilir. El kesme cezasının İslâm toplumun oluştuğu Medine döneminde Medenî  Mâide sûresiyle verilmiş olması de değinilen bu gerçeğe işaret etmektedir.

Bu ceza mesela borca dayalı para ve faiz sisteminin hâkim olduğu iliklerine kadar sömürülerek halkı fakir düşürülmüş sosyal adalet yoksunu ülkelerde uygulanamaz. Çünkü İslâm dışı sistemlerin ve zaruri ihtiyaçların karşılanmasını engelleyen ekonomik krizlerin varlığı el kesme cezasını  düşürücü ağır şüphedir. Peygamberimizin açıklamasına göre şüpheler cezaları düşürür. Allah şanını  artırsın, O şöyle buyurur:

Gücünüz ölçüsünde Müslümanlardan cezaları düşürünüz. Bir çıkış yolu bulursanız suçluyu bırakınız. Zira yargının afta yanılması cezada yanılmasında daha hayırlıdır.” (C.Sağîr İdreû…)

Bu sebeple Ülkemiz gibi seküler/laik ülkelerde el kesme cezasının uygulanması adalet değil zulüm olur. Nitekim Hz.Ömer de ekonomik kriz yaşanan bir yılda şartlar oluşmadığı ictihadı ile uygulamayı ertelemiştir.(Elmalılı, Mâide 38)

İslâm’n Bütünü Bilinmeden El Kesme Cezası Anlaşılamaz

İslâm Allah’a ve ölümle başlayacak Âhiret Hayatı ve sorgulamasına iman mıdır? Can ve mal dokunulmazlığı mıdır? Namaz, Oruç ve zekât mıdır? Faiz, rüşvet, zina, eşcinsellik ve zulüm yasakları mıdır? Adalet, merhamet ve barış ilkeleri ve de yardımlaşma düzeni midir? Kur’ân ve Sünnet ile belirlenmiş evlilik, boşanma ve mîras yasaları mıdır? Kasıtlı katil için af ve diyet/tazminat seçenekli ölüm cezası ve özel şartları içinde hırsıza verilebilecek el kesme cezası mıdır? Soruları çoğaltabilir ve yüzlere iblağ edebiliriz.

İslâm Parça Değil Bütündür

İslâm bunların biri veya bir kaçı değil, bütünüdür. Erişilmez yücelikte ve serapa adalet ve merhamet olan da bütündür.

İslâm’a bütünlüğü içinde bakılmalıdır. Bütünlüğü oluşturan parçaların her biri bütünlük içinde değerlendirilmelidir. Mesela inanca,cezaî veya mirasa ilişkin herhangi bir İslâmî ilke veya yasa İslâm’ın bütünlüğü içinde değil de seküler bir mantıkla ve laik yaşam içinde ele alınırsa hakka /doğruya ulaşılamaz, -samimi olunsa bile-batılların karanlıklarında kalınır. Değinilen tefsir profesöründe görüldüğü  gibi inkâra açılan tevillere başvurulur.

Hırsızlık Cezasını Moderne Dünyaya Anlatmak Mümkün

Dünya ölçeğinde 26 zenginin 3.8 milyar insanın servetine denk zenginliğe sahip olduğu ve modern hırsızlıkların egemen olduğu karanlık dünyamızda İslâm ekonomisinin yüceliğini ve gereksinim olmaksızın korunan malı  sahiplenmek için gizlice çalacak kişiye verilecek el kesme cezasını anlamak ve anlatmak mümkündür ve de kolaydır.

Bütün mesele İslâm’a bütünlüğü içinde bakabilmektir. Sosyal  ve Ekonomik açıdan bu bütünlüğe bakılabildiğinde görülebilecek hırsızlığı engelleyici yapıyı şöylece özetleyebiliriz.

Sosyal  ve Ekonomi Zaviyesinden Bakıldığında İslâm

İslâm, Allah’ı bütün varlıkların yaratıcısı, maliki ve yasa koyucusu olarak gösterir. Her yükümlü kişinin kazanmasını görev kılar. Toplumu fakirleştirici ve ruhsal köleliğe düşürücü faiz, rüşvet, aldatma, emeği sömürü ve içki-kumar-fuhuş işletmeciliğini yasaklar. İsraf ve lüks harcamalarını sınırlar ve engeller. Yeni yatırımlara ve şirketleşmeye yönlendirir.

İslâm, yeterinden çok kazanabilenlerin mallarında  zaruri ihtiyaçlarını karşılayamayanlar için ödenmesi gereken haklar belirler. Sosyal adaleti sağlayıcı ibâdet nitelikli ana toplum vergisi olan zekâtı toplum otoritesi aracılığı ile tahsil ve tevzi eder. Nafaka yükümlüğünü fakir akrabayı içine alacak şekilde genişletir.

İslâm, insanlık onurunu yüceltir. Can, mal ve ırz dokunulmazlığını korumayı ilkeleştirir. Malın değerini düşürücü mali entrikalara savaş açar. Malın korunmasını, uğrunda ölünebilir cennete götürücü şehitlik görür. Devleti fertlerin koruması ve garantörü kılar.

Böylesi gereksinimlerin karşılanabileceği sosyal adalet toplumunda kişilerin alın teri dökerek, zihni çaba harcayarak ve gözlemler yaparak elde ettiği ve koruma altına aldığı parayı/malı sahip olmak amacıyla çalmak yalnızca kişilere zulüm değil toplumsal düzene de dolaylı başkaldırıdır. Bu sebeple el kesme cezası ibret oluşturucu adil bir cezadır. Hırsızlık rûh ve bedenden oluşan insanın suçu/günahı olduğu için el kesme cezası insanı temsil edici eylem aracı olan ele uygulanır.

El, düşünce ürünü keşifler ve icadlar için de eylem aracıdır ve insanı temsil eder (Bak. Bakara 2/79; Fetih 26/10) Kesilen ele tıbbı gelişmiş toplumlarda yapay el takılabilir olması cezanın ibret olucu, caydırıcı ve utandırıcı niteliğini düşürmez.

Devam edecek

Ali Rıza DEMİRCAN

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Recent Posts

  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

6 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

7 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

10 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

11 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

12 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

13 saat ago