İnsanoğlunu köleleştiren de özgürleştiren de kaynağı yine kendisinde bulunan güçtür.
Yeryüzünde insanoğluna Allah’ın vermiş olduğu halife olma özelliğinden dolayı kendisindeki bu potansiyeli keşfeden istisnai kişiler ikna yöntemiyle kitleleri peşine takıp elde ettikleri topluluk gücünü kendi ve yakın çevresinin özgürlüğü için kullanıp geri kalan kısmı için de köleliğe mahkum etmişlerdir. İnsanın varoluşundan günümüze kadar söz konusu köleliğin yaşanma biçimi, tarifi, toplumda ki pozisyonu farklı usul ve yöntemlerle şekillenmiş ise de öz itibariyle ilk günden bugüne kadar değişmemiştir.
Haklının değil güçlünün haklı olduğu bir insanlık aleminde dünya nizamına paralel olarak ülkelerin iç bünyelerinde de gücün müsaade ettiği ölçüde haklının hakkını teslim eden adaletin kısmen tecellisi mümkün olmaktadır.
Mensubu bulunduğu otorite eliyle gücün kişilere sunduğu toplumsal hayatta insanlar ailesiyle birlikte sorunsuz geçimini sağladığı müddetçe gücün dayattığı her türlü yaşam çeşidini, adaleti, düşünceyi, inancı sorunsuz bir şekilde kabul etmiştir. Çevresinde gördüğü hak ihlalleri karşısında da haksızlığın kaynağı gücün karşısında ki kendi güçsüzlüğünü gerekçe tutarak vicdanının sesini kapatır. İnsanlık aleminde iletişimin ve etkileşimin yayılma hızı ölçüsünde toplumsal hayatta ki “özgürlük” de “kölelik” de versiyon ve kavramsal farklılıkları çerçevesinde insanlar nezdinde ki arz ve kabule göre şekillenir ve yerleşir.
İnsanoğlunun genelinin özgürlük kavramına yüklediği birinci derecedeki husus arzu ettiği mutlu ve sürdürülebilir bir yaşama kavuşmaktır. Bu yaşamı ona hangi kişi hangi kurum hangi rejim hangi organizasyon bahşeder ise o kişi onun tebası olmayı gönüllü bir şekilde kabul ettiğine tarih şahittir. Bu kabul tâbi olduğu toplumun genelinin memnuniyet derecesine göre uzun veya kısa sürer.
İlahi dinlerin bozulması bu yolla gerçekleşmiştir. Gücü oluşturan unsurlar ne din ne de benzeri sosyal hayat veya felsefi düşünce değildir. Gücü oluşturan unsurların başında aklı çalıştıran insan beyni ve iradesidir.
İnsan toplulukları eliyle devşirilen ve toplum adına kullanılan iktidar gücü isterse halkını dinsiz yapar komünizm gibi, isterse dünyaperest yapar kapitalizm gibi. Bu güç siyaset yoluyla elde edilen iktidar gücüdür. Öyle bir güçtür ki bu, pozisyonunu korumak için Peygamber torunlarını bile katledecek kadar insanoğlunun gözünü karartır, beynini sulandırır ve vicdanını köreltir.
İnsanlık tarihi boyunca farklı usul ve yöntemler çerçevesinde tezahür etmiş olup günümüzde de adına demokrasi ve cumhuriyet dediğimiz batı medeniyetinin kurallarıyla küresel hakimiyet sürdürülmektedir. Batı medeniyeti dediğimiz ülkeler kendi iç bünyelerindeki idari ve iktisadi düzeni insani değerler bakımından sürdürürken kendi dışında ki ülkeleri ise terör ve mafya kurallarına göre nizam vermeye çalışmaktadır. Cumhurbaşkanımızın batı ülkelerinin desteklediği terör örgütlerine karşı verdiği mücadele de demokratik hukuk kurallarına göre hareket etmemizi istemeleri bu milleti ve ülkeyi kolay lokma yapmaktan başka bir amaç taşımamaktadır!
Demokrasi, yargı, askeriye, siyaset; Batı Medeniyetine hizmet için kullanılırsa sıkıntı yok; Recep Tayyip Erdoğanmuktedir olduğu iktidar eliyle Türk-İslam Medeniyetine hizmet ederse sıkıntı çok!..
Batsın Sizin çağdaş firavun düzeniniz!..
Dünyanın maruz kaldığı kötü gidişatı görmeksizin iç siyasette kriz tellallığı yapmak bence kendi ayağına kurşun sıkmakla eşdeğerdir!..
Mevcut küresel dünya düzenini dikkate almadan sadece ülkemiz içerisinde ki siyasi gelişmelere ve atışmalara bakarak tekdüze bir anlayışla; hala millet çoğunluğunun güvenini ve gönüllerini kazanan, liderliğini yapan rüştünü ispatlamış bir siyasi lidere muhalefet yapmak bu süreçte toplumun temellerine dinamit koymakla eşdeğerdir.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…