islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5031
EURO
36,4292
ALTIN
2.955,81
BIST
9.302,94
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

PARLAMENTERLERİN RAB’LIĞI

PARLAMENTERLERİN RAB’LIĞI
24 Aralık 2021 09:59
A+
A-

Şüphesiz ki Kitabımız Kur’an’ı Kerim bütün ayetleriyle baştan sona hayatın her alanına dikkat çeken ve kendisine iman edenlere nasıl bir hayat yaşayacaklarını öğreten bir mürebbidir. Siyasi, askeri, iktisadi, hukuki, içtimai velhasıl her alanda Allah’ı dikkate alacak bir hayat inşa eder.

Üzerinde hassaten durduğu ve hayati önem verdiği esas konu ise “şirk” tir. Şirk koşan ve şirk içinde iken ölenin asla af edilmeyeceği ve yerinin direk olarak cehennem olacağı çok açık bir şekilde belirtilmiştir. Müşriklerin yeri cehennemdir.

Kur’an’ı Kerimde çok dikkat çeken ve Müslümanlar arasında en çok konuşulan ayetlerden birisi şüphesiz ki Tövbe Suresi 31. ayettir. Resulullah’ın (sav) Adiy B. Hatemle arasında geçen diyaloğu bütün Müslümanlar bilir. Ayet mealen şöyle demektedir: “Allah’ı bırakıp da din âlimlerini, rahiplerini, özellikle Meryem oğlu Mesîh’i rab edindiler. Oysa tek bir ilaha kulluk etmekle emir olunmuşlardı. O’ndan başka ilah yoktur; O yüceler yücesidir, onların yakıştırdıkları eş ve ortaklardan bütünüyle uzaktır.”

Hahamlarını ve rahiplerini rabler edinmişlerdir. Zira Allah’ın emrine, Allah’ın hükmüne boyun eğmemişler, Allah’ı bir kenara bırakarak hahamların rahiplerin, siyasetçilerin, aydın entelektüellerin, din adamlarının iradelerine boyun eğmişlerdir. Onların dediklerine, sanki Allah’ın söylediği gibi inanmışlar, hatta Allah’ın söylediklerinin de önüne geçirmişlerdir. Allah’ın haram dediklerine helal demişler, Allah’ın helallerini ise yasaklamışlardır. Meclislerinden çıkardıkları yasalarla Allah’ın hudutlarını çiğnemişler, Allah’ı hiç dikkate almamışlardır.

Ayetin bütün tefsir kitaplarında yapılan izahları birbirine yakın, birbirinin benzeri türdedir. Fakat Elmalılı Hamdi Yazır ayetin tefsirini yaparken başka hiçbir tefsirde olmayan bir istisna yorum yapmaktadır. Ve bu yorum çok dikkat çekici ve düşündürücüdür.

Elmalılı Hamdi Efendi ayetin uzun uzun ve çok çarpıcı ifadelerle tefsir eder, izaha çalışır. İzahlarının sonucunda bir yere gelir. “Daha sonra bu Rablık imtiyazı, ruhban sınıfının elinden çıkmış, parlamenterlere geçmiştir” der. Parlamentoyu ve parlamenterleri Rablık imtiyazını ruhban sınıfının elinden alarak sahiplendiğini, Rablık imtiyazının rahiplerin ve hahamların elinden çıkarak parlamenterlere geçtiğini ifade eder.

Ayet hakkındaki böyle bir izaha başka bir tefsirde rastlamamaktayız. Peki, Elmalılı’yı bu izahı yapmaya götüren sebep nedir? Ne olmuştur da Hamdi Efendi parlamenterleri müdebbir birer Rab olarak görmektedir?

Bilindiği gibi Elmalılı Hamdi Yazır, 1908 – 1912 yılları arasında Meclis-i Mebusanda mebustur. Mebusluğu sırasında mecliste olup bitenleri görmüş, Allah’a ve O’nun hükümlerine rağmen çıkan yasalara, yeniden düzenlenen siyasete, iktisada, içtimai oluşumlara şahit olmuştur. Meclis-i Mebusanda vekiller müdebbir birer Rab gibi davranmakta, dinin hükümlerini görmezden gelmektedir. Elmalılı bunlara şahit olmuştur ve parlamenterlerin rahiplerin ve hahamların yerini aldığını, Rablık imtiyazını ele geçirdiklerini bilmektedir.

Şimdi günümüzde de böyle değil midir? Siyasette, iktisatta, hukukta, sosyal yaşantıda, bireysel ve toplumsal bütün ilişkilerde, teşri – yasama konularında parlamenterlerin sözü, parlamenterlerin dediği olmuyor mu? Allah’ın hudutlarını büsbütün ihlal eden yasamalar, Allah’ın haram dediklerini serbest bırakan kanunlar, Allah’ın helal dediklerini yasaklayan önergeler parlamentodan ve parlamenterlerden geçmiyor mu?

Elmalılı Hamdi Efendi ne kadar haklı, parlamenterlerin Rablık imtiyazını Ruhban sınıfının elinden aldığını söylemekle. Gerçi Müslümanlar bunları biliyor, fakat ne hikmet ise, 21. yüzyıldan itibaren bildiğiyle amel etmeyen postmodern bir İslamcılık türedi.

Yakup Döğer

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.