Hayatını tefekkür, tedrisat, öğrenmek, öğretmek ve yazmakla geçiren tarihî şahsiyetleri tanımaya ve onların hayat hikâyelerinden payımıza anlamlı dersler çıkartmaya ne dersiniz? İşte size bu yazımda geçmişten bugüne kadar ismini unutturmayan İslâm mütefekkir ve şairlerinden olan İmam Muhammed İbn Said el-Bûsîrî’yle tanıştırmak isterim.
Kısa Özgeçmişi
1212 yılında Yukarı Mısır’daki Behnesâ şehrine bağlı Behsim’de doğan Bûsîrî, çocukluk yıllarını ailesiyle birlikte yerleştiği Delâs’ta geçirdi. Daha sonra Kahire’ye giderek, burada İslâmî ilimlerin yanı sıra dil ve edebiyat tahsil etti. Yahudi ve Hıristiyanlara karşı yazdığı reddiyelerden onun Tevrat ve İncilleri incelediği anlaşılmaktadır.
Kendisine hisbe teşkilatında memurluk görevi verilmek istendiyse de, “Ben çarşı pazar işlerinden anlamam” diyerek, kabul etmedi. Ancak, Biblis’te kendisine maliye işlerinde kâtiplik ve muhasiplik görevlerini, bir dönem için kabul etti. Bilahare Kahire’ye dönmüş ve “ref-küttâb” denen Kuran dershanesinde eğitim ve öğretim faaliyetinde bulunmuştur. Sehâ kentinde kâtip olarak çalışırken, mesai arkadaşları olan Hıristiyan memurların yaptıkları yolsuzluklardan fazlasıyla rahatsızlık duyarak, bunları şiirlerinde dile getirmiştir.
Kısa boylu olan ve zayıf bir bünyeye sahip bulunan Bûsîrî’nin hayatı sıkıntılar içinde geçmiştir. Gerek çocuklarının çok ve hanımının hırçın oluşu, gerekse mesai arkadaşlarının yolsuzlukları, onun için daima huzursuzluk kaynağı olmuştur. Hak söz konusu olunca son derece titizlik gösteren şair, bu anlayışından ötürü uzun süre aynı işte kalamamıştır. Bir dönem felçli bir hayat yaşamaya mahkûm kalmıştır. Ancak Peygamberimizi (sav) öven bir kaside sayesinde sakatlığından kurtulabilmiştir ve uzunca bir ömür sürdürebilmiştir. 80 küsur yaşlarında İskenderiye’de 1294 ile 1297 yılları arasında vefat etmiştir.
Peygamber Sevgisini Şiirleriyle İfade Eden Edip
Büyük bir şair ve edip olan Busîrî, bir gün evine giderken, yaşlı bir zat önüne çıkar ve “Ey Bûsîrî! Bu gece Resulullah’ı (sav) rüyanda gördün mü?” diye bir sual yöneltir. Görmediğini ifade ettikten sonra ihtiyar, başka bir şey demeden uzaklaşır. Bûsîrî’nin gönlünde ise, o andan itibaren müthiş bir şekilde Peygamber aşkı ve muhabbeti yerleşir. İşte o gece rüyasında Resul-i Ekrem’i (sav) görür. Uyanınca, içinin neşe ve huzurla dolup taştığını fark eder. Bunun üzerine Resulullah’ı (sav) metheden birçok kaside yazar. İmam Bûsîrî’nin İslâmî edebiyat alanında dünya çapında en meşhur eseri ise, Kaside-i Bürde diye bilinen 160 beyitlik kasidesidir.
Felçli Bir Hayat ve Bir Kaside Sayesinde Kurtuluş
Kendisinden 66 yıl sonra vefat eden biyografi yazarı İbni Şakir el-Kutubi, bir eserinde ilk defa bu felç olayına yer verir. Coşkun ve samimî bir Peygamber aşığı olan İmam Bûsîrî, hayatının sonlarına doğru felçli olduğu bir sırada mezkûr kasideyi yazar. Gerçi o dönemde Mısır’daki sosyal ve ahlâkî hayatı konu alan birçok şiiri vardır, ancak “el-kevâkibü’d-dürriye fî medhi hayri’l-berriye” adını verdiği hâlde, daha sonraları Kaside-i Bürde (Hırka Kasidesi) olarak ün yapan eserinin yeri çok ayrıdır. İmam Bûsîrî’nin Kaside-i Bürde ile tanınması, kendisine bir şifa kaynağı olacak bir sadık rüyaya dayanmaktadır.
Şöyle ki İmam Bûsîrî, felç geçirdikten sonra vücudunun yarısı sakat kalır. Artık yürümekten bile acizdir. Büyük bir ihtimalle yatalak duruma bile düşer. Nihayet, Peygambere (sav) olan sevgisini dile getirdiği 160 beyitlik muhteşem kasidesini yazarak, bunun hürmetine Yüce Allah’tan şifa diler.
Kaside-i Bürde adıyla meşhur bu şiiri bitirdiği gece, Hz. Peygamberi (sav) yine rüyasında görür. Allah’ın Resulü (sav) kendisinden, kendisi için yazdığı kasideyi okumasını ister. İmam Bûsîrî, “Ya Resulullah; Ben sizin için çok kaside yazdım, hangisini emredersiniz?” der. Hz. Peygamber (sav), kasidenin matla (ilk) beytini okuyarak, bu kasideyi okumasını işaret buyurur. İmam Bûsîrî, kasidesini okurken, Hz. Peygamber (sav), kasideyi baştan sona dinlemek lütfunda bulunur. Ardından, mübarek hırkasını çıkarıp, İmam Bûsîrî’nin üzerine örter. Vücudunun felçli kısmını da eliyle sıvazlar. İmam Bûsîrî, heyecanla uykudan uyanır. Gördüğü rüyanın etkisiyle toparlanmaya çalışırken, felçten hiçbir eser kalmadığını fark edince, sevincinden ağlayarak, hıçkırıklara boğulur..
Kaside-i Bürde’nin Önemi
Hassan ibn Sâbit ve Ka’b ibn Züheyr‘den itibaren İslâm dünyasında yetişen sairler, dehâ ve sanatlarının en olgun eserlerini Hz. Peygamber (sav) için yazmış oldukları naat ve kasidelerde ortaya koymuşlardır. Fakat bunlardan bazısının eseri sanat değerinden çok, kazandığı şöhret bakımından diğerlerinden daha şanslı sayılabilir. Bunların başında şüphesiz rüyada Hz. Peygamber (sav) tarafından üzerine örtülen hırka sebebiyle Kaside-i Bürde gelir.
Asırlarca İslâm coğrafyasının her bölgesinde büyük ilgi gören bu kaside, dinî sohbetlerde, mübarek gün ve gecelerde, sünnet, düğün, bayram ve cenaze merasimlerinde okunur hâle gelir. İmam Bûsîrî, henüz hayatta iken birçok İslâm âlimi tarafından bu kaside şerh edilir. Örneğin Merrakûşi, kasidenin beyitlerini anlamları ve etkileri bakımından tek tek tahlil etmiştir.
Haftalık evrat olarak da okunan kaside, 140. beytinden itibaren felçlilere/hastalara Allah’tan şifa gelir ümidiyle yedi gün süreyle okumak âdet hâline gelmiştir. Ancak kasideden feyz alabilmek için, tevhit inancı doğrultusunda ve Peygamber aşkı ile anlamlarını da düşünerek, halis niyetlerle okumak lazımdır. Dünyada en meşhur ve en çok okunan kasideler arasında yer alan bu eser, belli başlı bütün kültür dillerine tercüme edildiği gibi, Afrika, Güneydoğu Asya ve Balkanlardaki mahallî dillere de çevrilmiştir. Tespit edilebildiği kadar kasideye yapılan şerhlerin sayısı 110, tahmisler 58, tesdisler 16 civarında olup, üzerine sayısız nazireler yazılmıştır. Size bu kasideden tadımlık olarak bir parça sunayım…kasidenin tamamını bulup bir odada sakin bir halde oturup okuyan herkes, kendine yönelik birçok özel öğüt bulabilir…ve okuduktan sonra bir düşünün, İmam Bûsîrî’den ne öğrendik?
Üstüme borç olan namazı kıldım, orucu tuttum; ama o kadar,
Ölüm, evet ölüm göz önündeyken bir parçacık arttırmadım onları.
Kendime zulmettim, ihmal ettim geceleri ihya sünnetini,
Can verdi gecelere namazla O (sav), öyle ki, şişerdi ayakları.
Rabbim! Bu kuluna yardım et, bu dünya ve öte dünyada,
Korkulu olaylar ve durumlarda yok bir parçacık olsun dayanıklığı.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…