Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hatıra Taşkın, “Ölümsüzlük Mantarı” olarak bilinen Reisha Mantarının insan sağlığı üzerindeki olumlu etkileri ile birçok bilimsel çalışma yapıldığını söyledi. Doç. Dr. Hatıra Taşkın, çalışmaların büyük çoğunun bu mantarın tıbbî değerini ve bazı hastalıkların tedavisinde kullanılabileceğini ortaya çıkardığını hatırlatarak, şunları ifade etti:
Reisha Mantarı, “Protein, selüloz, kül, azot, fosfor, potasyum, kalsiyum, magnezyum, germanyum ve selenyum içerir. Bunu mantar son yıllarda özellikle kanser hastalarının dikkatini çekiyor. Germanyum elementinin bu mantardaki molekül şeklinin, insan vücudunun kendini yenilemesi için en fazla ihtiyaç duyulan şekil olduğu biliniyor. İçeriğinde yer alan ganoderik asit, vücuttaki kan basıncını, kan şekerini, yağı düzenliyor. Ayrıca kolesterol seviyesini düşürüyor ve kanın pıhtılaşmasını önlüyor. Fenol içermesi de kansere karşı koruyucu özelliğini pekiştiriyor.”
Mantarlar, insanlar için tabiî besin kaynağı olduğu kadar alternatif tıp yöntemlerinde de ilaç olarak kullanılmaktadır. Mezkûr haberi okuyunca, gayri ihtiyari olarak Kuran’da tıp ve bitkiler ile ilgili âyetlerin yanında aynı konular çerçevesinde Peygamberimiz (sav) tarafından beyan buyurulan hadis-i şerifler ve bu doğrultuda bu iki kaynaktan oluşan Tıbb-ı Nebevî kitapları aklıma geldi. Hatıramada Peygamberimizin (sav) mikoloji (mantar bilimi) ile ilgilenenlere çok enteresan gelebilecek bir hadis-i şerif geldi:
Bir ümmi olan Peygamberimiz (sav), kimsenin bilmediği böyle özel bir bilgiyi kendiliğinden bilmesi, mümkün değildir. Dolayısıyla bu ilginç tespit, vahye dayanan bir hadis-i şeriler cümlesindendir. Nitekim bu hadisin açıklamasında Tabip Dr. Mahmud Nesimî de buradan yola çıkarak, şunları ifade eder:
“İslâm’dan önce Araplar, mantar suyundan göz hastalığa için faydalı olduğunu bilmiyordu. Böyle bir tedavi şekli, Yunan tıbbında da mevcut değildi. Hülasa, hiçbir kimsenin mantar suyunun göz hastalığı için bir şifa ve deva olduğunu bilmiyordu…”
Şimdi biz bir mikolog (mantar uzmanı) değiliz. 250 bin üzerinde mantar çeşitlerinin âlemini, mahiyetini, genetik, biyokimyasal, taksonomi özelliklerini ve kullanım alanlarını bilemeyiz. Gerçi Türkiye’de bir üniversitemizde dahî bir mikoloji kürsüsü ve sertifikalı bir Müslüman mikolog yok. Acizane şunu ifade edebilirim: Bugün mantarın bazı türlerinden penisilin vs. gibi antibiyotikler üretilmektedir. Ve penisilinin de günümüzde bazı göz hastalıkları için kullanılmaktadır.
Şahsen ben mantarlar üzerinde araştırma yapan bir uzman olsaydım, bu hadis-i şerifin peşini bırakmazdım. Çünkü daha 18. asra kadar hem tür sayısı bakımından, hem de besin değerleri açısından önemli bir yere sahip olan mantarların canlılar âlemi içerisinde hayvanlar kategorisinde mi yoksa bitkiler kategorisinde mi olduğu kesin olarak bilinmiyordu. Ama görüldüğü üzere mantarlar, bitki âleminin bir parçası olarak ALLAH’ın kudreti ile kendiliğinden meydana gelebilmektedir.
Daha da önemlisi bu hadis-i şeriften (belirli) yaş mantarlarının suyunun göz iltihaplanması gibi (bazı) göz hastalıklarına iyi gelmesini de öğrenebilmekteyiz. Nitekim kaynaklar, Peygamberimizin (sav) hemen bütün hadis-i şeriflerini ezbere bilen, yanından hiç ayrılmamış olan sahabi Hz. Ebu Hureyre’nin bu hadis-i şeriften ilham alarak, birkaç mantar aldığını, bunların suyunu sıktığını, çıkan suyu bir şişeye koyduğunu, bu suyu gözü ağrıyan cariyesinin gözüne sürme gibi çektiğini ve Allah’ın izni ile hemen iyileşiverdiğini nakleder (Tırmızî; tıp H. 2069).
En önemli mantarlardan bir tanesi de Reiha Mantarı olarak bilinen Ganoderma Lucidum’dur. Bu mantar, bugün karaciğer hastalıkları, nefritler, artrit, astım, gastrik ülser, arteriyosiklerosis, lökopeniya, diyabet ve anoreksiya gibi hastalıkların tedavisinde ve geleneksel tıpta örneğin Japonya ve Çin’de çok kullanılmaktadır. Günümüzde bazı kanser türleri, karaciğer yetmezliği, herpetik enfeksiyonlar gibi çok rahatsızlığa iyi geldiği ortaya çıkmıştır. Bu ve başka mantarların Türkiye’de üretimi ve üzerinde insan sağlığı için araştırmaların yapılması elzemdir.
Dünya’daki mantarlar içerisinde yaklaşık 30 türün ticari ve endüstriyel olarak üretimi yapılmaktadır. Türkiye’de 10 binin üzerinden değişik mantar türünün varlığından bahsedilmektedir. Böyle tabiî bir zenginliğe sahip bir vatana sahip olduğumuz halde yerli zenginliklerimizden yeterince istifa edemediğimiz büyük bir ayıp ve kayıptır. Onun için Türkiye’deki üniversiteler, mikoloji bölümleri açmalı ve tıbbi mantar yetiştiriciliğine daha çok önem vermelidir. Yabani Reisha Mantarların çıktığı doğal bölgeler tespit edilmeli, bilinçli mantar toplayıcılar yetiştirilmelidir. Bunun yanında kültür Reisha Mantar yetiştiriciliği de devletçe teşvik edilmelidir. Türkiye’de mevcut mantarlarının aktif bileşenleri ortaya çıkartılmalı ve hangi hastalıklara iyi geldiği tespit edilmelidir. Tıbb-i Nebevî ekseninde gerek koruyucu, gerekse tedavi edici hekimlik alanında genelde mantarların, özelde Reisha Mantarının tıp sektörüne kazandırılmalıdır.
Prof. Dr. Ali SEYYAR
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
MİRATHABER.COM – YOUTUBE
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…