İslâm’ın Işığında At’a Bakışımız III
Rabbimiz tarafından son ve evrensel Peygamber kılınan Sevgili Peygamberimizin dilinde ve uygulamasında at konusunu iyice kavrayabilmemiz için bir giriş yapmak gereğini duyuyoruz.
Bütün Peygamberler gibi Sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed de insanları Allah’ın varlığı ve birliğine; ölümle başlayacak Âhiret Hayatı’na ve iradeli bütün sözlerimiz ve işlerimizden ötürü O’nun huzurunda sorgulanacağımıza îman etmeye çağırdı. Allah’ın emirleri ve yasaklarına göre yaşanması gereğini açıkladı. Cennet’le müjdeledi, Cehennem azabı ile uyardı.İnsanlara arsında eşitliği ve sosyal adaleti sağlayıcı bu ilâhi çağrı ve açıklamalara karşı çıkan Mekke kent yönetimi ve etkili güçleri Peygamberimizi ve ona inananları önce alaya alıp tehdit etiler ve onu öldürmek istediler.
Onun ve bağlılarının Medine’ ye Hicretinden sonra da müttefikleri ile birlikte kitlesel saldırıya geçtiler. Ard arda Bedir, Uhud ve Hendek savaşları verildi.[1] Diğer tarafından Bizans ve Pers imparatorluklarına bağlı Şam ve Yemen yönetimleri de tehdit oluşturmaya başladılar.
Müslümanlar dönemin etkili silahlarına ve silahlar kadar önemli olan atlara derinden ihtiyaç duyar haline geldiler. Binek/Ulaşım ve ekonomi için gerekli atlar daha bir gereklilik halini aldı. Mekke ve Medine çevresinde yer yer at yetiştiriciliği vardı ama yetersizdi.İşte böylesi şartlarda Peygamberimiz at yetiştiriciliğine ve atın silah gibi kullanımı için gerekli olan biniciliğe ve atıcılığa ve bunlar için lüzumlu olan eğitime ağırlık verdi. Aşağıda yedi madde halinde örnekleri sunulacak genel ve özel nitelikli yönlendirmelerde bulundu.
Atların boyunları ve yelerini okşayan, okşanmasını emreden ve “Hakkınızda hayırlı olmaları için duâ ediniz,” buyuran[2] Sevgili Peygamberimiz atlara ilişkin pek çok açıklamalarda bulunmuştur. Onlardan, yetiştirilmelerine ilişkin bazılarını sunalım. –Allah şanını ve bağlılarını artırsın- o şöyle buyurur:
“Sevap ve de dünyalık edinme olarak hayır Kıyamet Günü’ne kadar atların alınlarına düğümlenmiştir/onlarla kazanılacaktır. At besleyen kişi yardım edilmeye layıktır.”[3]
(Peygamberimizin “Kıyamet Günü’ne kadar” şeklindeki mûcizevî ifadesiyle insanla birlikte atların da var olacağına, hayır aracı olarak ilgi göreceklerine ve onlara ihtiyacın devam edeceğine işaret etmektedir.)
“Allah’a îman ederek ve onun mükâfatlandıracağına inanarak Allah yolunda cihad etmek amacıyla at besleyen kişiye; beslediği atın yediği içtiği, idrarı ve tersi Kıyamet Günü’nde sevaplar olarak dönecektir. “ [4]
Atları cinslerine göre ayıran ve iyi cinslerine vurgu yapan Peygamberimiz ilgili diğer hadislerinde de şöyle buyurur:
“…Allah yolunda beslenmek amacıyla alınan at için verilen para sevaptır; onun binilmesi , ödünç olarak alınıp verilmesi ve yemi de sevaptır…” [5]
“ Bereket atların alınlarındadır. “[6]
Sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed kullanım amaçlarına göre de atları şöylece sınıflandırmıştır:
“ Kullanım amaçları bakımında atlar, Allah’ın, Şeytan’ın ve İnsan’ın olmak üzere üç kısımdır. İslâm’ın meşrû kıldığı savaş amaçları doğrultusunda yetiştirilen at Allah’ındır; onun yedikleri de çıkardıkları da sahibine sevap kazandırır. Üremesi için beslenen at da İnsan’ındır, onun için dünyalık kazanç vesilesidir. Yalnızca kumara aracı kınlan at ise Şeytan’ındır.”[7]
(Kumara ilişkin bölümüne aşağıda değinilecek olan bu hadîsin, at yetiştiriciliğinin ekonomik bir gelir kaynak olduğuna işaret eden yönüne dikkatlerimizi çekmek isteriz.)
“Peygamberimizin Dilinde At Yetiştirme ve Besleme” konusunu bitirirken önemli bir bir noktaya işaret etmek isteriz:
Dönemin koşulları içinde at yetiştirme ve besleme ve savaşa hazırlama son derece ağır bir görevdi. Peygamberimiz bunun içindir ki yukarıda örnekleri sunulan ısrarlı teşviklerde bulunuyordu. Ne var ki sözlü yönlendirmelerle de yetinmiyordu. Yapılan savunma savaşlarında ganimet alındığında bir pay mücâhitlerin kendisine ayırırken iki pay da atları için ayırıyordu.[8]
Ali Rıza DEMİRCAN
[1] Bu savaşlardan Bedir’de Kureyş ordusundaki 100 ata karşılık İslâm ordusunda 2 at vardı. Uhud da ise 200 atlıya karşılık sahip olunan atlar yine ikiydi. Müslümanlar daha sonra savaş için gerekli olan at ihtiyacını çevreden satı alma ve düşmandan ganimet alma yoluyla karşılamışlardır. (Elnure Azizova, Hz.Peygamber Döneminde Çalışma Hayatı ve Meslekler,İsam yay.İst.2011, s.81-82)
[2] Feyzül- Kadîr Hn. 4159,3/512
[3] Buhari, Cihad, 43; Feyzül-Kadîr Hn. 4159.,3/512
[4] Buhari, Cihad, 45
[5] Müsned, 4/69
[6] Nesai, Hayl, 6
[7] Feyzül-Kadîr Hn. 4161.,3/512
[8] Buharî. Cihad 51; M.Hamidullah İslâm Peygamberi Madde 1709,S.8369
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi