PEYGAMBERİMİZİN HAC KURBANI UYGULAMASI VE TALİMATLARI(3)
İslâmî Haccı bize Veda Haclarıyla örneklendiren Sevgili Peygamberimizdir. O, kıyamet Gününe kadar Hac yapacak olanların çok büyük bölümünü oluşturacak Mîkat dışından geleceklere de örnek olma konumundaydı.
Rabbinden aldığı bilgiyle ı bilinçli bir tercih olarak Hz. Peygamber Medine içini değil de Medine dışındaki Zülhuleyfe’yi Mîkat olarak belirledi ve bize de Mîkat dışından gelenlere olarak örnek oldu.
Bunun anlamı genelde Hac menasiki özelde Mîkat mekânı yönünden Medine içi ile Türkiye, Çin, Amerika vs. arasında bir fark olmadığıdır. İslam’ın evrenselliği burada da görülmektedir.
Evet, İslam evrenseldir. Çünkü Kuran diliyle yer yüzü Allah’ındır (Araf 128 ) bütün bölgeler / ülkeler Onundur. Bütün insanlar da O’nun kullarıdır. Bütün yeryüzü O’na ibadetgâh olarak Mescid’dir: secde alanıdır.
Elbette Allah’ın insanlık için seçtiği ilâhi düzen olarak İslam da, ilkeleri de cihanşümul olacaktı. Burada sözü Hz. Peygambere bırakalım:
“ Ülkeler Allah’ın ülkeleridir. İnsanlar da Allah’ın kullarıdır. Nerede bir faydalı iş yapma imkanı bulursan yapıver. ”2
Sevgili Peygamberimiz kendileri için bir deveyi kıladele ve iş’ar işlemi ile Kıran’a niyet ederek ihramlanırken 3 Zülhuleyfe’de insanlara da şöyle buyurdu:
“ Hac ve umre için ( birlikte ) ihrama girecekler girsin. Yalnızca hacc için ihramlanacaklar ihramlansın. Umre için ihrama girecekler Umre için ihremlansın‘ 4
Hz. Peygamberin kurbanlık hayvanları olanların Umre ve Hacca birlikte niyet etmelerini öğütlediği / emrettiği de rivayet olunmaktadır. 5 Aynı öğüdü ailesi fertlerine verdiği de mervidir. Salât ve selam üzerine olsun O, Mekke’ye yakın olan Şerif mıntıkasına gelindiğinde şöyle buyurdu: ” Beraberinde kurbanlık hayvan getirmemiş olanlar isterlerse hac için yaptıkları niyetlerini umreye dönüştürsünler. Fakat beraberinde kurbanlık getirmiş olanlar hac için yaptıkları niyetlerini sürdürsünler.”
Yanlarında kurbanlık (hedy) olmayanların bir kısmı hacca niyetlerini umreye dönüştürürken diğer kısmı durumunu korudu. 6
Hz. Peygamberimiz Zilhiccenin 4.Pazar günü Umresinin tavafı ve Sa’yini yaptığında ise şu kesin talimatı verdi:
” Uygulayıp örnek olmakla yükümlü olduğum Hac ve Umre ile ilgili olarak bana sonradan vahiy yoluyla öğretenler önceden öğretilmiş olsaydı Mikat’tan kurbanlık göndermezdim, yalnızca umre için ihramlanırdım. Artık yanında kurbanlığı olmayan kişi Hacca niyetini Umreye dönüştürsün ve ihramdan çıksın.” *
Eşleri ve kızı Hz. Fatıma Kırana niyet etmişlerdi. Ama beraberlerinde kurbanlık sevk etmedikleri için ihramdan çıktılar. 7
Peygamberimiz ihramdan çıkanların daha sonra Hacca niyet edeceklerini böylece önce Umre sonra Hac yapmış olacakları için mutemetti olarak kurban keseceklerini, bulamayanların Kurân emri doğrultusunda Hac mevsiminde üç, evlerine döndüklerinde yedi gün, toplam on gün oruç tutacaklarını bildirdi. (Buharı Hac 104)
Hz. Peygamberin zahirde çelişen fakat nedenini açıkladığı emrinden sonra emrinin gereğini yerine getirmede kendisini öfkelendirecek şekilde ağırdan alanlar olduysa da beraberlerinde kurbanlık getirmemiş olup da Kıran veya İfrad’a niyet etmiş olanlar niyetlerini umreye dönüştürüp ihramdan çıktılar. 8
Hz. Peygamber beraberinde kurbanlığı olmayanlara hep önce umre yapmayı sonra da Yevmi Terviye’de hacca niyet etmelerini emir buyurdu. Yemen’e görevli gönderdiği Ebu Musa Hz. Peygamber Mekke’de Batha (Zituva, Muhassab) da iken dönüp huzuruna girdiğinde beraberinde kurbanlık hayvanı olmadığını öğrenince O’na da önce umre yapmasını emretti. 9
Bir diğer anlatımla Hz. Peygamber büyük kitleye de özel görüştüklerine de aynı talimatı yani beraberlerinde kurbanlık hayvanları olmayanların umre yapıp, ihramdan çıkmaları talimatını verdi.
Bütün bu sahih aktarımlardan sonra özetlenebilecek gerçek şudur:
Hac için kurban kestiği kesinlikle ve ittifakla kabul edilmekte ise de sevgili Peygamberimizin Veda haclarında İfrad mı. Temettü mü, Kıran mı yaptığı İslam bilginleri arasında tartışmalıdır. Kıran yaptığı görüşü ağır basmaktadır. Ancak o, kurbanlıklarını Medine’den göndermesi sebebiyle Kıran yaptığını, kendisi gibi kurbanlık göndermeyenlerin niyetlerini hacdan umreye dönüştürerek ihramdan çıkmalarını emretmiştir.
Bizler gibi kurbanlıklarını Mikat’tan önce hazırlayıp gönderemeyeceklerin Temettü haccı yapmalarını emir buyurmuştur. Öğüt değil emir buyurmuştur. Çünkü Sevgili Peygamberimizin sonradan öğretildiklerim bana önceden bildirilmiş olsaydı kurbanlık göndermez, ben de önce umre yapıp ihramdan çıkar, sonra hac yapardım yani Temettü Haccı yapardım buyurması ve bu buyruğunu Arefe’den beş gün önce geldiği Mekke’de açıklaması Hacc-ı Temettü emrettiğini göstermektedir. Aşağıda gerekli açıklamalar yapılacaktır.
Bu sebeple kesilmesi vacib bir görev olarak kabul gören hedy, yani öncesinde umre yapılan ve umreden sonra bir süre ihramsız kalınıp ihram yasaklarından arınılmış olarak temettü yapıldıktan ( faydalanıldıktan ) sonra ihramlanılarak yapılan hac görevi olarak kesilecek hedy üzerinde duracağız. *
Hedyin vacib olduğu kabulünden hareketle değerlendirmeler yapacağız.
* Temettü hedyinin kesimi için gereken şartlar beş madde halinde özetlenmektedir.
VARSA ŞARTI NEDİR?
Cevabı Kurandan alalım. Bakara suresinin 196. ayetinde Hacda, hac öncesinde yaptığı Umreden çıkarak temettü yapan bir diğer anlatımla umre ile hac ihramlıhğı arasında ihramsız bir dönem yaşayarak ihram yasaklarından beri günler geçiren kişinin Hedy olarak bir hayvan kesmesi emrolunur / öğütlenir . Sonra da … Eğer kişi bulamazsa… şeklinde neyin bulunamayacağı beyan edilmeksizin Hedy yerine üç günü hac mevsiminde, yedi günü hac dönüşünde olmak üzere on gün oruç tutulması gereği açıklanır. Bu açıklamadan Hedy’in alternatifinin on gün oruç olduğunu anlıyoruz.
Biz burada ki ” … Eğer kişi bulamazsa…” kaydını , mucizevî ilahi bir not olarak önemsiyor neyin bulunamayacağı belirtilmeksizin oruç alternatifinin sunulmasını Rabbimizin bize rahmet olsun diye açık bıraktığı çözüm kapısı olarak değerlendiriyoruz. Bu kapıdan girersek ayeti şöyle anlayabiliriz.
Eğer kişi;
(Cumhura göre en faziletli olan hedy kişinin kendi beldesinden getirdiği hedydir. Buna göre Mekke’ye dışarıdan getirilecek hayvanların İslâm ülkelerinden temin edilemeyecek olması da “ bulamama “ kapsamında değerlendirilebilir. Kesilecek hayvanlarda durumlarına göre 1, 2 ve 5 yaş sınırlarının getirilmiş olması hayvancılığı koruma amacına yönelik olduğuna göre Hedy’de hayvancılığımızı koruma ve geliştirme amacı güdülebilir. Burada Temettü haccı yapanın kolaya gelen bir hedy kesmesi gereği açıklandıktan sonra ” … eğer kişi bulamazsa ” denilerek on gün oruç öneriliyor. Mücadele suresinde eşine zihar yapan kişinin zihardan dönüş yapması durumunda ilişkiye girmeden bir esir salıvermesi emredildikten sonra dördüncü ayette “ … eğer buna güç yetinemezse .. “ denilerek altmış fakiri doyurması isteniyor. Bulamamak ile güç yetirememek arasında fark vardır. Güç yetirememek ifadesiyle yalnızca esir azad edememek anlaşılır. Ancak bulamamak ifadesiyle hedyi de , onun parasını da ve açıkladığımız diğer şartları da çağrışım yapıyoruz.)
Evet, bütün bunları ve bunlardan özellikle de yeme / yedirme / yararlandırma imkanını bulamazsa kişi hedy kesme yerine sunulan 10 günlük oruç tutulabilir.
Burada üzerinde durulabilecek iki konu da şudur:
A-Hedy hayvanını bulamayan ama alacak parası olan kişi on gün oruç yerine altı fakiri doyuracak türden sadaka fidyesi verebilir mi / vermeli midir? Sadaka fidyesi fakirler için daha yararlı olmaz mı?
B-Hedyi bulamayıp parasını bulan ama oruç tutamama konumunda olan kişi hedyin parasını sadaka olarak verebilir mi / vermeli midir ?
(Yazımız devam edecektir)
ALİ RIZA DEMİRCAN
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ
DİP NOTLAR:
1-. Müsned 1 / 24
2-.El – Camius – Sağır Be harfi ( 1 / 128 )
3-( Ebu Davud Menasik 15, Bulıari Hac 106 )
Enes b. Malik ben Resulullah’ı Umre ve Hac için telbiye çekerken bizzat işittim der. ( Müslim hn. 1232 )
4 Müslim Hac 114. ( Hn. 1211 )
5-Müslim Hac 1211; Müsned 1/298
6- Müslim Hac 19 ( Hn. 1218 ) Buhari Hac 34 Hn. 1691. 1561 Buharı Hac 34
* Bu hadiste geçen ” Lev Ennî istekbeltü Min Emrî Ma İstedbertü Masuktul – Hedye ” ifadesi içerdiği fiillerin sözlük anlamlarından hareketle şöylece tercüme edilebilir:
” Hac ve umre ile ilgili sonradan bilip kavradığımı önceden bilip kavrasaydım kurbanlık göndermezdim.
Ancak fiillerin sözlük anlamları yeter değildir. Peygamberimizin Veda Haccı sırasında vahiyle uyarıldığını; bu uyarılar doğrultusunda Zülhuleyfe’yi Mîkat edinip ihramlandığını ve ashabına telbiye de seslerini yükseltme emirleri verdiğini biliyoruz. Hiç şüphesiz O, umresini yaptıktan sonra yanlarında kurban getirmeyenlerin hacca niyetlerini umreye dönüştürüp ihramdan çıkmaları emrini de aldığı vahyî uyarılar çizgisinde vermiş olduğu görüşündeyiz. Zira böylesi önceki ilk iki talimatıyla çelişkili ve de Hac aylarında umreyi hacla birleştirme şeklinde cahilî uygulama İle çatışmah bir karar / talimat nebevi de olsa kişisel ictihadla değil vahyi uyarıyla verilebilir. Müslimin Cabir Bin Abdullah’tan rivayeti görüşümüzü doğrulamaktadır.
Cabir b. Abdullah anlatıyor : Hz. Peygamberle birlikte hacca niyet ettik. Mekke’ye varınca ihramdan çıkmamızı ve hocamızı umreye dönüştürmemizi emir buyurdu. Bu emirleri bize pek ağır geldi.Canımız da sıkıldı. Hiç şüphesiz bu emirleri ona gelen bilgiye dayanıyordu. Doğrusu bu bilgi ona semadan gelen bir vahiy miydi ? yoksa insanlardan kaynaklanan bir görüş müydü ? Bunu bilmiyorum. Bize şöyle buyurdu : – Ey insanlar I ihramdan çıkın. Yanımda ki Hedy olmasaydı ben de sizin yaptığınız gibi yapacaktım. ( Müslim Hac 17, Hn. 1211 )
Bu sebeple biz bahse konu ettiğimiz cümleyi şöylece tercüme ediyoruz: ” Uygulayıp örnek olmakla yükümlü olduğum Hac ve Umre ile ilgili olarak bana sonradan vahiy yoluyla öğretilenler önceden öğretilmiş olsaydı Mlkattan kurbanlık göndermezdim… “
7 Buhari Hac 104 (Bu rivayet Kıran için kurbanın ( hedy ) ön şart olmadığına işaret etmektedir.)
8-Müslim hn 1211- Buhari Hac 34 Hn. 1564
9 ( Müslim Hac 22 Hn. 1221, Buhari Hn. 1559 )