Haberi aşağıda verilen linkten okuyabilirsiniz.
https://odatv.com/kuran-okunurken-bacak-bacak-ustune-atan-lider-kim-cikti-13071850.html
Oda TV yönetici ve yazar kadrolarından herhangi birinin Kur’ân’ı Kerîm’in vahiy meleği Cibril aracılığıyla söz ve mâna olarak Allah’ın evrensel Elçisi kıldığı Muhammed’e indirilen bir Kitap olduğuna ve O’nun bütün içeriğine iman ettiğine inanmam, inanamam. Çünkü 1,5 yıldır izlediğim Oda TV İslâm’a karşı tarafsız dahi olamamaktadır.
İslâm’a ilişkin objektif gibi görülen yazılarında bile ince bir inkâr ve yerme vardır. Ne var ki Oda TV Müslüman halkımızın Kur’ân’a karşı derin bir saygı içinde olduğunu, Anadolu Müslüman’larının Kur’ân okunurken asla ayak ayaküstüne atar olamayacağını bilir. Bildiği içindir ki “Cumhurbaşkanının Göreve Başlama Töreni” nde Katar Şeyhi’nin Kur’ân okunurken ayak ayak üstüne atar konumda oluşunu ilginç bularak haberleştirmiştir.
Burada Rahmete vesile olması için bir hatıramı dile getirmek istiyorum:
“Bundan 30 yıl kadar önce idi. Başlarında orta yaşlı bir İslâm âliminin bulunduğu bir İslâmi heyet, Balta limanındaki Oba Restoranımıza ziyarete gelmişti. Ricamız üzerine heyetten bir okuyucu Kur’ân okumaya başladı. Heyetin diğer üyeleri ayak ayaküstüne atmakta berdevamdı. Bu sırada bilgi, bilinç ve amel yönünde vasat bir Müslüman olan ağabeyim merhum Süleman bey Kur’ân okunan salona girdi. Ve hemen dizleri üzerine çökerek derin bir huşu ile dinlemeye başladı. Âlimimiz bu saygıyı görünce gözleri dolu dolu olarak gösterilen saygıdan çok çok etkilendiğini dile getirmek ihtiyacını hissetti.”
Yazıdaki maksadımıza gelince… ülkemizde hemen hemen bütün Müslümanlar Kur’ân okunurken saygı gösterirler.
İçeriğini bilmeden Kur’ân’a saygı göstermek olumlu bir haslet ise de böylesi bilinçsiz saygının İslâm adına olumsuz yönlendirmelere uğratılmak gibi sakıncaları da vardır:
-Ülkemizde 100 bini aşan Cami’de 5 vakit okunan ezanlarla Hz. Muhammed’in Allah’ın elçisi ve Müslümanların hayat önderi olduğu ilan edilir. Edilir de O’nun tebliğ ettiği Kur’ânî ilkelerle izinden gidilmesi gereken bir hayat önderi olarak tanıyan -Diyanet ve İlahiyatlar dahil- bir tek ama bir tek resmi kurumumuz var mıdır?
-Kur’ân’a saygı tamam da… Kur’ân’ın insan ve toplum hayatına yönelik yasalarının büyükçe bir kısmının da ülkemizde Anayasal düzlemde yasaklı olduğunu bilen ve ıstırabını duyan var mıdır?
-Kur’ân Allah’a ve âhiret hayatına imanı önerir ve önceler. Peki ülkemize neden materyalizm ve deizm yeşerebiliyor?
-Kur’ân, İndirilen Kur’ân âyetleri ile her bir fiziksel varlık anlamına Yaratılan âyetlerin birlikte okutulmasını emrederken eğitim sistemimizde sosyal bilimlerimiz bile niçin Kur’ânî temellere pek çok uzaktır.
-Kur’ân faize savaş açarken ülkemizde ne için bankacılık düzeni egemendir?
-Terörizmden, kadına ve çocuğa şiddetten yakınırken ne için Kur’ân’ın getirdiği af ve tazminat seçenekli ölüm cezasına kapalıyız?
Tespitlerimize dayalı sorularımızı çoğaltabiliriz. Kur’ân okunurken bilgisizce ve bilinçsizce saygı gösteriyoruz ama bu saygının fertlerimize ve toplumumuza ne faydası var? Hadi cahil bıraktığımız halkı anlayabiliyoruz, Diyanet mensupları ile İlahiyat akademisyenlerinin Kur’ân’a göre kör, sağır ve dilsiz oluşlarına ne diyeceğiz?
İslâm’ın omurgasını oluşturan Kur’ân’a saygımız bilinçsiz ve amaçsız oldukça -dahilî ve haricî düşmanları geçtik- bu ülkede daha nice nice Fetö’lar çıkar, İşidler yeşerir. AB taparlığı boyutlanır. Sağlanacak bilimsel ve ekonomik kalkınmamız da dünya ve ahiret mutluluğumuzu sağlayamaz.
Daha da önemlisi kendi çocuklarının iktidarında imanî ve ahlâkî çürüme devam eder ve geleceğe yönelik ümitlerimiz de söner.
Allah encamımızı hayreyleye..
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi