islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4841
EURO
36,3853
ALTIN
2.954,91
BIST
9.296,39
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

PROF.DR. SABAHATTİN ZAİM HOCAMIZ/ GERÇEK İLİM ADAMI

PROF.DR. SABAHATTİN ZAİM HOCAMIZ/ GERÇEK İLİM ADAMI
30 Ağustos 2023 10:00
A+
A-

İslâm İktisadı denince ilk aklımıza gelen kişi, hocaların hocası Sabahattin Zaim üstadımızdır. Adına bir üniversite kurarak kendisine karşı vefa gösterebildiğimiz Hocamız, benim Süleymaniye Camii imam- hatipliği dönemimde İstanbul Üniversitesi İktisad Fakültesi öğretim üyesiydi. Bir diğer anlatımla kendisiyle komşuyduk. Fakülte üç adımlık mesafede olduğu için hocamız Cuma namazlarını Süleymaniye Camiinde kılar, hutbelerimizi de dinlerdi.

Hocamızın Tevazuu/ Sizi Fakültemize Transfer Edelim Deyişi

Ben hatipliğimin ilk yıllarında bir ara, İslâm İktisadıyla ilgili görülebilecek on kadar hutbeyi art arda sunmuştum. İslâm Nizamı’nın ilk cildinde yayınladığım bu hutbelerimi, bizim ilahiyatçı hocalarımızın gösteremeyeceği bir tevazu ile Sabahattin Hocamız, uluslararası bir ekonomi kongresinde Türkiye’de yapılan İslâm İktisadı ile ilgili yayınlar arasında göstermişti.

Kendisiyle nedense Nevzat Yalçıntaş Hocamızla olduğu kadar sık görüşemezdik.

Bir Cuma günü yine İslâm İktisadı ile ilgili bir hutbe okumuştum. Hocamız ayaküstü sohbetimizde bana yöneldi ve iltifat buyurarak “Sizi fakültemize transfer edelim,” dediler.

Nevzat Yalçıntaş hocamızın “Senin Minberin bizim altı kürsümüze bedeldir,” sözü gibi hocamızın bu iltifatı da benim için güven artırıcı ve geliştirici bir unsur olmuştur.

Sabahattin Hoca Bilgin ve Samimi Dindardı

Hocamız bizim için dindarlığına ve bilgisine güvenilen bir insandı. Bunun içindir ki 12 Eylül ihtilalinin hemen sonrasında Süleymaniye Camiinde başlattığımız ve Cami-Üniversite işbirliğine örnek olmasını amaçladığımız Pazar vaazlarında, hocamızı zekât konusunu anlatmak üzere kürsüye çıkartmıştık.

Bir Cuma günü incelik gösterip Süleymaniye’den sürgün edildiğim Büyük Piyale Camisine gelmişlerdi. O gün yaptığımız özel sohbette ülkemizin doğu illeri siyasetinin yanlışlığı üzerinde durduk. Kendisi doğuda genç bir kaymakam olarak görev yaptığı için bazı gerçekleri iyi biliyordu.

Hocamızı hayırla ve rahmetle anıyorum. Rabbim makamını Cennet kılsın.

ALİ YAKUP CENKCİLER/ ÇİLEKEŞ ALİM  

İlim Adamlarının Önemi

İslami kaynaklara inebilen, bilgili, şuurlu ve amelli ilim adamları, Müslüman toplumların en büyük ve en önemli varlıklarıdır. Çünkü Müslümanlar, dinlerinin kaynaklarını oluşturan Kur’ân ve Sünnet’le genelde onlar aracılığıyla irtibat kurarlar. Nasıl inanacaklarını, nasıl yaşayacaklarını, nasıl ilişkiler kuracaklarını ve nasıl tavır koyacaklarını onlardan öğrenirler. Böylece dünya ve âhiret saadetleri için vasat oluşturmuş olurlar.

İslam âlimlerinin azlığı, çoğaltılmaları için gayret gösterilmeyişi ve de var olanlarından gereğince yararlanılmayışı Müslüman toplumların düzeysizliği veya bir fetret devri geçirdiğini gösterir.

Ali Yakup Cenkçiler Değerlendirilemeyen Hocamızdı

Ali Yakup Cenkçiler Hocamız toplumumuzun İslam âlimlerine en ziyade muhtaç olduğu bir dönemde yaşamış olmasına rağmen maalesef gereğince değerlendirilememiş, nafakasını temin edebilmek için irşadla ilgisiz alanlarda çalışmaya mecbur bırakılmış bir alimimizdir.

Benim hocamızla ilişkim, Haseki Eğitim Merkezi’ndeki hocalığı döneminde yoğunlaşmıştır.

Hocamız bize Tefsir dersine gelir, Nesefi Tefsiri’nden sûreler okuturdu. Osmanlı’ya aşık ilim adamı, tarihi bir şahsiyet olduğu için dersleri verimli geçerdi. Hakkını veremeyeceğim için Onun şahsiyeti, ilmî kudreti ve gayret-i İslâmiyesini yansıtıcı bir değerlendirmeye gir (e)meyeceğim. Üstadımız merhum Ali Ulvi Kurucu, yayınlanan hatıratının birinci cildinde Ali Yakup hocamıza ilişkin doyurucu bilgiler vermektedir.

Ben hocamızla ilgili olarak gönül müzemde koruyabildiğim hatıralarımı dile getireceğim.

Tarihî Bir Şahsiyetti

Hocamız nüktedan bir insandı, ‘azizim’ ifadeleri ile başlayan anlatımları zevkle dinlenirdi.

Osmanlı devletine içten saygılıydı. Onun Türklerin İslam’la aynileşen hayatları sebebiyle Balkanlar’da İslâm’a giren insanlar için Müslüman oldu yerine Türk oldu ifadesinin kullanıldığını açıklaması, benim için hâlâ canlılığını koruyan tespitleri olmuştur.

Beni severdi, zaman zaman da Süleymaniye Camii’ne gelerek cuma hutbelerimi de dinlerdi.

Teşvik edici takdirkâr ifadelerini esirgemezdi, beğenisini çevresindeki insanlara duyurmaktan da haz alırdı. Bu maksatla talebeleri olan arkadaşlarımızla bir arada bulunduğumuzda sık sık şöylece latîfede bulunurlardı:

– Azizim! Biz Ali Rıza ile anlaştık, ben Süleymaniye camiine gidecek hutbesini dinleyeceğim, cami çıkışında ise çevremde oluşturacağım insanlara onun derin bilgili, kudretli bir hatip olduğunu açıklayacağım. Ali Rıza da beni dinledikten sonra “İşte beni tanıdınız, bilmenizi isterim ki benim hocam da Ali Yakup Hocaefendidir” deyip beni tanıtacak.

Hastalığında Ziyaretlerim

Ali Yakup Hocamızı, hastalığında birkaç defa Fatih’teki evinde ziyarete gitmiştim. Bir gidişimde fizik tedavi için 10-15 gün süreyle her gün hastaneye götürülüp getirilmesi gerektiğini öğrendim. Arabamı ve oğlum Ahmet Misbah’ı emrine verebileceğimi beyan ettim, çok mutlu oldular. Fakat bu konuda bana bir emirleri olmadı.

Ziyaretine bir diğer gidişimde benden Kur’ân okumamı istedi. Şuara sûresinin 69-89. ayetlerini okudum. Burayı seçişim “Hastalandığım zaman Alemlerin Rabbi olan Allahım bana şifa verir.” anlamında ki 80. âyeti hatırlatarak maneviyatını yükseltmek isteyişimdi.

Hastalığında bir Bayram ziyaretine gittiğimde, hocamızla sohbet ederken Necmettin Erbakan Hocamız da yardımcılarıyla geldi. Hocamızın bilinci ve neşesi yerindeydi.

Necmettin Hocamızın bazı toplumsal kesimler için toptancı değerlendirme yapmasına itiraz ederek komşum olan biri erkek, diğeri kız, kardeş gençlerden bir örnek verdim:

Komşumuz gençler bize saygılıydı ama ana babadan ve çevreden hidayet ışığı almamışlardı. Mezun oldukları Behçet Kemal Çağlar Lisesinden de almaları mümkün değildi.

Düşünüyorum da, bu gençler babalarının ölümüyle bir uyanışa geçmek isteselerdi ve dinlerini öğrenecekleri kitap arayışına girselerdi, dinlerini öğrenebilecekleri bir kitap bulabilirler miydi? Sanmıyorum. Çünkü Emirgan’dan Cağaloğlu’na kadar kitapçı yoktur. Cağaloğlu’na ulaştıklarını farz etsek bile güvenilir bir kitap alabilmeleri ihtimali zayıftır. Bu sebeple bu gibi insanları, toptancı değerlendirmelerle karşıtlarımız olarak görmemiz yanlış olur.

Bu gibilere sabırla yaklaşıp diyalog kurmamız gerekir.

Ali Yakup ve Erbakan hocalarımız dinlediler. Erbakan Hocanın yardımcıları ise bakışlarıyla rahatsızlıklarını hissettirdiler.

Hocamıza yüce Mevla’mızdan Âli makamlar diliyorum.

MİRATHABER.COM

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.