Emperyalist güçler Osmanlı Devletine Sevr’i imzalattıktan sonra (168 maddesine göre) zorunlu askerlik kaldırılmış, askerlik süreside 12 aya indirilmişti.
Şimdi parası olandan askerlik yükümlülüğü kaldırılıyor. Parası olmayana da 6 aylık askerlik öngörülüyor. Bu durumda silah altında bulunan 6 aylık askerliğini dolduracak olanlar, doldurmuş olanlar terhis edilecek. Bunların sayısının 130 bin civarında olduğu söyleniliyor.
Türkiye’nin beka sorunu olduğu gerçeği bilindiği halde, ve sık sık gündeme getirildiği halde, Türk milletinin göz bebeği ordunun sayısal gücünün zayıflatılması ne anlama geliyor?
Ak denizdeki sıcağı sıcağına gelişmelerin yaşandığı günümüzde, askerliğin zorunluluktan çıkartılır gibi bir hale getirilmesi tehlikeli değil mi?
Sürekli Türkiye bir tehdit altında olduğu için S-400 ler almıyor muydu?
Bu kadar başarılı operasyonu yürüten Türk ordusunun hantallaştığı mı söyleniyor?
Ordunun büyüklüğü, hareket kabiliyetine mi engel?
Mesele profesyonelleşmekse; bu mevcut ordu personeli üzerinden yapılması çok mu zordu?
Eğer ordu bir maliyet yaklaşımı ile küçültülüyorsa, o zaman koruması maliyetli olan topraklarımızı da küçültelim mi?
Niye şehit veriyoruz ki o zaman bu topraklar için?
Bu millet bu topraklarda özgür ve hür biçimde yaşayabilsin diye değil mi?
Her şeyden öte, milletin Türk ordusuna karşı bütünlük ruhu olan askerlik aidiyet duygusu, sürekli bir paralı hale getirilerek köreltilmiş olmuyor mu?
Profesyonel askerliğe geçmek başka bir şeydir, Türk ordusunu küçültmek başka bir şeydir. Türk ordusunun büyüklüğü bu bölgede asla maliyet unsuru olarak görülmemelidir.
Askerlik çağına gelmiş gençlerdeki yığılmaları gerekçe göstererek, bu yığılmayı parası olanlardan para alarak dağıtmak doğru değildir. Bu yığılmayı sağlayan yanlış bir eğitim modeli ve yanlış bir ekonomik model katkı sunuyor. Düzeltmeye buralardan başlamazsanız sorunlar askerliğe kadar uzanır.
Zorunlu tüketim ürünlerinden, zenginlerin lehine olarak, zengin kadar fakirden alınan vergi, askerlik konusunda da zenginlerin lehine olarak; parayı verip, askerlik yükümlülüğünden kurtulmuş olacak. Bu adaletsizliktir. Türkiye’de % 1 gibi bir zümrelerin % 60 dayanan toplumun gelirini elinde tuttuğu gerçeği, onların asla askerlik yapmayacaklarını da göstermektedir. Ayrı bir konu ama önce bu adaletsiz milli gelir bölüşümünü oluşturan düzeni değiştirmelisiniz.
Şimdi ilginç bir şeyin altını da bu vesileyle çizmek isterim; bu % 1’lik kesimin gelir kaynakları da çok büyük oranda faiz ve faizin araçlarındandır.
Düşüne biliyor musunuz? Faizle zulmediyor, faiz kazandıkça da askere gitmiyor…
Osmanlıda bir başkasının yerine askere gidenler olurdu. Bu ”Bedel-i şahsi ” isminde 1846’da bedelini ödeyerek başkasını kendi yerine gönderebiliyordu. Sonra 1865’de bu durum nakit olarak ödenmeye döndürüldü. Tabi bu zaman diliminde Osmanlı akıl almaz biçimde borçlanmaya başladı. Yüksek faizler ödedikçe kaynak kıtlığı ordudaki personelle ilgili olarak ”bedel akçesi” ödenerek askerlikten kurtulmaya kadar gitti.
Osmanlıda askerler artık parası olmayanlardı. 1909’da çıkartılan kanunla askerlik zorunlu hale getirildi.
20 Mart 1920’de İngiltere bakanı Lord Curzon Sevr’e hazırlık olarak Türklere askerliği yasaklayacaklarını söylüyordu.
”Türkler için askerlik mesleği tümüyle kapanmıştır. Kuşkusuz, Türkler askerlik yapmak isterlerse başka bir yere gidebilirler. Fransız lejyonu onları kabul edecektir. Ancak İngiltere buna bile karşıdır. Çünkü Türkler öteki düşmanlarımızdan farklıdır. Başka bir yerde bile askerlik yapmaları iyi değildir. Türkiye’ye dönüp yeni bir askeri dönem başlatabilirler.” (Doğan Avcıoğlu Milli Kurtuluş Tarihi, C.1 1998,s.106)
Hep söylüyoruz; devletinizi iki şeyle kaybedersiniz veya kazanırsınız.
1.Ordusu terhis edilmiş
2.Parası ele geçirilmiş
Bunlar milletin mal ve can güvenliğini sağlayan devletin olmazsa olmazlarıdır. Türk ordusu polis gücüne döndürülerek bunlar korunamaz.
Devletin ne demek olduğunu bilen bir millet olarak, ordudan ve paradan taviz veremeyiz.
Para zaten küresel faizcinin kurduğu faiz düzeni ile onların elinde. Ak Parti hala neyi bekliyor!?
İyice sönmeye başlayınca mı ekonomi, tam yerli bir ekonomi olması için devletimiz paranın sahibi olacak?
Biz paranın millileştirilmesi için mücadele ederken, şimdi temel bir milli unsurumuz olan ordu ile ilgili getirilen yasa önerisinin yanlışlığı ile de mi mücadele edeceğiz?
Çok uyanık olunması gerekiyor. 15 Temmuz darbe girişimi üzerinden; tersine bir mantıkla yine orduya bir operasyon yapılıyor olabilir.
Eğer Servi anlaşmasında 56 maddelik sadece askerlikle ilgili maddeler konuyorsa, Türk’ün askerlikle ilişkisinin kesilmesine yönelik tam bir kararlılığı görmemiz gerekir.
Profesyonel ordu çalışmalarını asla eleştirmiyoruz. Biz bir adım daha ileri gidip, ordunun sayısı azaltılmadan bu profesyonellik gerçekleşsin ve hatta Ak Deniz ordusu kurulsun diyoruz.
Unutulmamalıdır ki polis gücü başkadır asker başkadır. 82 milyon insanı 300-500 bin askerle koruyamazsınız. Ordunun en az 1 milyon askeri olacak. Bunun ekonomik maliyeti ayrı bir ekonomik hareketlilik olarak ekonomiye canlılık getirir. (Taban ekonomisi içerisinde)
Ayrıca aylık gönüllü askeri eğitimlerin verileceği Kuvayı milli ruhunu diri tutacak çalışmalarında yapılması gerekir.
Türk milleti askerlik konusunda dünyada kimseyi örnek almaya ihtiyaç duyacak bir millet değildir. Bu milleti paralı bir askerlik sistemi ile koruyamazsınız. Bu paralı sistem Libya’nın yaptığı gibi, yarın dışardan asker almaya doğru gidebilir.
Yarın kimse askerlik yapmak istemedi diye, ucuz diye Afrika’dan Türk milletini koruması için paralı askerler mi alacağız?
Selam ve dua ile
Yunus EKŞİ
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…