Önce 05 Ağustos 2023’de gündeme düşen haberi sunalım, sonra yorumumuzu yapalım:
Putin’den Rus yetkililere çağrı: “Yerli malı kullanın”
“Rus lider Vladimir Putin: “Tüm devlet yetkilileri yerli ve milli arabalara binmeli. İthal otomobilleri bırakmak lazım.”
Ukrayna Savaşı sebebiyle Batı’nın yaptırım uyguladığı Rusya’nın gündeminde, yerli ve milli otomobiller var.
Yaptırımlar sebebiyle Lada üretimi arttırmışken, Moskviç markası da geri döndü.
Sovyet ekolü araba üretimine geri dönen Rusya’da, Devlet Başkanı Vladimir Putin’den çağrı geldi.
Bilhassa bakanlıkların ve devlet yetkililerinin yerli ve milli otomobillere binmesi gerektiğini vurgulayan Putin, “makam aracı tercihinde yerli arabalara yönelmenin vaktinin geldiğini” dile getirdi.
BİZ NE ZAMAN MARKA BUDALALILIĞINDAN VAZGEÇECEĞİZ
Türkiye’de bütün siyasi partiler ve yöneticileri Kamalişt Sol zihniyetli yasalarla sınırlandırılmıştır. İnanç, bilgi ve bilinç düzeyleri yeterli olmadığı için bu duruma itiraz eden de yoktur.
İslam’ı bir hayat düzeni olarak algılayanlarımız giderek azaldığı için örneğin bütün siyasiler, iş adamları ve sanatçılar da birbirine benzemeye başlamıştır. Özellikle tüketimde.
Örneğin iktidarı, muhalefeti, sendikaları ve iş adamaları ile insanımız lüks tüketim düşkünü olduk.
Milletin vergilerini çarçur ederek, üretildikleri ülkelerin yöneticilerince bile kullanılamayan marka arabalar kullanmak yöneticilerimizin ayıbı olsa gerek.
Rusya yaptırımlara mahkum edilmiş olabilir. Biz de iç ve dış borçların ve hayat pahalılığının ağır yükü altında inlemekteyiz.
Rusya, Putin öncülüğünde yerli üretime dönüş yapmaya çalışırken Ülkemiz, kendisinden başlaması koşuluyla Cumhurbaşkanımızın önderliğinde neden böyle bir girişimde bulunmaz.
Külliye’de itibar dedik ama borç dilenciliği içinde itibar mı kaldı. Her üst yönetimde görülen başta lüks arabalar olmak üzere aşırı tüketim ayıp olmanın ötesinde israf olarak günah değil mi?
Rabbimizin Kur’ânî haberlerine göre yıkımlar/helâkler şimarıklık ve lüks harcamalarla başlamıştır:
“ Biz, sahip oldukları servet ve zenginlikle şımarıp azgınlaşan nice ülkeleri helâk ettik. İşte, bir zamanlar göz kamaştıran görkemli sarayları, köşkleri, lüks villaları ve evleri… Pek az kimse dışında, onlardan sonra bu yerlerde de hiç kimse oturamadı ve sahip oldukları ne varsa, hepsi bir kez daha Bize kaldı! ” (Kasas 28/58)