RABBE YAKLAŞMADIĞINIZ SÜRECE MUTLU OLAMAYACAKSINIZ

E

 

MUTLULUĞA GİDEN YOLDA EN ÖNEMLİ ŞART

KURAN VE SÜNNET İKLİMİNDE BİR HAYAT.

Serdar Ortaç‘ın sözleri pek bir dokundu bizlere… “Rabbe yaklaşmadığınız müddetçe mutlu olamayacaksınız” diyerek, kendi ruh dünyasında bir çığır açmakla kalmamış, bununla beraber insanların da ruh dünyalarında çığır açmasını istercesine konuşmuş…

İsterseniz gelin, Serdar Ortaç beyin söyledikleriyle bütünlük arz etmesi açısından  “Salçalı ekmek” kitabımızdan “Mutluluğun Formülü” bölümünden küçük bir alıntı yapalım…

MUTLULUĞUN FORMÜLÜ

Sır değil aslında anlatacaklarımız. Lakin Kuranı Kerimin hükümlerini ve Peygamberimiz (sav)’in sünnetini, gönüllerinde ki tozlu raflara kaldıranlar ve İslam dininin hükümlerini camiye hapsedenler için, belki de sırdır bu kitabın sayfalarına yazacaklarımız.

Her şey hayalle başlar ya. Şimdi bizler de hayal ederek, beynimizin bir köşesinde mutluluğun fotoğrafını oluşturalım kendimizce. Sizce gerçek mutluluk nedir acaba? Bizim için mutluluk neyse onun resmini şekillendirelim beynimizde. Öyleyse gözlerimizi uzaklara dikip başlayalım hayal etmeye. Gözümüzün görebildiği en uzak noktada arayalım beynimizde çizdiğimiz mutluluğun resmini. Bulabildiniz mi? Hiç zannetmiyorum…

Haydi, hep birlikte hayal etmeye devam edelim. Gözümüzün göremediği, kulaklarımızın duyamadığı mekânları düşünelim, hep birlikte. Mutluluğunuzun fotoğraflarını arayalım o ıssız ve sessiz mekânlarda. Haydi, durmayın hayal edin mutluğun resmini…  Bulamadınız değil mi?

Belki de mutluluğu yakalamak adına, yüreğinizin derinliklerinde sakladığınız sırlarınız var…

Eğer sır ise yüreklerinizde sakladığımız mutluluğun resmi, unutmayın ki “Gizlinin gizlisini bilen Yüce rabbimiz var”[1] Bilir yüce rabbimiz bizi. Emin olun yüreklerimizin derinliklerine kadar bilir ve tanır bizi. Çünkü bizi yaratan yüce rabbimiz, hem de zerrelerimize ve hücrelerimize varana kadar bilir bizi. O halde bizi en mükemmel şekilde yaratan yüce Rabbimiz, mutluluğun formülünü de vermiş kullarına. Vermek ne kelime?  İnsanın genlerine yerleştirmiş mutluluğun frekansını Allah (cc).

Haydi, Allah Allah diye çarpan yüreklerimizle hep birlikte mutluluğa giden bir kapı aralayalım bu satırlarda.

Emin olun mutluluğun sırrı, gönüllerimiz de bilerek veya bilmeyerek sakladığımız tozlu rafların üzerinde. İndirelim tozlu raflardan yüce kitabımız Kuranı Kerimi. Bize her konuda “Rol model” olan peygamberimizin sünnetini de indirelim tozlu raflardan. Unutmayalım ki, yüreklerimizin derinliklerinde, Cenabı Hakkın oraya yerleştirdiği bir kıvılcım var. O kıvılcımın adı “İman’dır”

Manevi manada kalplerimizi sınayalım hemen. Asrımızın dünyevileşme adına yüreklerimize doldurduğu haramlardan kurtulalım bir bir. Atalım dışarıya şeytanın hunharca kalplerimize doldurduğu haramları. Kurtulalım hamalı olduğumuz yüklerimizden. Bir tebessüm edelim tozlu raflarda duran Allah’ın kelamı Kuranı Kerime ve Peygamberimizin sünnetine. Edelim ki, yüreklerimizde ki esaret zincirlerini kıralım. Bir tebessüm edelim ki, dünyevileşmenin girdabında kaybolan hasletlerimize kavuşalım. Tozlu raflarda duran Kurana tebessüm etmemiz, yaklaştıracaktır bizi Yüce Allah’a. Yüreklerimize doldurduğumuz dünyevileşmenin necasetlerini attıkça, aralanacaktır mutluluğun kapısı bizlere.

“Bizi karanlıklardan aydınlığa çıkaracak olan Kuranda”[2] yoksa mutluluğun tarifi, hangi beşer kitabında bulabiliriz ki gerçek huzuru ve mutluluğu? Yesrib’i medeniyetin beşiği yapan “Rahmet peygamberini” unutarak, gönüllerimizde ki yesripleşmenin bizi mutlu edeceğini mi zannediyoruz, hiç düşünmeden?

Gerçek mutluluğun sırrını keşfetmek istiyorsak eğer, zaman tüneline binerek gidelim medeniyet dağıtan peygamberimizin şehrine. Bakalım hak ve hakikat yolcusu sahabe efendilerimizin yüzlerine… Hayal ettiğimiz mutluluğun resmini Peygamberimiz ve sahabe efendilerimizin yüzünde göremeyeceksek, nerede arayalım ki gerçek mutluluğun fotoğrafını?

21. Asırda sır olduysa mutlu yaşamak, sırların sırrına ermektir Kuran ve sünnet ışığında yaşamak. Haydi, hep birlikte mutlu olmaya…

AYET: İman edip salih amellerde bulunan kimseler (var ya), ne mutlu bunlara ki; varılacak yerin en güzel olanı onlarındır. Evet imana erişen, dürüst ve erdemli davranan o kimseler ki, kendileri için bu dünyada huzurlu bir hayat, ahirette de varılacak yerlerin en güzeli ayrılmıştır.

ŞABAN DOĞAN

MİRATHABER.COM

 

[1] Ta ha 20/7

[2] Ta ha 14/1

                                                                                    

 

Recent Posts

  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

4 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

5 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

9 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

10 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

11 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

11 saat ago