Makale

Ramazan Ayının Faziletiyle İlgili Hadislerin Değerlendirilmesi

Ramazan ayının fazileti ile ilgili, “Hadisin zayıfı-şişmanı mı olurmuş?” diyen bazı hurafeci çevrelerce ve kıssacı vâizlerce sıkça kullanılarak halkın dilinde pelesenk haline getirilmiş olan bazı rivayetlere şahit oluyoruz. “Kim bu ayda iyi bir hasletle Allah’a yaklaşırsa, bu ayın dışında farz eda eden kişi gibi olur” veya “Kim bu ayda bir farzı eda ederse, bu ayın dışında yetmiş farzı eda eden kimse gibi olur” ifadeleri, Ramazanı daha verimli ve bereketli yaşamak için motivasyon sağlama niyetiyle her Ramazanda, cami kürsülerinde, köşe yazılarında ve sohbetlerde sıkça dile getirilir. Şimdi de whatsApp gruplarında paylaşılmaktadır.

Fakat Peygamberimize aidiyeti ve İslam’ın genel kurallarına uygunluğu sorgulanmadan ulu orta bu rivayetleri kullanmak Rasûlullah’a (sav) büyük saygısızlıktır. “Zayıf” damgasını yiyerek Peygamberimize aidiyeti yoğun bir şekilde şüpheli olan bir haberi Sahihmiş gibi sunmak, bize vebal getirir. Mütevatir bir hadiste Rasûlullah (sav) bizi şöyle uyarır: Her kim, söylemediğim şeyleri bana isnat ederse cehennemdeki yerine hazırlansın! (Buhârî, İlim, 38).

Bundan dolayı Müslümanlar olarak, Rasûlullah (sav) Efendimizle ilgili konuşurken ve O’ndan bir söz naklederken çok dikkatli ve hassas olmamız gerekmektedir. Şimdi bu konuyla ilgili Selman el-Fârisî’den (r.a) nakledildiği iddia edilen şu hadisin sıhhat derecesi ile ilgili hadis otoritelerinin değerlendirmelerini sizlere arz edeceğiz:

“Rasûlullah (sav) Şaban ayının son günü bize hitap etti ve şöyle buyurdu:

-Ey insanlar! Size büyük bir ay belirmiştir. Bu ay, mübarek bir aydır. İçinde bin aydan daha hayırlı olan bir gecenin bulunduğu bir aydır. Allah Teâlâ o ayda oruç tutmayı farz ve gecesini ibadetle geçirmeyi de nafile bir ibadet kılmıştır. Kim bu ayda iyi bir hasletle Allah’a yaklaşırsa, bu ayın dışında farz eda eden kişi gibi olur. Kim bu ayda bir farzı eda ederse, bu ayın dışında yetmiş farzı eda eden kimse gibi olur. Bu ay, sabır ayıdır. Sabrın sevabı ise, cennettir. Bu ay, hayır ve iyilik ayıdır, Mü’minin rızkının arttığı bir aydır. Kim bu ayda bir oruçluyu iftar ettirirse, bu onun günahlarının affına, cehennem ateşinden kurtuluşuna vesile olur ve oruçlunun sevabında hiçbir azalma olmaksızın aynısı onun için de olur.

Sahabe dedi ki:

-Hepimiz oruçluya iftar ettirecek bir şeyler bulamayabiliriz?

Rasûlullah buyurdu ki:

-Allah Teâlâ bu sevabı, oruçluyu bir hurma ile veya bir yudum su ile ya da bir yudum süt ile iftar ettiren kimse için de verecektir. Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluştur. Kim kölesinin/hizmetçisinin yükünü hafifletirse Allah da onu cehennemden azat eder. Bu ayda dört hasleti çoğaltın. Bunlardan iki tanesiyle Rabbinizi razı edersiniz, iki tanesine de ihtiyacınız vardır.

Rabbinizi razı edeceğiniz iki haslet: Allah’tan başka ilah olmadığına şâhitlik etmeniz ve ondan af dilemenizdir.

Hep muhtaç olduğunuz iki haslete gelince, Allah’tan cenneti istersiniz ve cehennemden O’na sığınırsınız. Kim bu ayda bir oruçluyu doyurursa, Allah da ona benim havzımdan bir yudum içirir ki, artık o, cennete girinceye kadar bir daha susamaz.”

Bu hadisi, İbn-i Huzeyme sahihinde (3/191, hadis no:1887) rivayet etmiş ve şöyle demiştir:

“Eğer haber (hadis) sahih ise, Ramazan ayının faziletleri babı el-Munzirî, et-Terğîb ve’t-Terhîb, adlı eserinde şöyle der: “Bazıları, İbn-i Huzeyme’nin; ‘haber (hadis) sahihtir’, dediğini zannetmişlerdir. Oysa İbn- Huzeyme böyle kesin bir dille söylememiştir.”

Hadisi, el-Mehâmilî, “Emâli’l-Mehâmilî” (s: 293)’de, Beyhakî, “Şuabu’l-Îmân”(7/216)’da ve “Fedâilu’l-Evkât” (s.146), hadis no:37)’de, Ebu’ş-Şeyh İbn-i Hibbân, “es-Sevâb”‘da rivayet etmişler, es-Sââtî, “el-Fethu’r-Rabbânî”, (9/233)’de ona isnat etmiş, Suyûtî de “ed-Durru’l-Mensûr”da zikretmiş ve şöyle demiştir: “Hadisi, el-Ukaylî tahric etmiş ve zayıf olduğunu belirtmiştir.

Hepsi de hadisi Saîd b. Museyyib, o da Selman el-Fârisî yoluyla rivayet etmişlerdir.

Hadisin iki sebepten dolayı senedi zayıftır:

Birincisi: Hadisin senedinde inkita’ (kopukluk) vardır. Çünkü Saîd b. Museyyib, Selman el-Fârisî’den hadisi işitmemiştir

İkincisi: Hadisin senedinde Zeyd b. Ced’ân vardır. İbn-i Sa’d onun hakkında şöyle demiştir: “Zey b. Ced’ân’da zayıflık vardır ve o hüccet sayılamaz.”

İmam Ahmed, Yahya b. Maîn, Nesâî, İbn-i Huzeyme, el-Cevzcânî ve başkaları onun zayıf olduğunu belirtmişlerdir.

Ebu Hâtim er-Râzî hadisin münker olduğuna hükmetmiştir. Aynı şekilde el-Aynî (Umdetu’l-Kârî” (9/20)’de ve Elbânî “Silsiletu’l-Ehâdîsi’d-Daîfe ve’l-Mevduâ” (2/262, hadis no:871)’de hadisin zayıf olduğuna hükmetmiştir.

Böylelikle hadisin senedinin ve bütün rivayetlerinin zayıf olduğu, hadisçilerin de münker olduğuna hükmettikleri açıkça belli olmaktadır. Hadisin içinde, sahih hadislerde belirtilen ifadeler bulunmuş olsa da, metin yönünden de sorunlu ifadeler vardır. İşte sabit olup olmadığı belli olmayan bu ifadeleri içermesi üzerinde düşünülmesi gerekir.

Mesela Ramazan ayının üç kısma ayrılması: İlk on gününün rahmet, sonraki on gününün mağfiret, son on gününün de cehennemden âzâd edilmek gibi. Bunların hiçbir delili yoktur. Aksine Allah Teâlâ’nın lütuf ve ihsanı geniştir. Ramazan’ın hepsi rahmet ve mağfirettir. Ramazan’ın her gecesinde ve iftar sırasında Allah Teâlâ’nın cehennemden azat ettiği nice kulları vardır. Nitekim bu konuda sahihliği sabit hadisler mevcuttur.

Yine bu hadiste geçen: “Kim bu ayda iyi bir hasletle Allah’a yaklaşırsa, bu ayın dışında farzı eda eden kişi gibi olur.

Bu sözün hiçbir delili yoktur. Aksine hem Ramazan’da, hem de Ramazan dışındaki aylarda nafile ibadet, nafile ibadet olarak, farz ibadet de farz ibadet olarak kalır.

Yine: “Kim bu ayda bir farzı eda ederse, bu ayın dışında yetmiş farzı eda eden kimse gibi olur.” Bu sınırlamanın üzerinde düşünülmesi gerekir. Çünkü hasene (sevap), hem Ramazan’da, hem de Ramazan dışındaki aylarda on katından yedi yüz katına kadar karşılık görür. (Bak: Enam:160; Bakara:261) Oruç dışında hiç bir ibadet bundan ayrı tutulamaz. Ancak orucun ecri sınırlanamayacak kadar büyüktür.

Nitekim Ebu Hureyre’den rivayet olunan sahih bir kutsi hadiste şöyle buyurulur: “Âdemoğlunun her ameli kendisinedir, ancak oruç müstesna, o benim içindir ve onun mükâfatını ben vereceğim. Oruç kalkandır. Sizden biriniz oruçlu olduğu bir günde kötü söz söylemesin, kavga etmesin. Ona biri sataşır veya kötü söz söylerse: ‘Ben oruçluyum’ desin.(Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163).

Bu sebeple zayıf hadislerden sakınmak, hadisi zikretmeden önce onun derecesini araştırmak ve Ramazan’ın fazileti hakkındaki sahih hadisleri seçmeye çalışmak gerekir.

Ramazanın faziletiyle ilgili o kadar çok sahih hadis vardır ki, zayıf hadis kullanmaya gerek yoktur. Eğer zayıf hadis kullanıyorsak “Ey Mü’minler! Peygamberimize aidiyeti zayıf olan bir hadiste söyle buyuruluyor” diye, naklettiğimiz hadisin “Zayıf” olduğunu belirterek nakletmemiz gerekir. Bir kısım âlimimiz, “zayıf” hadisi bu şekilde ifade ederek rivayet etmeye onay vermektedir. Ama hakkında çokça sahih hadis bulunan bir konuda zayıf rivayetlere yer vermek de akıllıca bir iş değildir. En doğrusunu Allah bilir.

Musab SEYİTHAN

 

Recent Posts

  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

7 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

7 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

11 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

12 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

13 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

13 saat ago