Ramazana veda ederken

Şaban DOĞAN

“Başı rahmet, ortası mağfiret sonu da cehennemden kurtuluş ayı olan” Ramazan ayına veda ederken, buruk bir hüzün yaşıyoruz. Bu hüzünle birlikte ise, “Bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesine” ve Ramazan bayramına ulaşmanında sevincini yaşıyoruz ki bu melankolik duyguları, samimi Müslümanlar hücrelerine kadar hissediyor.

Hiç şüphesiz Ramazan ayı bizler için temelde üç noktada çok önemliydi:

1-Ramazan ayı Kur’an-ı Kerim ayıydı. “İnsanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkaracak olan” Kur’anı Kerim’in bu mübarek ayda inmeye başlaması, bizler için eşsiz bir nimettir.

2-Kur’an-ı Kerim’in indirilmeye başladığı ve bin aydan daha hayırlı olan “Kadir Gecesinin” bu ayda olması ise, biz Müslümanlar ve tüm insanlık için bulunmaz bir fırsattır. Ne mutlu bu fırsatı iyilik, hayır hasenat ve ibadetler ile değerlendirebilenlere…

3-İnsan için sağlık ve sıhhatin anahtarı, ama en önemlisi de “bizi kötülüklerden alıkoyacak olan” oruç ibadetinin bu ayda farz olması, bizler için nur üstüne nurdur. 

Aslında bu yıl da pandemi sebebiyle buruk bir Ramazan yaşadık. Bu burukluğumuz bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesinde ve Ramazan bayramında da maalesef devam edecek. Farz ibadetlerimizin yanında teravih namazları ve salavatü şerifeler ile süslediğimiz camilerimiz bu güzel süsten mahrum kalırken, biz Müslümanlar da yüreğimizi çoşturan bu manevi havadan maalesef uzak kaldık. İnşallah ömrü olanlar yeni Ramazanlarda bu güzellikleri tekrar yaşayacaktır.

Şunu belirtmek istiyorum ki, Ramazanlara veda etmek tabirini sevmediğim gibi tasvipte etmiyorum. Burada önemli olan, Ramazan ayında kazandığımız güzel hasletleri diğer onbir aya yayarak devam ettirebilmek önemli. Diğer bir deyişle diğer onbir ayı da Ramazanlaştırabilmek, Ramazan gibi yaşayabilmek her Müslümanın ideali olmalıdır. Çünkü başta namaz ibadeti olmak üzere diğer yaptığımız hayır ve hasenatlar için, “Ramazan getirdi, bayram götürdü” anlayışıyla hareket edersek, bu mübarek Kur’an ayından gereği gibi istifade edememiş sayılırız. Ramazan ayından sonra gelecek olan mübarek onbiraylarda da “Sevdiğimiz şeylerden infak etmedikçe” ve ibadetlerimizi gereği gibi  devam ettirmedikçe, Kur’an ve Sünnet ile olan frekansımızı kesintiye uğratmış oluruz ki bu, bir Müslüman için manen ölmek demektir. 

İşte bu Kur’an ve Sünnet frekansını yakalayabilmek için bir yıl beklememiz pek akıllıca bir iş değilidir. Zira birdaha ki Ramazan ayına ulaşabilmek için kimsenin elinde bir senet ve garanti yoktur. O zaman aslolan diğer onbir ayı da Ramazan gibi yaşayabilmektir. 

KADİR GECESİ 

“Kadir gecesi” hakkında, Kur’an-ı Kerim de bulunan “Kadir suresi” ni buraya alalım ki, yüce rabbimiz bu geceye ne kadar değer ve kıymet vermiş görelim:

“Biz onu (Kur’an-ı Kerimi) Kadir Gecesi indirdik. Kadir Gecesi nedir, bilir misin sen? Kadir Gecesi bin aydan hayırlıdır. Meleklerle Ruh o gece Rablerinin izniyle her iş için iner de iner. Tam bir esenliktir o gece, tâ tan yeri ağarıncaya kadar.” (Kadîr sûresi, 1-5)

Evet Yüce Rabbimizin buyurduğu gibi mübarek bir geceye ulaşıyoruz. Ayetin tabiri ile içinde Kadir gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlı bir gece…

 Yani bu gecede yapılan ibdetler, Rabbimizin izni ile kaba bir hesapla 1000/12: 83.3 yıllık ibadete tekabül ediyor.

Yine bu gecede, yüce rabbimizin izniyle bütün meleklerin ve Cebrail’in (as) yeryüzüne inmesi, tan yeri ağarana kadar rabbimizin izni ile selametlik ve huzurun hâkim olması, bu dünyada misafir olan ve ahirete göçecek olan bizler için bu geceyi bir fırsat olarak önümüze seriyor. Önemli olan burada bizim, bu fırsatı ne kadar değerlendirebildiğimiz veya değerlendiremediğimizdir.

Rabbim cümlemize, bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini gereği gibi idrak edip ihya etmeyi nasip eylesin!

Rabbim bu mübarek gün ve gecelerin yüzü suyu hürmetine, corona virüsünden de kurtulmayı bizlere nasip eylesin!

Bütün insanlık selamet ve huzur bulsun İnşallah!

Bütün dostlarımızın kadir gecesini kutluyor, sağlık, esenlik ve iki cihanda mutluluklar diliyorum.

Selam, saygı ve muhabbetlerimle…