Bu Ağustos, Hindistan hükümetinin Keşmir’e yönelik olarak Hindistan anayasasının 370. ve 35 (a) maddelerini kaldırmasından yana geçen tam bir yıl oldu. Keşmir’in yarı özerk statüsünün iptal edilmesi ve tartışmalı bölgenin ilhakından önce 370. madde çok sınırlı da olsa bölgeye özerk eyalet statüsü veriyordu. Kendi anayasasına, bayrağına ve yasaları vardı. Madde 35 (a) yerli Keşmirlilerin toprak, eğitim ve iş haklarını koruyordu. Hareket, Keşmir’e karşı Hindistan’ın bölgede demografik bir değişiklik yapmak istediğine dair yaygın inancı kuvvetlendirdi. Maddelerin kaldırılmasından önce bile, Şeyh Şevket Hüseyin gibi Keşmirli bilim adamları, nüfus sayım verilerinin manipülasyonunu ve Keşmir’in etnik görünümünü değiştirmek için bölge dışından sakinlerin yerleşmesini gözlemliyordu.
Bu yılın Mart ayının sonlarında, Hindistan hükümeti, Keşmir dışından gelen ve belirli kriterleri yerine getiren Hindistan vatandaşlarının ikamet statüsü elde etmelerine izin veren yeni bir ikamet yasası ilan ederek niyetleriyle ilgili tüm şüpheleri ortadan kaldırdı. Ayrıca bölgedeki arazi ve hükümet işleri hakkında da talepte bulunmalarını sağlıyor. Bu gelişmeler, çoğunluk Müslüman nüfusunun azaltılması amacıyla yerleşimci sömürgeciliğinin Keşmir’e gelişini işaret ediyor. Herhangi bir sömürge projesinde olduğu gibi, Yeni Delhi de Keşmir’deki eylemleri haklı çıkarmak için ilerleme, modernlik ve kalkınma hikayeleri üretiyor. Ancak, hükümetin bölgeye yönelik agresif politikalarının kalkınma yoluna ve ekonomisine zarar verdiği giderek daha açık bir şekilde görülmekte. Keşmir’in ekonomik tarihi, ilhaktan önceki on yıllar boyunca diğer Hint eyaletlerine kıyasla nispeten istikrarlı bir ekonomiye sahip olduğunu gösteriyor. 20. yüzyılın ortalarında, Güney Asya’da çok az paralelliği olan bir sosyal dönüşüm geçirdi. Keşmir Ticaret Odası (KCCI) tarafından yürütülen bir ön değerlendirme, Hindistan’ın Keşmir’i özerk statüsünden arındırdığı bir yılda Keşmir ekonomisinin 5,32 milyar dolara zarara uğradığı, 100.000’den fazla insanın işsiz kaldığını ortaya koymakta. Anayasal makalelerin kaldırılmasından bir yıl sonra, Keşmiriler sadece 2G internete erişebiliyor ve internet ve cep telefonu hatları kesik kesik veriliyor. Bu sadece ekonomik faaliyeti engelleyip Keşmirlilerin birbirleriyle bağlantı kurmasını zorlaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda COVID-19 salgını hakkında hayati bilgilerin yayılmasını ve yerel makamların enfekte kişilerin temaslarını izleme becerisini de ciddi şekilde azaltıyor. Son dönemlerde ciddi sağlık orunları olan sahip insanlar dahil, halkın muhalif kesimi aşırı nüfuslu hapishanelere hapsedildi. Ayrıca Keşmir’e şiddette büyük bir artış görüyor. Bölgenin haberlerde yer almaması, görünüşe göre Hint medyası ve yetkilileri tarafından normallik olarak adlandırılıyor. Şu anda Keşmir’de yarım milyondan fazla Hintli asker bulunuyor. Keşmir giderek daha çok Filistin’e benziyor.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…