Geçtiğimiz günlerde 8 Mart kadınlar günü tüm dünyada kutlandı. Biz de Ekşioğlu Vakfı’nın düzenlediği 8 Mart Kadınlar gününe katıldık. Yüksek katılımın olduğu toplantıda; aynı gün Kızılay’la Ekşioğlu vakfının düzenlediği kan bağışı da sosyal bir proje olarak gerçekleştirildi. Bu vesileyle iki sosyal projeye ev sahipliği yapan Ekşioğlu Vakfına teşekkür ediyor, organizasyonda emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
Kadınlar gününün kısa bir tarihi sürecine baktığımız zaman 1857’de ABD’de çok zor şartlar altında çalıştırılan kadınların(12,5-15 saat günlük çalışma saati) düşük ücretlere itirazı olarak kadınların greve çıkmak istemesi ile başlayan bir süreç. Grevi engellemek için kadınlar fabrikaya kapatılır. Kapatılan yangın merdiveni ve çıkışlar sonrası çok sayıda kadın hayatını kaybeder.
25 Mart 1911’de gömlek fabrıkasında çıkan bir yangında;146 kişinin 129’u kadın olarak hayatını kaybeder.
Bu anma günü bir kutlama gününe dönüştürülerek, dünyanın her yerinde kutlanmış olsada, yapılan kutlamalara baktığımızda her şeyin istismar edildiği gibi kadınlar gününün de istismar edildiğini görüyoruz.
1889’da 2. Enternasyonel toplantıda Alman Sosyal Demokratların önerisi ile 8 Mart dünya kadınlar günü olarak kabul edildi. Ancak Birleşmiş Milletler bunu tam 66 yıl sonra kabul etti.
Bugün her reklamda kadınlar gününü kutlayan kapitalizim bunu benimsesede, Birleşmiş Milletlerin yapılanmasında son derece etkin ve belirleyici olan küresel elit finans sahipleri bu gecikmenin sebebidir.
Bugün toplumlar, kutlanılan kadınlar gününün temel manifestosunu unutmuştur. Bu unutturmanın başını küresel finans çekerek; aynı zamanda bu işinde de kadınları kullanıyor.
Kadınlar günün de, bir kadın hareketi gibi cinsiyet eşitliği söylemi üzerinden söylemler geliştiriliyor. Organizasyonları dışardan desteklenerek, içerdeki işbirlikçilerle lezbiyen, gay yürüyüşlerine çevriliyor. Alt yapısı sosyal medyada kurgulanarak İstanbul’da organize edilen bir yürüyüş de açılan pankartlarda ahlaksızlığı meşrulaştırmak için, her türlü sapkın arzular cinsiyet üzerinden pankartlara yazılarak yürüyüş yapılıyor.
Seçim arefesinde olması dolayısı ile bu sapkın topluluğun, toplumumuzda ur gibi boy göstermesine müsade ediliyor. Bu sapkın topluluk, ezan okunduğu zaman bu ülkenin mukaddes değerlerine karşı kin ve nefretini kusarcasına sokaklarımızda ezanı ıslıklıyor.
Şimdi soruyorum; bu sapkın topluluk Cumhurbaşkanına hakaret etseydi, tek tek toplanır yargının önüne çıkartılmaz mıydı? Ama bir milletin ezanına toplu olarak ıslıklarla küfrediliyor. Göreceksiniz hiç bir şey olmayacak.
Pankartlarda yazılan sloganların bir özgürlik talebi adı altında hedeflediği şey Türk Milletinin çocuklarıdır, aile yapısıdır.
Bunların özgürlük talebi; Tilkinin kümesteki tavuklar için attığı ”Tavuklara özgürlük” sloganı gibidir.
Seçim arefesinde oy kaybı endişesi ile mesafe alan bu sapkın toplulukların, sokaklara çıkarak, sapkın arzularını pankartlarla gençliğimize taşımasına asla müsade edilmemeli.
Öyle Dirilişle, Payitahtla bu işler olmuyor. Her anma günlerini, toplumun aile yapısını çökertmek için kurgulayan bir zihniyetin stratejisini bilmediğiniz, göremediğiniz zaman; Papanın arap ülkelerinde bir hiristiyan ülkesinde karşılanır gibi nasıl karşılandığını anlayamazsınız. Arap Natosunun oluşturulması ve başına İsrail’in gizli geçirilmesini anlayamazsınız.
Kadınlar günü, iyi temenni açıklamaları yaparak, çiçek alıp kutlama ile geçiştirilecek bir gün değildir. Kadınların kapitalizm ile başlayan mücadelesi; küreselciler tarafından etki gücünün çok iyi bilinmesinden dolayı alan kaymalarına sistematik olarak taşınarak kendisine hizmet ettirecek hale sokulmuştur.
Bugün kapitalizmin en güçlü olarak toplumları kontrol ettiği yer finans sistemi para düzeneğidir. Kadını da, erkeği de, yöneticileri de tüm toplumsal hareketleri kurduğu para sistemi ile kontrol etmektedir. Ve bu bir kağıttan kaplandır.
Bu vesileyle kadınların direniş gününü kutluyorum. Kadınların 1857 ruhu ile yeniden, kapitalizmin sömürü aracı olan para kredi sistemine karşı baş kaldırarak mücadeleye davet ediyorum.
Selam ve dua ile…
Yunus EKŞİ
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…