islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4852
EURO
36,4080
ALTIN
2.960,47
BIST
9.359,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Ruhumuzun Yeni Dili: Hikmet ve Adalet -I-

Ruhumuzun Yeni Dili: Hikmet ve Adalet -I-
22 Ekim 2022 11:12
A+
A-

Ali Haydar Haksal’ın kaleme aldığı “Ruhumuzun Yeni Dili: Hikmet ve Adalet -I-” yazısını siz değerli okuyucularımıza sunuyoruz..

Sözün değer kazandığı yer güvendir. Güven, insanı belli bir yere konumlandırır. İnsanların birbirine olan itimadı, dayanışmayı güçlendirir. Materyalist hayat anlayışındaki çıkarcılık insanları bencilliğe sürekler. Bencillik, kişinin sadece benini düşünmesi, kendisi dışındakilerinden kimseyle ilgilenmediği bir hayat tarzı olur. Bir toplumun içindeki ilişkiler daha çok bunlarla kendini belli eder. Bu bir doğal oluştur. İnsanlar davranışlarıyla birbirlerinden etkilenirler. Ya da uyum içinde olurlar. Tersi ise kargaşa ve kaostur.
Mahalle kültürü biraz da bununla tanımlanır. Mahallenin delikanlıları, esnafı, kadınları sanki içsel bir bütünlük içindedirler. Birbirlerini gözetirler, kollarlar. Mahallenin hakkının yenmesinden rahatsız olurlar. Bu manevî dayanışma bir çevrenin özel kültürüdür. İnsanlar, minnetsiz bir bağlılık içindedirler.

Fütüvvet ehlinin yapısını tamamlayan şu ahlâkî öğretiler manevi bir zenginliktir. “İffet, şecaat, hikmet ve adaletten ibaret olan dört asla raci [ilişkili] bulunduğu, tövbe ve cömertliğin iffete, tevazu ve emniyetin şecaate [yiğitliğe], doğruluk ve hidayetin [kurtuluşun] hikmete, ve nasihatin de adalete fer [aydınlatıcı] olduğu izah edilmektedir. [Gölpınarlı, agm. s. 19.] Burada hemen her bir kavram bir toplum hayatının tamamen iyilik ve güzellikler ile donandığı görülür. Her davranış biçimi olgun, iyi ve güzel bir insan tanımı yapar. İnsanların birbirlerine güvenmeleri toplum içinde genel olarak huzurlu bir ortamın oluşumunu sağlar. İstersek biz bunun alanını daraltalım, bir çarşı esnafı ile sınırlayalım. Söz konusu bir çarşı esnafı arasında asla birbirlerinin haklarına tecavüz düşünülemez. Zaten eğer biri bir sapma gösterirse o oradan tam anlamıyla dışlanır. Yanlış yapan üzerindeki psikolojik bir tutum onun kendiliğinden dışlanmasına neden olur. Bunu da kimse göze alamaz.

“İffet” edebin bilinen maneviliğin içyüzüdür. İffetli bir insanın davranışlarından kimi durumlar belirir. Bir yanlışı olduğunda ya da öyle anlaşıldığında yüzü kızarır. Edepli bir insanın başka bir yüzü olmaz. Çünkü kusurları kendisini anında belli eder. Hani biri edepten yoksunluğu kaşarlanmış bir yüz ile tanımlanır. Edepli insan bir anlamda yiğit bir kimsedir. Sakınımları ve tercihleri bakımından.

Bir toplumun en çok gereksinim duyduğu bir durum da insanların birbirlerine olan güvenini sağlayan adalet duygusudur. Adil olma hiçbir haksızlığa izin vermeme, haksızlık yapanlara tahammülsüzlük en belirgin yaptırımdır. Bunlar hiçbir zaman bir zorbalığa izin vermez. Çarşı esnafının ya da bir cemiyete mensup olanların, bir derneği oluşturanların her biri içten kurgulu olan bu manevî yapıyla uyum içindedirler.

Bu tip bir topluluğun önde gelen insanları olur. Bunları ister pir, ister başkan veya önder olarak tanımlayalım. Bunların omuzlarındaki manevi ağırlık büyüktür. Asla yanlış yapamazlar. Yapsalar bir anda orada tutunamazlar. Bunların katı yasaları yoktur ama manevî psikolojik atmosferleri olur. Bilge insanların etkisi oldukça fazladır. Bir toplumda, bir cemiyette bir çarşıda ağırlığı olan bu güzel insanların sözlerine itibar edilir. Onlar adeta hikmetli sözler etmek için yaratılmışlardır.

Yanlışlıklar olunca bir Müslüman’ın, pişmanlığı tövbe kapısını aralar ve açık tutar. Kul olarak insanın Allah’a bağlılığıyla sığınmasıdır. Yanlıştan dönen tövbe edenin yakarısı kabul görür.

Bu cemiyet veya esnaf topluluğunun tövbesi olduğu gibi cömertlikleri önemlidir. İlişkilerde tevazu ve samimiyet olur. Zihinlerinin arkasında başka bir niyet ve düşünce belirmez.

Günümüz siyasal topluluklarının, derneklerin, sivil toplum kuruluşları denen oluşların içinde yer alanların yapılarına bakıldığında birbirlerinin yüzlerinde sahte gülümseyişler, sevişlerin arkasında başka olan, birbirlerinin kuyularını kazan, dolap çevirenlerle bir karşılaştırmada yarar var.

Manevî yoğunluğun olduğu topluluk ile diğerlerinin arasında uçurumları karşılaştırmak yeterlidir. İlkinde her şey samimilik içinde oluşur, diğeri de sahtelikler içerir.

 

 

ETİKETLER: Manşet
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.